Tamam;

Öğrenim şart. Deneyim ve liyakatte onun kadar şart.

Beceri ve sosyal düşünce yeteneği, analitik düşünce yetisi de olmazsa olmazların arasında.

Biraz da şans gerekiyor bazen ama olsun, yukarıda ki meziyetleri taşıyabilmek bir yerlerde bir şeyler olabilmek için yeterli mi acaba?

Yok yeterli, değil.

Hamur meselesi var çünkü.

Anneannem söylermiş insanın hamuru ekşiyse böreği acıdır diye.

Çokta haklıymış.

Eskilerin hamur dedikleri şimdilerin oyun hamuru değil elbette.

Şöyle bir bakın etrafınıza; canınızı sıkacak neler oluyorsa sorumlularının hamurları ile ilintili.

Yoksa, yani hamuru hamur kıvamında olsa,

İnsan neden yolsuzluk yapsın? Neden ona buna iftira atsın? Neden menfaatimdir diye yağdanlık olsun? Neden harama el uzatsın? Neden kız çocuğunu gelin diye alsın?

Neden ele geçirdiği bir makamı oğul, dayı, teyze ve de bilumum akraba i tallukatla doldursun?

Örnekleri siz çoğaltırsınız ben konuya gireyim.

31 Mart seçimlerinde ekonomik krizden ve Suriyelilerden sonra en fenomen neden sorun neydi?

Kamu kurum ve kuruluşlarına kişilerin liyakatlarına bakılmaksın yapılan atamalar ve bu atamaların da genellikle eş dost ve akrabalardan oluşması değil miydi?

Bir nevi kan bağı kadrolaşması yani.

Karşı çıkanlar olabilir ama bence buydu.

İnsanlar biraz da düğün evlerine dönmüş, maaile kadrolaşılan kurumlara tepki göstermek için büyük kentlerin tamamını yakınını CHP ye emanet ettiler.

Dediler ki belki bunlar yapmazlar.

Bu ne şimdi?

Daha dün, CHP Genel Başkanı “Falan milletvekili telefon etti, onun akrabasıymış, hiç dinlemeyeceksiniz. Genel Başkan olarak söylüyorum, Genel Başkanın akrabası olsa bile hiç dinleyemeyeceksiniz. Liyakat çok önemli… Partizanca atamalardan uzaklaşın. İşi ehline vereceksiniz. Uzun bir Adalet Yürüyüşü yaptık, Mısır’daki sağır sultan duydu yürüyüşümüzü. Adaletle yöneteceksiniz. Belediye çalışanlarının özlük haklarına sahip çıkacaksınız. Kimsenin ekmeğiyle oynamayacaksınız. Belediyeyi adaletle yöneteceksiniz ki, size oy vermeyenler bile size saygı duysun”

Diyerek liyakatsızlığa, eşe, dosta akraba vs. ye mevki makam verilmesi konusunda tüm belediyelerinin kapılarını kapatmadı mı?

Kapattı.

Ama bunlar eşikten atlayıp girdiler herhalde.

Baksanıza;

İzmir'in CHP’li Menderes Belediye Başkanı özel kalem müdürü olarak, amcasının oğlunun eşini atıyor ve aynı kişinin bu görev ile birlikte,  Kültür ve Sosyal İşler Müdürü yapılıyor,

Ayrıca CHP'den Menderes Belediye Başkan aday adayı olan biri de, Park Bahçeler Müdürü oluyor,

CHP Mendres İlçe Başkanı Belediye şirketinin başına getiriliyor

Adana Seyhan Belediyesi'nin CHP'li Başkanının damadı özel Kalem Müdürlüğü'ne atanıyor,

CHP'li Selçuk Belediye Başkanının kuzeni, Selçuk Belediyesi'ne sekreter yapılıyor,

İzmir’in Torbalı ilçesinin CHP’li Belediye Başkanı henüz öğrenci olan oğlunu ‘güveneceğim başka kimse yoktu’ diyerek belediye şirketi ne Genel Müdür Yardımcısı olarak atıyor, sıkıyı görünce de görevden alıyor.(oğlan mezun olunca da genel müdür olacak herhalde.)

Genel başkanın söyledikleri ile taban tabana zıt olan bu eylemler bence en hafifinden CHP ye suikasttır.

Hiç birinin özür kaldıracak hali yok.

Şimdi kimse kusura bakmasın.

Yapılan; seçimlerde canla başla çalışan 11’i büyükşehir olmak üzere 250 belediyeyi CHP’ye kazandırmak için gecesini gündüzüne katan parti teşkilatlarına ve onlara inanan güvenen seçmene ihanettir.

Ben bu konuda son derece radikal düşünüyorum ve örnekte oluşturması açısından konunun sorumlularının derhal istifa etmeleri ya da ettirilmeleri gerekliliğine inanıyorum.

Eğer CHP yönetimi bu konuda romantik davranır ve seçim kazanmalarını sağlayan söylemlerinin içini boş bırakır ise bedelini yine seçimle öder.

Ben bu yazıyı yazarken Change.org’de konuyla ilgili bir imza kampanyası başladı bile.

Dilerim başka örneklerde çıkmaz.

Durum şunu gösteriyor ki, insanların siyasi görüşleri, parti tutmaları filan hikaye

Aslolan hamur.

Eğer hamurda sıkıntı varsa ne yapsan nafile. Hazret bildiğini okuyacak.

Gerçi bu durumun kimseyi şaşırtmadığının da farkındayım.

Ahali yılladır çoluk çombalak doldurulmuş devlet kadrolarına o denli alıştı ki,iş neredeyse meşru oldu.

Dün konuyu tartışırken arkadaşlardan biri ‘’onlar yaparlarken iyi biz yapınca kötü öyle mi hocam?’’ diye sordu.

Uzun uzun yanıt vermek yerine ben de bir yanlışın doğrusu başka bir yanlış olamaz dedim ve baktım mesele uzayacak yine dibek taşında su döveceğiz konudan çıkmak için eee Bursa Spor bu sene ne yapar, süper lige yeniden çıkabilir mi? Efsunlu sorusunu sorarak topu taca attım.

Efsunlu soru diyorum çünkü daha bu küme düşme rezaletini içselleştirmiş hiçbir Bursalı taraftara rastlamadım. Mesele Yeşil Beyaza gönül verenlerin göğüslerine saplı bir ok gibi.

Bir söylüyorsunuz bin işitiyorsunuz ki onun da altında liyakat pardon liyakatsızlık sorununun yattığı aşikar.

Neyse konuyu dağıtmayayım, Bursa Sporu uzmanlarına bırakıp devam edeyim;

Ne diyordum?

Ha; özellikle CHP’nin bu kadrolaşma meselesinde kesinlikle su yutmaması gerekiyor ki,son seçimde yakaladığı rüzgarı kaybetmesin.

Son olarak ta yaşanılanlarla ilgili CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısının söylemlerine yanıt vermek isterim;

Bir gazeteye verdiği demecinin bir bölümünde mealen diyor ki G. Başkan yardımcısı

‘’Yeni göreve gelen arkadaşlarımız var. İçinde bulunduğu durumdan dolayı böyle bir hatalı değerlendirme yapmış olan arkadaşlar var “Ama biz her zaman liyakatı öne çıkararak genel başkanımızın verdiği talimatlar çerçevesinde eş, dost ve akraba görevlendirilmesine engel olacağız. Bununla ilgili en son Seyhan ve Safranbolu belediyeleri ile ilgili olarak gerekli açıklamayı yaptık ve gereken yapılacaktır,“Beyazda leke gözüküyor fakat siyahta hiç belli olmuyor”

Yok kardeşim o iş öyle değil.

Her ne kadar genel başkan, usulsüz atama yaptığı iddia edilen belediye başkanlarını tek tek arayıp, atamaları iptal ettirdiği belirtiliyorsa da,

Göreve yeni gelenler CHP’nin Patagonya örgütünden mi geldiler de partinin bu konuda ki duyarlılığından bihaberler?

Yaptıkları da değerlendirme filan değil alenen yandaş kayırma. Hani sizin yıllardır şikayet ettiğiniz o yandaş kayırma.

Gereken yapılacaktır da ucu açık bir cümle.

Gerekenin ne olduğunu düşünürken partinin göreceği zararı da hesaba katıverirsiniz artık bir zahmet.

Bir de, şu beyazda leke görülüyor siyahta hiç belli olmuyor ruh halinden de çıkın artık

Onu zaten seçmen gördü, yanıtını da verdi.

Gereğin ne olduğunu da düşünmeyin, tabanınızın sesine kulak verin

Yanıt oradan çoktan geldi bile.

Ama bir konuda da hakkınızı yemek olmaz;

Henüz insanın hamurunun muhteviyatını ortaya çıkartacak bir makine çıkmadı.

Kimseye kavun muamelesi de yapamıyorsunuz ki koklayarak saptayasınız adaylarınızın liyakat konusunda ki algılarını.

Ama görevden almak gibi, başkanlıktan düşürmek gibi yaptırım gücünüz var.

Kullanıverin gari…

Malum;

Ekşi hamurla börek, acı olurmuş;

Eskilere kulak vermek lazım.