Müze’de Sanat Konuşmaları 3’te “Çağdaş Sanatta Sanatçı Olmak” konuşuldu

Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi’nin düzenlediği “Müze’de Sanat Konuşmaları 3” konferansı Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi’nde gerçekleşti.

Moderatörlüğünü Güzel Sanatlar Fakültesi Baskı Sanatları Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Hayri Esmer’in yaptığı konferansa çok sayıda öğrenci ve öğretim görevlisi katıldı. Müze’de Sanat Konuşmaları kapsamında Anadolu Üniversitesi’ne konuk olan Ekrem Kahraman, “Çağdaş Sanatta Sanatçı Olmak: İlişkiler, Pozisyonlar, Ütopyalar” konusunda Prof. Hayri Esmer’in sorularını yanıtladı. Prof. Esmer açılış konuşmasında, “Kuşku yok ki sanat konusu tüm zamanlar için güncelliğini koruyan ve her zaman tartışılması gereken bir konudur. Günümüzde sanat konusunun genç sanatçılar için konuşulması aciliyet taşıyan bir konu olduğunu düşünüyorum. Bir enstitüye dönüşen sanat piyasasının birçok yönden sanatçı özgürlüklerini törpülediği tartışılmaktadır. Bugün Müze’de Sanat Konuşmaları kapsamında sanatçı Ekrem Kahraman ile birlikte Çağdaş Sanat’ta Sanatçı olmak ve Günümüzde Sanatçı olmak konularına ışık tutacağız” şeklinde konuştu.

“Sanatçı ile çağdaş sanatçı arasında fark vardır”

Çağdaş Sanat’ta sanatçı olmakla ilgili Ekrem Kahraman, “Sanatçı aslında bir tamircidir. Çünkü toplumun eksik kalan duygularını tamamlar ve tamir eder. Çağdaş Sanatçı ile Sanatçı arasında bir fark vardır. Sanatçı genel bir kavramdır, Çağdaş Sanatçı ise bu çağda yaşayanı anlatan bir kavramdır. Modern kavramı antik çağda da vardı. 19. yüzyıldan itibaren modern kavramı içerik kazandı. Modern kavramı moda olandır fakat çağdaş ise o çağda olanı anlatır. Güncel sanat diye bir kavram yoktur. Hangi çağda yaşarsanız yaşayın sanatla kültürle felsefeyle o çağın ilişkisi olmak zorundadır, yoksa çağdışı olarak görülürsünüz. Bu çağda sanat yapan kişi, çağın şartlarına göre yeni, özgün, iddialı ve malzeme farklılığını oluşturabilin olmalıdır” dedi. Kahraman, sanat eserlerinin sergilenmesinde küratörlerin sanatçıdan daha çok ön plana çıktığını ifade ederek, “Küratör kavramı 200 yıldır, müzeler ortaya çıktığında beri var ancak günümüzdeki küratörlük anlayışı farklılaştı. Türkiye’de bağımsız küratörler ortaya çıktı. Sanatçılara nasıl eserler ortaya çıkartacağı konusunda fikir vermekten öteye geçen küratörler yüzünden sanatçılar işçiye dönüştürüldü” diye konuştu.