Barış Pınarı Harekatı, Amerika'nın talepleri doğrultusunda bitti. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'nin açıklamalarından duyduğum rahatsızlığı twitter hesabımdan ifade etmiştim. Türkiye'de Amerikalıları fazla konuşturan bir siyaset ile gelecekten umut bekleyemeyiz.... Elbette Türkiye'nin geldiği noktada gördük ki, yine tüm yükü omuzlayan Türk Silahlı Kuvvetleri yani Mehmetçik. Allah'a şükürler olsun ki, Anadolu'da analar halen daha aslan doğuruyor...

Barış Pınarı Harekatı ile gördük ki, Amerika teröristlerin ağabeyi olduğunu kabul etti. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'un attığı twettler aslında büyük birer itiraf. Lakin, Amerika lideri bu tweetleri atarken bizim ülkenin hukukçularının elleri armuttu mu topluyordu merak ediyorum! Türkiye'nin bu tweetleri çok iyi değerlendirmesi gerekirdi. Masa da elimizi daha güçlü kılabilirdik. Velhasıl böyle aslanlarımız varken neden masaya oturan bir millet olduk, onu da pek anlamam zaten. Bakınız hem Selçuklu hem Osmanlı cenkte kazanıp masa da kaybetmedi mi?

Türkiye'nin güney sınırında on yıllardır devam eden terörizm elbette bitti diyemeyiz. Amerika'nın ağabeyliğinde olan bir bölgeden bize her zaman dost kurşunu gelecektir. Bilmeliyiz ki dostumuz Amerika, besledikleri ile bizi vurmaya devam edecek... Türkiye'nin yerli ve milli savunma sanayiinde bir kaç adım daha ileri gitmesi gerekiyor. Bunun içinde toplumsal dizayn şart. Toplumun devlet ve millet bağlarını güçlendirici adımlara ihtiyaç var. 72 saat sonra masaya oturmayı Türk Milleti asla hazmedemez! Burada ki kazanım ve kaybedişleri ilerleyen süreçlerde değerlendirmek gerektiğine inandığım için Erdoğan ve Pence görüşmesine girmiyorum. Lakin, Türkiye'nin Türk Lirası ile ticareti güçlendirmesinin şart olduğunu gördük. Yabancı para birimleri ile ticaretin önüne geçmek lazım. Bir diğer husus ise kamu görevinde bulunanlar ile Milletvekili ve Bakanların, Amerika başta olmak üzere yurt dışında mal varlığının olmaması gerekliliği. Bu tür durumların devletin elini ne kadar bağladığına da hep beraber şahitlik ettik.

İYİ Parti, Bursa'dan umutlu...

Uzun zamandır köşemde yer vermediğim siyasi partilerden birisi de İYİ Parti. Elbette buarada yeniden ifade etmekte fayda var. Siyasi partilerin basın ve medya ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Sonuç itibariyle bize ulaşan her siyasetçiye kapımız her daim açık.

Geçtiğimiz günlerde iş adamı Hasan Eker'i ziyaretim sonrasında beni partinin İl Başkanlığına kahve içmeye davet etti. Bursa'da başarılı ve saygın kişiliği ile tanınan Hasan Eker, BTSO Meclis Üyesi olmasının yanı sıra başarılı bir kongre ve turizm uzmanı... Siyasete yeni girmesine rağmen, duruşundan taviz vermeyen Eker'in başarılı bir siyasetçi olacağına inananlardanım.

İYİ Parti İl Binasında partinin Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Mehmet Temirtaş ve Teşkilat Başkanı Gökhan Özdemir ile birlikte ağırladı bizi, İl Başkan Yardımcısı Hasan Eker. Siyasetin yeniden şekillendiği Türkiye'de İYİ Parti ve CHP daha doğru ittifak yapabilselerdi, bugün siyaset adına çok farklı dengeleri konuşuyor olacaktık. Yine de kent adına ve parti adına İYİ Parti yönetimi fazlasıyla umutlu. Bursa'da ciddi bir yeni üye kazanımı elde ettiklerini ifade eden Belediye Meclis Üyesi Mehmet Temirtaş, "yerel yönetimlerin aksaklıklarından kaynaklanan sorunları vatandaşımız bize iletiyor ve bizlerde yetkililerle birlikte çözüyoruz. Sahada partimiz ve meclis üyelerimizle güçlü bir çalışma yürütüyoruz. Sokakta olduğumuz, halkın arasına karıştığımız içinde ciddi anlamda üye katılımı almaktayız" diyerek başarının formülünü de veriyor aslında.

Parti içerisinde birlikteliğin Ankara'dan başlayarak delegelere varana kadar güçlü bir bağ içerisinde olduğunu vurgulayan İl Teşkilat Başkanı Gökhan Özdemir, "siyaset aile gibidir. Samimiyet ve özveri ile bu aileyi büyütebilirsiniz. Bizlerde bireysel ve kurumsal anlamda iyi adımlar atan iyi insanlar olmayı hedefledik. Ve bu hedef bize geniş bir aile oluşturdu. Genel Başkanımız Meral Akşener'in söylemlerinin siyasette yarattığı duruş ve öngörülülükte elbette partimizin halktan teveccüh görmesinde en büyük etken" diyerek lider merkezli değil, halk merkezli bir siyasi parti olduklarını vurguluyor.

Türkiye'de gelinen noktada çok partili bir siyasi duruş yansıması görüyoruz. Özellikle Barış Pınarı Harekatı gösterdi ki, tek partili bir siyaset ile bütünleşmek imkansız. Bu anlamda Türkiye'nin sanayi, ticaret, turizm ve ekonomi kenti Bursa'da yaşanan siyasi ataklar, ülke adına da umut verici diyebilirim.