Bu Guru, Sanskrtiçe’deki öğretmen ya da usta değil. Apartmanın en sevimli sakini Terrier Jack Russel cinsi köpeğin adı. Guru birlikte yaşadığı insanlardan çok farklı. Kimsenin yüzüne kapı kapatmıyor, asansöre arkasından geleni gördüğü halde tek başına binmiyor, asla küçük dağları ben yarattım edasıyla salınmıyor, dışarıda lodos eserken kolorifere istasyona geç kalmış şimendifer muamelesi yaptırmıyor, gecenin bir yarısı duvarlara vurmuyor, bağıra çağıra ilahiler okumuyor, genel giderleri her nedense apartman sakinlerine göstermeyen bir yöneticilik anlayışı yok, asansörün her defasında çıkarttığı tokmak misali sesi duymazdan gelmiyor, kapının önündeki kedilere de sahip çıkan sahibesini kıskanmıyor, kapıcıyla odacıyı karıştırmıyor, genel kurul yaparken kiracıları çağırmaya tenezzül etmeyerek onları ikinci sınıf vatandaş yerine koymuyor, apartmanla ilgili her türlü sorunda üç maymunu oynamıyor ve asla dedikodu yapmıyor. Hele kapı kapı dolaşıp birinin aleyhinde, doğruluğu meçhul isnatlarla imza toplama alışkanlığı hiç yok.

Dedim ya Guru bir köpek. İnsan gibi olması beklenebilir mi? Sonuçta o insani meziyetlere sahip değil işte ne yapsın. O sadece son derece sevimli haliyle fıtratında ne varsa onu yapıyor. Irkının özelliği gereği de akıllı ve uysal. Belediyenin yem bile tahsis ettiği bir köpecik.

Asıl mesele, Guru’nun üzerinden yapılmak istenilen. Guru’nun sahibesi, hayvan sevgisini bir yaşam biçimi haline getirmiş. Kedi, köpek, kuş onun için hiç fark etmiyor. İlgisi hepsine aynı. Geçenlerde yağan o sıkı yağmurlarda, elinde bir bez, sokakta ki kedicikleri kuruluyordu, bunu asla anlayamayanlara inat.

Nedense birileri durumdan vazife çıkartırken, birileri de vazifeden durum çıkartır. Burada da aynı durum oldu. İnsanlar apartmanın tümüne ait bahçemsi toprak parçasını dönüm sayıp sahiplenmişler. Tabii kedilere de kaplan muamelesi yapıyorlar. İlle de olmasınlar diye bir kulis faaliyetidir gidiyor. Hadiseyi öyle bir boyuta taşımışlar ki, Guru’yu ve sahibesinin ailesini oturdukları daireden çıkartmak için, dava bile açmışlar. Davanın konusu Guru’nun havlaması ki, hayvan gerçekten çok ender havlıyor ve binadaki garip gürültüler kadarda çevreye rahatsızlık vermiyor. . Tanıklarından biri kapıcı (Guru’nun dairesi ile kapıcı dairesi arasında beş kat var ve biri kuzeye, biri doğuya bakıyor) diğer tanık bu binada bile oturmuyor. Davayı açan ise, ev sahipleri. Hukukçu dostlarım bu yazıyı okuyunca nasıl tepki verecekler bilmiyorum ama dava sürüyor.

Tahammülsüzlüğün, sevgisizliğin, bencilliğin baskısı ile kim bilir kaç yerde kaç Guru evinden edilmek istenmektedir. Elbette bir hayır işlenirken diğer insanları huzursuz etmek kimsenin lüksü değil, ancak bir amaca ulaşmak için hukuku kullanmakta kimseye tanınan bir ayrıcalık değil. Apartmanlarda evcil hayvan beslemenin koşulları var. Guru kesinlikle bu koşullar göz önüne alınarak bakılıyor. Sokak hayvanları içinse insani koşullar var, onlar da Guru’nun sahibesi tarafından bu bağlamda bakılıyor.

Çok uzun süredir, insan özneli haberler yapıyor ve yazılar yazıyorum. İnsanın değerini, insanın insana sağladığı kazanımları konu alıyorum. Bu gün, hayvan özneli bir yazı yazdım; Guru’ya müstehak görülen davranışta insan öznesi bulamadığımdan dolayı olabilir mi ki?