MTSO Başkan Yardımcısı Coşkun: İnsanların eğitim alma özgürlüğü kısıtlanmamalı

Manisa Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkan Yardımcısı Yaşar Coşkun, işi bir sonraki nesli yetiştirmek olan koca bir sektörü yasaklayan yöntemin yapıcı olmayacağını söyledi. Servisiyle, yemeğiyle, kıyafetiyle 15 bin ile 30 bin lirayı bulan özel bir okula gidemeyen öğrencilerin, bu rakamın beşte, hattâ 10’da 1’inden daha az bir meblağa okulunda aldığı eğitimi takviye etmesine engel olunmaması gerektiğini kaydetti. Coşkun, sınav sisteminin kaldırılabileceğini ancak insanların eğitim alma özgürlüğünün kısıtlanmaması gerektiğini belirtti.

Oda binasında dershane ve özel etüt merkezlerinin kaldırılması hakkında bir basın toplantısı düzenleyen MTSO Başkan Yardımcısı Coşkun, özel sektörün gücünün yok sayılmaması gerektiğini söyledi: “Bugün dershanelerimiz, yaklaşık 100 bin çalışanı için sigorta yatırmaktadır, işsizlik primi ödemektedir. Hem dershaneler hem de dershanelerde çalışanlar vergilerini ödemektedir. Bunların devletimize sağladığı katkı gözardı edilmemelidir. 100 bin çalışan dediğinizde, dörtle çarparak yarım milyona yakın aile bireyine etki edeceği unutulmamalıdır.”

Vergisini veren, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kontrolünde çalışan hâlihazırdaki yapıların âtıl duruma getirilmemesi, merdivenaltına itilmemesi gerektiğini belirten Yaşar Coşkun, “MTSO olarak bu konunun, çözümsüz bir noktaya taşınmadan hep birlikte aşılabileceğine inanıyoruz. Öncelikle şunu ifade edelim, bugünün mevcut sisteminden ne dershane işletmecileri ne de çalışanlar memnundur. Çalışanlar haftada 50-60 saat arası derse girmekte, birçoğu 10 ay maaş alabilmekte, haliyle verim düşmektedir. İşletmeciler de tam ücret alamamaktan şikâyetçidir. Şu an dershanelerimiz sadece daha hızlı soru çözmek, sınav kalıbına yönelik yarışçı gençler yetiştirmek üzere eğitim veren kurumlar halini aldı ancak unutulmamalıdır ki bu, kamunun kurgulamış olduğu bir sistemdir.” dedi.

Coşkun, şöyle devam etti: “Farklı bir sistem de yine kamusal karar alıcılar tarafından kurgulanabilir, bunun için dershanelerin kapatılmasına gerek yoktur. Yapılacak yeni bir kurgulamada rekabetçi piyasa içerisinde özel sektör, tahmin edilenden çok daha kısa sürede yeni sisteme göre yapılanmasını gerçekleştirecektir. Sınavsız sistem içerisinde, yani öğrencilerin okulda aldıkları notlarla bir sonraki aşamadaki öğrenim seviyesini belirleyeceği sistem içinde de dershaneler, okul müfredatını destekleyici eğitim vererek pekala varlığını koruyabilir. Hattâ göreceksiniz ki dershaneler, birçok özel okulun dahi yeterince gerçekleştiremediği zeka oyunları, robot sistemleri gibi çalışmalarla çocukların sorun çözme kapasitesini arttırma yoluna gidecektir. Sosyal sorumluluk projelerine önayak olarak yeni neslin sosyal zekasının geliştirilmesine, sorumluluk almasına imkan tanıyacaktır.”