Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

DHA YURT BÜLTENİ - 6

  Fabrikanın kimyasal atıkları, balıkların ölümüne neden oldu Bursa'da boya fabrikalarının Cenüp Deresi'ne bıraktığı kimyasal atıklar, binlerce balığın ölümüne neden oldu. Su yüzeyine çıkan ölü balıklar nedeniyle çevreye...

Haber Giriş Tarihi: 19.10.2019 11:37
Haber Güncellenme Tarihi: 19.10.2019 12:53
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/

Fabrikanın kimyasal atıkları, balıkların ölümüne neden oldu

Bursa'da boya fabrikalarının Cenüp Deresi'ne bıraktığı kimyasal atıklar, binlerce balığın ölümüne neden oldu. Su yüzeyine çıkan ölü balıklar nedeniyle çevreye kötü kokular yayılmaya başladı.
Bir bölümü Kestel, bir bölümü ise Gürsu ilçesinde bulunan Cenüp Deresi'ndeki balıklar, son 20 yılda bölgeye yapılan fabrikalar nedeniyle bitme noktasına geldi. Kestel ilçesinde kurulan atık yönetimi ve geri dönüşüm tesisi sayesinde dere, fabrika atıklarından temizlenerek balık yaşamına uygun hale getirildi. Son bir yıldır balıkların çoğaldığı dereye cuma akşamı bir boya fabrikasından kimyasal atık döküldü. Atık nedeniyle deredeki binlerce balık telef oldu. Derenin, Gürsu'nun Hasanköy ve Ağaköy köylerinde olan kısmında çok sayıda ölü balık su yüzeyine çıktı. Balıklar nedeniyle çevreye kötü kokular yayılmaya başladı.
1985 yılına kadar kanaldan tertemiz su aktığını belirten Hasanköy Mahalle Muhtarı Ertuğrul Türe, "Kestel Organize Sanayi'nin kurulmasıyla birlikte boyahanelerin atıkları dereye aktı. Dereye bırakılan atıklar, ölümlere sebep oldu. İlerleyen yıllarda boyahaneler çoğaldı. Dereden boyahanelerden bırakılan su akmaya başladı. Bırakın balığı, kurbağa dahi yaşamaz oldu. 2000'li yılların başında, Kestel Sanayisi'ndeki atıkların yüzde 80-90'ı yeşil çevreye aktarıldı. 2004'te de arazideki köylerimiz mahalleye dönünce, büyükşehir belediyesinin de katkılarıyla bazı adımlar atabildik. Arıtma tesisine para ödemek istemeyen bazı fabrika sahipleri suyu kanalımıza saldı. Yaklaşık bir senedir kanalımızda temizlik söz konusuydu. Yukarıdaki temiz alandan balıklar yine alt kısımlara indi. Ara ara salınan atıklarla ölümler yaşandı. Son 2 aylık dönemde kanalımız artık kurtuldu diyorduk ki; balık ölümleri yaşandı" dedi.
'ATIKLAR CUMA GÜNÜ BIRAKILIYOR'
Fabrikaların dereye atık bıraktıkları zaman genel olarak cuma günlerini tercih ettiğini söyleyen Türe, "Cuma günü akşam saatleri kamu kuruluşlarının tatilde olmasıyla numune alamazlar, ölçüm yapamazlar gibi düşüncelere sahip oluyorlar. Bu sebeple de atıkları cuma akşamları yapıyorlar. O atıklar da kanala döküldüğünde ölümler meydana geliyor. Yukarıda temiz alanımız vardı, su arınıyor, yine balıklar suya giriyor. Ertesi gün yine bir fabrika yüzünden hayvan ölümleri devam ediyor" diye konuştu.
'TARLALARIMIZI SULUYORUZ'
Derenin tarımsal sulamada da kullanıldığını dile getiren Türe, "Tarla sulamalarının yüzde 80'i bu sudan yapılıyor. Tarım sulamasında en çok faydalanılan alanlardan biri. Ama maalesef, çiftçimiz temiz diye motorunu kuruyor. Tarlasını sulamaya başlıyor. 3 saat sonra yukarıdan gelen kirli suyu tarlalarımıza akıtmak zorunda kalıyoruz. Sağlık açısından belki toprakta bir zararı yok ama temiz bir suyla tarım arazilerini sulamak varken, neden katkılı suyla arazimizi sulayalım. Yazık" şeklinde konuştu.
'ÇOCUKLAR ÖLÜ BALIKLARI TOPLAYIP YİYECEKTİ'
Balık ölülerinin insan sağlığına zararlı olduğu için korktuklarını belirten Muhtar Ertuğrul Türe, "Ölü balıklar otların olduğu yerde takılıyorlar, yüzlerce balık aynı noktada kalıyor. Bu bir zaman sonra koku yapacak. Bilinçsiz insanlarımız var. Geçtiğimiz gün çocuklar gelmiş, bu derede balık topluyorlar. Büyüklerini uyardık da çocukları bu şekilde durdurduk. Bunu götürüp belki de evlerinde yiyeceklerdi" dedi.
'EN AĞIR CEZAYI ALMALARI GEREKİYOR'
Bunu yapanların en ağır cezayı almasını istediklerini söyleyen Türe, "Şu an burada arıtma tesisimiz olmasaydı, bunları konuşmamız pek de mümkün değildi. Çünkü zaten zift gibi akıyordu. Eğer şu an sanayicimiz atığını o yeşil çevreye gönderiyorsa, yüzlerce sanayiciden sadece bir iki tanesi bu işi yapıyorsa, devletimizin ona en yüksek derecedeki cezayı uygulamasını talep ediyoruz. Burada, yaklaşık 10- 12 kilometrelik mesafede bu temizlik sağlandı. Ama 2-3 kişi yüzünden maalesef kanallarımız ara ara bu atığı yaşıyor. Artık halk böyle kanalla ilgili konuşmak dahi istemiyor. 'Tamam temizlendi' diyoruz ama maalesef 10 gün sonra bir fabrikanın 50-100 ton su salması ölümlere sebep olabiliyor" ifadelerini kullandı.

 

Narenciye ve nar ağaçlarını avcı böcek koruyor

Antalya'da Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM) laboratuvarında, narenciye ve nar zararlısı 'unlubit' ile mücadele için yılda yaklaşık 5 milyon faydalı böcek üretiliyor. Avcı böcekler, zararlı böcekleri yok ettikten sonra kendi kendine ölüyor.
Türk turizminin lokomotifi Antalya, aynı zamanda yaş sebze meyve üretim merkezi. İl genelindeki 365 bin hektar tarım arazisinin 750 bin dönümünde meyve yetiştiriciliği yapılıyor. Yılda 1 milyon ton meyve üretilen Antalya'da, meyve üretiminin temelini ise turunçgiller, nar, muz, avokadonun yanı sıra tropikal meyveler oluşturuyor.
AVCI BÖCEKLER ZARARLILARI YOK EDİYOR
BATEM, kent ekonomisinin temel taşlarında birini oluşturan 'turunçgil ve nar' üretimini korumak, meyvedeki ilaç kalıntı sorununu çözmek için meyve zararlılarına karşı biyolojik mücadele için laboratuvarlarında çalışma yapıyor. BATEM bu amaçla meyve zararlısı 'unlubit'e karşı kimyasal ilaç kullanımı gerektirmeyen 'Cryptolaemus montrouzieri' (predatör) 'avcı böceği' ve 'Leptomastix dactylopii parazitoidi' üretiyor. Nisan ve ekim aylarında turunçgil ve nar bahçelerine bırakılan faydalı böcekler, zararlı böcekleri yiyerek yok ediyor. Kış şartlarında yaşayamayan avcı böcekler, zararlıları yok ettikten sonra kendi kendine ölüyor.
YILLIK 5 MİLYON ADET ÜRETİLİYOR
BATEM Müdürü Abdullah Ünlü, turunçgil (portakal-limon-mandalina-greyfurt) ve narda görülen unlubit zararlısına karşı biyolojik mücadelenin ilk sırada yer aldığını söyledi. 1965 yılında Avustralya'dan ithal edilen ve Türkiye şartlarında kışı geçiremeyen avcı böceklerin üretimini BATEM laboratuvarında yapıp üreticiye sattıklarını kaydeden Abdullah Ünlü, yıllık 5 milyon avcı böcek ürettim kapasitesine sahip olduklarını belirtti.
Abdullah Ünlü, "Bu 2 böcek özellikle turunçgil, nar, muz, gül başta olmak üzere süs bitkileri ve subtropik meyvelerin çoğunda kullanılabiliyor. Unlubit zararlısının olduğu tüm bitkilerde kullanılıyor ve oldukça da başarılı. Sonuçlar ise muazzam. Predatör ve Parazitoidi yararlı böceklerinin yardımıyla gerçekleşen biyolojik mücadele nedeniyle, turunçgillerde ve narda zirai ilaç kullanımını sona erdi. Bu nedenle çiftçilerimiz bahçelerini ilaç bulaştırmadan üretim yapabiliyor" dedi.
YÜZDE YÜZE VARAN ZARAR
Turunçgil bahçelerinde genellikle ilkbaharda unlubit zararlısının ortaya çıkmaya başladığını, bu zararlının hortumu vasıtasıyla meyvenin öz suyunu emerek meyveye yüzde 30 ile bazen yüzde 100 oranında zarar verdiğini belirten Ünlü; şöyle konuştu:
"Unlubit zararlısı verimi çok düşürüyor. Bu zararlıya karşı faydalı böcek salımları nisan ayı başından ekim ayı sonuna kadar yapılıyor. İlkbaharın ilk günlerinde çiftçilerimiz bu böcekleri bizden alarak bahçelerine salıyor. Şu an gelecek yıl için böcek üretiyoruz. Ülkemizde turunçgil unlubitinin çok sayıda doğal düşmanı bulunuyor. Bu zararlılara karşı kimyasal mücadele uygulamadan, sadece faydalı böcek salınımıyla mücadele mümkün. Faydalı böcekler sayesinde hem doğal denge korunmakta hem de insan ve çevre sağlığı korunmakta."
KİMYASAL MÜCADELEYE ORANLA MALİYETİ ÇOK DAHA UCUZ
Predatör ve Parazitoit salma yönteminin turunçgil bahçelerinde dekar maliyetinin 70 TL, nar bahçelerinde ise 84 TL olduğunu belirten Abdullah Ünlü, "Bakanlığımız dekar başına 50 TL destek veriyor. Turunçgillerde bu maliyetin yüzde 70'i, narda ise yüzde 60'ını karşılıyor. Unlubit zararlısına karşı üretici mayıs ayından başlayarak hasadın başladığı aralık ayına kadar ayda en az bir kez olmak üzere ortalama 7-8 ilaçlama yapıyor. Ancak avcı böcekler bırakıldığında bu kimyasal mücadeleye gerek kalmıyor. Bu böcekler unlubiti doğada kokusundan buluyor ve yiyor. Sadece böceği yiyor, meyveye bir zarar vermiyor. İlaç atılmadığı için meyvede kalıntı gibi bir problem de olmuyor. İnsan ve çevreye zararı olmaması, iş gücü kazancı ve ekonomik olmasından dolayı da çiftçilerimiz tercih ediyor" dedi.
HAVA SICAKLIĞI 8 DERECENİN ALTINA İNDİĞİNDE ÖLÜYOR
Ağaç başına 10 avcı böcek ve 20 Paratizoit bırakıldığını belirten Ünlü, avcı böceklerin doğada 51 gün, Parazitoidin ise 15 gün kaldığını, hava sıcaklığı 8 derecenin altına indiğinde ise hemen öldüğünü vurguladı. Bu nedenle faydalı böceklerin üretildiği özel odaların kış aylarında soğuktan etkilenmemesi için ortam ısısını ve nem oranını sabit tuttuklarını kaydeden Abdullah Ünlü, "Patates üzerinde beslenen ve büyüyen böcekler, uçmaya başladığında doğaya salınmak için hazır oluyor" diye konuştu.

 

==================

Parke taşı ile camı kırıp, iş yerini soyan kuzenler kamerada 

Adana'da, yedek anahtarını yaptırdıkları kuzenleri Recep A.'ya ait otomobil ile gittikleri cep telefonu bayiini soyan 2 kuzen, bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerasıyla saniye saniye görüntülendi. Tutuklanan kuzenlerden biri alkollü olduklarını öne sürdü.
Çukurova ilçesi 100. Yıl Mahallesi'nde yaşanan olayda,  Veli K. ve Muhittin O. kuzenleri Recep A.'nın otomobilinin yedek anahtarını yaptırdı. Olay günü Recep A.'dan habersiz otomobili alan ikili, cep telefonu bayisine geldi. Aracı ara sokağa park ettikten sonra parke taşıyla camını kırdıkları iş yerine giren zanlılar, kasadaki 300 lirayı alıp, kaçtı.
İkili bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. İhbar üzerine olay yerine gelen Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, soygunda kullanan otomobilin plakasında Recep A.'nın evine ulaştı. Olup bitenden habersiz olan Recep A. ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Veli K. ve Muhittin O. kısa süre sonra yakalandı. Veli K. polisteki ifadesinde, "Kuzenimin aracını zaman zaman ben de kullanırdım. Kendisinden habersiz yedek anahtar yaptırdım. Halamın oğlu Muhittin O. soyduğumuz iş yerinden alacağı olduğunu söyledi. Ben de Recep A.'nın haberi olmadan arabayı aldım. Taşı alarak iş yerinin vitrin camına fırlattım, camı kırdım. Amacım hırsızlık yapmak değildi, çok pişmanım" dedi. Muhittin O. ise, olay anında çok alkollü olduklarını söyledi. 
Şüpheliler emniyetteki sorgularının ardından sevk edildikleri adliyede tutuklandı.

 

'Hanımağa'nın fuhuş çetesine dava

Erzurum'da sosyal medya üzerinden verdikleri ilanla müşteri bulan fuhuş çetesinin 'Hanımağa' lakaplı lideri Elvin A. (45) ile 13 adamı hakkında 2 yıldan 37 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Elvin A.'nın, fuhuş yapılan evlerden birinin yakınında esnaf olan E.A.'ya, polise karşı gözcülük yapması için, cinsel ilişki ücretinde indirim yaptığı ortaya çıktı.
Elvin A. ve çetesinin, çok sayıda yerli ve yabancı uyruklu kadınları Erzurum'a getirdiği, Facebook, Twitter ve Swarm üzerinden verdikleri ilanlar ile fuhuş yaptırdıkları tespit edildi. Yapılan takiplerin ardından Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde düzenlenen operasyonda Elvin A. ve Muhammed Ş.'nin de aralarında bulunduğu 14 şüpheli gözaltına alındı. Elvin A. ve Muhammed Ş. tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 1'i kadın 12 şüpheli ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
DAVA AÇILDI
Soruşturma tamamlanarak, iddianame hazırlandı. 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamaede müşterilerin de aralarında 14 şüpheli hakkında 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üye olma, bir kimseyi fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek veya yer temin etmek, örgüte bilerek isteyerek yardım etme' suçlarından 2'şer yıldan 37'şer yıla kadar hapis cezası istendi. 
İddianamede, şüphelilerin kiraladıkları ikametler ve günübirlik evlerde fuhuş yaptıkları, yakalanmamak için sık sık adres ve telefon numarası değiştirdikleri anlatılarak, çete lideri Elvin A.'nın yönlendirmesiyle Muhammed Ş. ile A.A., Y.K. ve A.S.S.'nin fuhuş için müşteri temin ettiği, 'Hanımağa'nın da fuhuştan kazanılan parayı paylaştırdığı belirtildi.  
Şüpheli ifadelerine de yer verilen iddianamede, 'Arzu' kod adlı örgüt yöneticisi A.A. "Fuhuş yaparak geçimimi sağlamaktayım. Erzurum'da fuhuş yaparken yanımızda kendi isteği ile fuhuş yapan kadınlar bana ve Elvin ablaya arkadaşlarının olduğunu ve yanımıza gelmek istediklerini sorarlar biz de genelde kabul ederiz. Ancak güzel olan kızların gelmesini istemiyordum. Çalışan kadınlara, müşterileri, Elvin A. ile birlikte ayarlayız. Müşterilerden alınan 150 TL'den 50 TL'sini biz alıyoruz. Saatlik gelen müşterilerden de 70 TL alırız. Çalışan kadınlardan da günlük 200 TL ev parası isteriz. Aldığımız bu paraları Muhammed toplar ve Elvin'in hesabına yatırır. Elvin ile aramızda bir para sorunu olmaz. Medyadan Erzurum İl Emniyet Müdürlüğü'nün yapmış olduğu fuhuş operasyonlarının yayınlanmasından dolayı gelen müşterilerime dikkatli olmasını, kapıcı Ş.K.'ya polise karşı daha dikkatli olmasını söylerim" dedi. 
Elvin A. da Erzurum'da kendisi ile birlikte çalışan kadınların ve evlerinin olduğunu söyledi. Arzu takma isimli A.A.'nın sürekli yanlış yaptığını savunan Elvin A., "Onun yüzünden polis tarafından yakalanıp 'evlerimizden olacağız' diye korkuyorduk. Yine müşterilerimizin gelip, bize kötülük yapmasından korkuyordum. İl emniyet müdürlüğünün yapmış olduğu çalışmaları takip edebildiğimiz kadarıyla birbirimizle paylaşıyor, ona göre tedbir alıp yakalanmamaya çalışıyorduk. Çünkü yakalandığımızda hem biz ceza yiyoruz hem de müşterilerimiz. Bu yüzden bu şekilde bir tedbir alıyoruz" diye konuştu. 
TAKSİCİ MÜŞTERİ BULMUŞ, KAPICI VE ESNAF GÖZCÜLÜK YAPMIŞ
Şüphelilerden taksici A.S.S.'nin bulduğu müşteri başına Elvin A. ve A.A.'dan 30 TL aldığı aktarılan iddianamede, evlerden birinin bulunduğu binada kapıcılık yapan Ş.K.'nın ise, polisleri takip edip, Elvin A.'ya haber verdiği bunun karşılığında da 20 -30 TL aldığı ifade edildi.
Fuhuş yapılan evlerden birinin yakınında esnaf olan E.A.'ya ise polise karşılık gözcülük yapması karşılığında, cinsel ilişki ücretlerinde indirim yapıldığı ortaya çıktı.
Örgüt lideri ve üyelerinin deşifre olmamak için özel bir çaba sarf ettiklerine vurgu yapılan iddianame, şöyle denildi:
"Şüphelilerin takibi ve yakalanmalarını zorlaştırmak amacı ile yurdumuza gelen yabancı uyruklu (özellikle Suriye uyruklu) kişiler üzerine çıkartılmış ve patates hat olarak adlandırılan hatları kullandıkları, bu hatları sık sık değiştirdikleri, yine kullanmış oldukları telefonlarına internet üzerinden indirdikleri Avusturya kökenli CIA, ABD Kökenli Hiya, İsrail kökenli Showcaller, Hong Kong kökenli Truecaller ve İsveç kökenli Whoscall isimli programlar vasıtasıyla arayanın polis veya devlet memuru olup olmadıklarını tespit edebildikleri, bu şekilde suçüstü çalışmalarından kurtuldukları, yine suçüstü çalışmalarında kullanılan Ahlak Büro Amirliği'ne ait telefon numarasını birbirlerine vererek 'polis' olarak kayıt yaptıkları ve bu şekilde suçüstü çalışmalarından kurtuldukları tespit edilmiş, kod adı kullandıkları, böylelikle de yakalanmalarını engellemeye çalıştıkları anlaşılmıştır."

 

Lice'de 158 kilo esrar ele geçirildi

DİYARBAKIR'ın Lice ilçesinde jandarmanın düzenlediği uyuşturucu operasyonunda 158 kilo esrar ele geçirildi.
İl Jandarma Komutanlığı yapılan istihbari çalışmanın ardından Lice ilçesine bağlı kırsal Tepe Mahallesi yakınlarındaki bir bölgeye operasyon düzenledi. Yapılan arama tarama faaliyetlerinde kayalık ve çalılık alana gizlenmiş, satışa hazır halde 8 çuval içerisinde 158 kilo esrar ele geçirildi.

 


 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.