TBB Başkan Yardımcısı Yaltı: Hukuk iktidarın tahakküm aracı haline geldi

Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Başar Yaltı, ülkede hukukun iktidarın tahakküm aracı haline geldiğini söyledi. Yaltı, "Türkiye'de siyasal iktidar, Meclis'te de çoğunluğa sahip olması nedeniyle, istediği yasaları çıkartarak yargıyı kendi iktidarının yaptığı haksızlıkları, hukuksuzlukları meşrulaştırma aracı olarak kullanıyor." dedi.

Antalya'da düzenlenen "Evrensel Hukukun Türkiye'ye Yansımaları" paneline katılan Başar Yaltı, Cihan Haber Ajansı(Cihan) muhabirinin, 14 Aralık'ta özgür basına yapılan operasyon ve sonrasında tutuklamayla devam eden yargılamaya ilişkin sorularını cevapladı.

Türkiye'de hukuk ve yargının tamamen araçsallaştırıldığını vurgulayan Yaltı, hukuk devletinin niteliğine uygun bir yargısal yapılanmadan hem içerik, hem de kavramsal olarak söz etmenin mümkün olmadığının altını çizdi. Türkiye'de sistemin kendisinin suç ve sorun üretmeye başladığını, bu duruma yargının da hukukun da çözüm bulamadığını ifade eden Yaltı, "Çünkü hukuk asıl işlevinin dışında araçsallaştırılmış, iktidarın tahakküm aracı haline getirilmiş durumdadır. Bu olmaması gereken bir şey. Hukuk ve yargıyı iktidarın kendi amaçları, siyasal hedefleri için kullanması ortaya ister istemez haksızlıklar çıkarıyor. Şu anda Türkiye'de siyasal iktidarın, mecliste de çoğunluğa sahip olması nedeniyle, istediği yasaları çıkartarak yargıya, kendi iktidarının yaptığı haksızlıkların, hukuksuzlukların meşrulaştırma aracı olarak da kullanıyor." tespitinde bulundu. Hukukun özünün insan hakkı ve bunun hayata geçirilmesini olduğunu belirten Yaltı, bunlar üzerindeki eksikliklerin, engellerin ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek, "Türkiye'de, şuanda yargı sistemi tamamen iktidarın siyasal hedeflerine, amaçlarına uygun olarak hem yapılandırılıyor hem de çalışıyor." dedi. Yaltı, Türkiye'de yargının, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSYK) eliyle 'iktidarın sopası' haline getirildiğini de ifade etti.

"GAZETE YÖNETİCİSİNİN ÖRGÜT ÜYESİ GÖSTERİLMESİ KABUL EDİLEMEZ"

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın, yayınlanan haberler ve köşe yazıları ile televizyon dizileri sebebiyle 'terör örgütü üyeliğinden' yargılandığının hatırlatılması üzerine Yaltı, "Bir gazete yöneticisinin terör örgütü üyesi gibi gösterilmesi kabul edilebilecek bir şey değil." açıklamasında bulundu.

Türkiye'de kamuoyunun zihinsel olarak kontrol edilebilmesi için basının denetim altına alındığını, medya organlarının çok büyük ölçüde siyasal iktidarın tekeli altına girdiğini vurgulayan Yaltı, "Bu koşullarda aykırı yayın yapan, siyasal iktidarın hedeflerine, amaçlarına, çıkarlarına aykırı yayın yapan basın yayın organlarının üzerine gidilecektir. Zaman'ın üzerine gidilmesinin nedeni de bu olabilir. Yoksa 5 senedir uykuda olan bir dosyayı canlandırıp, sonra baskın yapıp, gazetecileri, o kesimin medya yöneticisini gözaltına almak batıda görüldüğü gibi doğru değil. Ama bir zamanlar da bu kesimin desteklediği yanlışlar vardı. Şimdi bu yanlışlar kendine yapılınca demokrasi, hukuk devleti, adil yargılama, bağımsız yargı kavramları öne çıktı. Ben bunu bir kazanım olarak görüyorum. En azından o kesim açısından ve basından bir örgüt oluşturmayı çok doğru bulmuyorum."

YARGIÇLARIN TAVIR TUTUMLARI İKTİDARINKİYLE PARALELLİK GÖSTERİYOR

Dumanlı ve Karaca ile birlikte diğer gözaltındaki isimlerin savcılık sorgularının ardından sevk edildikleri adliyede hakimin haklarındaki kararı açıklaması için 14 saat bekletilmesini eleştiren Yaltı, şöyle konuştu: "Yargıç o gece kararını açıklaması mümkünken ertesi gün saat 14.00'e erteledi. Baktık ki 8 şüpheliyi serbest bıraktı. Onu niye akşamda bırakmadı da ertesi gün saat 14.00'te bıraktı. Bence bir hak ihlali. Böyle bir yöntem olamaması lazım. Biz Türkiye'de yargıyı bu tür keyfiliklere alet olduğu için eleştiriyoruz, olmaması lazım. Yargıcın üzerinde hiçbir baskı olmaması gerekiyor. Bu yetmez yargıcın da kendini özgür hissetmesi gerekiyor. Ama bizim yargıçlarımız da maalesef son dönemde, 13 bin 500 yargıcımızın hepsi anlamında söylemiyorum, özel noktalarda bulunan yargıçların, tavır ve tutumlarıyla siyasal iktidarın amaçları paralellik gösterince sorun buradan çıkıyor."

FETHULLAH GÜLEN'E HAKKINDAKİ KARAR"

TBB Başkan Yardımcısı Başar Yaltı, hakkında tutuklama kararı verilen Fethullah Gülen Hocaefendi için kırmızı bülten çıkarılmak istenmesiyle ilgili ise şunları söyledi: "Bu tür kararlar, her zaman yurt dışında geçerli olmuyor. Bedrettin Dalan hakkında kırmızı bültenle arama kararı var. Almanya bu kararı tanımıyor. Bağımsız bir yargı yoktur. 'Bağımsız mahkemeler tarafından verilmiş bir karar olmadığı için tanımıyorum' diyor. Bu Türkiye'nin bir ayıbıdır. Eğer bu nitelikle bir kararsa bu, yeteri kadar delili olmayan, altında temellendirilmiş argümanları bulunmayan bir kararsa zaten böyle kararları tanımıyor. ABD, bunu ne derecede dikkate alır, almaz onu bilemem."