Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Resmî açıklamaya göre ölen madenci sayısı 301, bilirkişi raporunda 307

Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan maden faciasıyla ilgili yapılan resmî açıklamada 301 kişinin vefat ettiği belirtilirken 17 Mayıs 2014 tarihli Soma Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu'nun, Olay Yeri İnceleme, Keşif Tutanağı ve...

Haber Giriş Tarihi: 23.05.2014 12:40
Haber Güncellenme Tarihi: 23.05.2014 12:40
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Resmî açıklamaya göre ölen madenci sayısı 301, bilirkişi raporunda 307
Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan maden faciasıyla ilgili yapılan resmî açıklamada 301 kişinin vefat ettiği belirtilirken 17 Mayıs 2014 tarihli Soma Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu'nun, Olay Yeri İnceleme, Keşif Tutanağı ve Bilirkişi Ön İnceleme Raporu'nda 307 olması dikkat çekti. Bilirkişi heyeti. yaptığı incelemede sonucunda madenlerde izin verilen azami konsantrasyon olan 50 PPM'nin üzerinde çok sayıda karbonmonoksit ölçüm kaydı olduğunu da tespit etti.

Soma'da yaşanan maden faciasının ardından hazırlanan, 'Bilirkişi Ön İnceleme Raporu' heyetinde Cumhuriyet savcıları Gökhan Şahin, Adem Aktaş, Maden Bilirkişisi Prof. Dr. Ercüment Yalçın, Maden Bilirkişisi Prof. Dr Ahmet Hakan Onur, Elektrik Mühendisi Prof. Dr. Eyüp Akpınar ve A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Öğretim Görevlisi Alparslan Ertürk yer aldı. Soma Kömür İşletmeleri'nde 13 Mayıs 2014 günü saat 15.15 sıralarında olayın meydana geldiği belirtilerek, "Şu an sayı itibariyle 307 ölü, 82 yaralının bulunduğu kaza sebebiyle kusurluların ve kusur durumlarının tespiti, delillerin toplanması amacıyla keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak üzere 16 Mayıs 2014 günü saat 17.30 sıralarında maden bölgesine gidildiği belirtildi. 6 kişilik bilirkişi heyeti saat 19.00 sıralarında Soma Kömür İşletmeleri'nin normal şartlarda kirli hava çıkışının gerçekleştirildiği ancak olaydan sonra temiz havanın verilerek kurtarma çalışmalarının yapıldığı ocağın giriş kısmına geldiği belirtildi. Ön raporda, "Gerekli önlemler alınarak ocak girişinden yaklaşık olarak bin 400 metre yerin altına inildi. Yerin altına inilirken yerin yaklaşık olarak bin metresine kadar söz konusu yerin jeolojik yapısının kömür değil, taş olduğu, bin metrede U2 elektrik trafosunun bulunduğu, söz konusu trafoda Elektrik Bilirkişisi Prof. Dr. Eyüp Akpınar tarafından detaylı incelemelerin yapıldığı, daha da ilerilere gidildikçe yangının ilk belirtisi olan taşıma bandının komple yandığı, yanmaya bağlı taşlarda siyahlıkların olduğu, tahta tahkimatların yanması üzerine taşların yer yer tabana düştüğü, tabanda ayrıca soğutma çalışmalarının belirtisi olarak suların bulunduğu, yer yer bu suların gölet haline geldiği, bunun derinliği çoğu zaman 30-40 cm. civarında olduğu, taşıma bandının en son yandığı kısma kadar ayrıca elektrik kablolarının dış yüzeninin de içerisindeki bakır kablo görülecek şekilde yandığı, bu şekilde ileri gidildikçe sürekli devam ettiği, bu sırada arama kurtarma çalışmalarının (tahlisiye) ekipler tarafından sürdürüldüğü daha da ilerilere gidildikçe kısım kısım göçüklerin bulunduğu, madenin üst ve yanlarında bulunan tahta tahkimatların yanık olduğu ve kısmen yenilendiği, kazanın meydana geldiği noktaya yaklaşıldığında soğutma çalışmalarından dolayı su akışının devam ettiği, sıcaklığın arttığı, bu sıcaklığın nedeninin çelik bağlar arasındaki tahta tahkimatların soğumadığından olduğu görüldü." ifadelerine yer verildi. Bilirkişi heyetinin incelemesi sırasında maden içerisinde mahsur kalmış işçilerin kurtarılmasına ilişkin çalışmalarına devam ettiği, ayrıca soğutma işlemlerinin yapıldığı da anlatıldı.

'KAZA TRANSFORMATÖR CİHAZI ARIZASINDAN KAYNAKLANMADI'

Bilirkişi heyetine, incelemeden önce madene ilişkin haritalar, geçmişe yönelik ve olay anına ilişkin veriler, şirkete ait teknik nezaretçi defterleri, imalat defterleri ve gerekli diğer evrakların incelenmesi ve olay yerine bizzat gidilerek gerekli tespitlerin yapılması ve meydana gelen bu kazada kusuru bulunan şahıs ya da şahısların kusur oranları tespit etmesi hususunda gerekli talimatlar verildi. Bilirkişi heyeti beyanlarında, yapılan teknik döküman incelemesinde ve kazanın meydana geldiği ocağa girildiğinde U2 merkezindeki transformatörler yerinde incelendiği vurgulanarak, "Aynı nitelikteki transformatörlerin yangının başladığı iddia edilen U3 transformatör bölgesindeki transformatörlerle aynı kategoride olduğu anlaşılmıştır. Ancak U3 bölgesindeki transformatöre ulaşılamadığı için görsel tespit yapılamamıştır. Bu transformatörlerin maden ocaklarında kullanılan standart transformatörler olduğu, kuru tip olarak adlandırılan transformatörler oldukları ve koruyucu tankları içerisinde patlayıcı, yanıcı yağ ve gaz bulunmadığı bilinmektedir. Tüm bunlara dayanarak kazanın bir transformatör patlaması diye adlandırılan bir cihaz arızasından kaynaklanmış olamayacağı kanaati oluşmuştur." tespiti yer aldı. U3 transformatörü bölgesinde transformatör ve çevre elektrik elemanlarının (ayırıcı kesici) kablo bağlantıları, erişilemeyen enkaz altında bulunduğu için kazanın başlangıcında yol açma ihtimali bulunan bir kablo ezikliği, kısa devreye dayalı yangın başlatabilecek incelemelere erişilemediğinin altını çizilerek, ön roparda şu ifadeler yer aldı: "Yer altı kömür işletmelerinde hava ile teması sağlanan kömürden, oksitlenme neticesinde ısı açığa çıkar ve bu ısı, uzaklaştırılmadığı takdirde birikerek ocak yangınlarına neden olabilir. Kömürün kendiliğinden yanması sonucunda karbondioksit, karbonmonoksit, ısı ve nem açığa çıkar. Bu parametrelerin izlenmesiyle kömürün kendiliğinden yanmasının tespit ve takip edilmesi mümkündür. Bu amaçla yer altı maden işletmeleri adı geçen gazların ölçülmesi için sensörler ile donatılmalıdır. Olayın meydana geldiği madende Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen resmî belgelerde yapılan incelemelerde 19 adet karbonmonoksit (CO), bir adet karbondioksit (CO2), 19 adet metan (CH4), 9 adet oksijen (O2) olmak üzere toplam 48 adet uzaktan algılama sensörleri ocağın değişik bölgelerine konuşlandırılmış. Özellikle kömür üretiminin yapıldığı, uzun ayakların hava dönüş yollarına karbonmonoksit gazının izlenmesi amacıyla sensörlerin yerleştirildiği tespit edilmiştir."

50 PPM ÜZERİNDE ÇOK SAYIDA ÖLÇÜM KAYDI TESPİT EDİLDİ

Kömürün kendiliğin yanmasını belirleyen karbonmonoksit gazının, kendilerine iletilen veriler üzerinde 2014 Mart ayından kazanın meydana geldiği 13 Mayıs 2014 tarihine kadar incelendiği vurgulanarak, "Özellikle S panosu, S3 klasik ayak hava çıkışında bulunan sensörde (470 numaralı sensör) madenlerde izin verilen azami konsantrasyon olan 50 PPM'nin üzerinde çok sayıda ölçüm kaydı olduğu tespit edilmiştir. (Ölçüm cihazı maksimum 500 PMM'yi göstermektedir.) Yüksek içerikli karbonmonoksit, kömürün kendiliğinden yanmasının en önemli göstergesidir. Aynı durumu H Panosu, H3 yarı mekanize hava çıkışında bulunan sensörde (490 numaralı sönsör) 8 mayıs 2014 ile 13 Mayıs 2014 tarihleri arasında görülmektedir. Benzer durumlar, yüksek karbonmonoksit konsantrasyonları aynı tarih aralıklarında S panosu, S2 yarı mekanize hava çıkış sönsörü (536 nolu sönsör), anayol 140 ayak hava çıkış sensöründe (415 nolu sönsör) tespit edilmiştir." denildi. Raporda, Maden İşletmelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'ne göre yüzde 19 oksijen değeri altında, maksimum yüzde 0.5 karbondioksit ve maksimum 50 PPM üzerinde karbonmonoksit bulunan ortamlarda çalışılamayacağına dikkat çekildi. Konumları belirlenen sensörlerde oksijen değerlerinin de incelendiği, sınır değerinin altında oksijen konsantrasyonlarına rastlanmadığı belirtildi.

Maden mevzuatına göre maden işletmelerinde iş güvenliğinden, madenin bilim teknik ve proje esaslarına göre yürütülmesinden teknik nezaretçilerin sorumlu olduğunu anlatılarak, "Teknik nezaretçiler, yukarıda açıklanan konulardaki gözlemlerini minimum 15 günde bir, onaylı teknik nezaretçi defterine kaydetmek zorundadırlar. Teknik nezaretçi defteri işveren veya işveren vekili, saha sahibi ve teknik nezaretçi tarafından imzalanır. Teknik nezaretçi defterine yazılan eksikliklerin yerine getirilmesinden işveren, işveren vekili ve saha sahibi sorumludur. İşletmeye ait teknik nezaretçi defterinin 2014 yılına ait kayıtları incelenmiş, teknik nezaretçi defterinin 10 Ocak 2014, 25 Ocak 2014, 9 Şubat 2014, 24 Şubat 2014, 10 Mart 2014, 25 Mart 2014, 9 Nisan 2014, 24 Nisan 2014 ve 9 Mayıs 2014 tarihlerinde işlendiği, yazılan hususlar içerisinde sadece 24 Şubat 2014 tarihinde H panosu yarı mekanize ayaktaki karbonmonoksit artışı nedeniyle ayağın barajlandığı ve kül verme işlemine başlandığı, 10 Mart 2014 tarihinde kül verme işleminin devam ettiği, 9 Mayıs 2014 tarihinde de tekrar açılmak üzere H panosunun temizlenmeye başlandığı notu dışında havalandırma ve ocak gazlarına ilişkin her hangi bir uyarıya yer verilmediği, ayrıca 9 Nisan 2014 tarihinde yer üstünde yeni konacak fan için bir irtibat bacasına başlandığı notu ile ocakta bir hava sıkıntısının olduğu anlaşılmaktadır." bilgisi yer aldı.

Teknik nezaretçi defterinin Teknik Nezaretçi Ertan Ersoy, işveren vekili olarak İşletme Müdürü Akın Çelik, saha sahibi ELİ Müessese Müdür Yardımcısı Ali Ulu tarafından imzalandığının görüldüğü, yine iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı açısından tutulması zorunlu iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi onaylı gözlem defterine ait 2014 kayıtlarının incelendiği, 15 Ocak 2014, 17 Şubat 2014 tarihlerinde işlendiği, havalandırma ve gaz anormallikleri konularına değinilmediği, ön bilirkişi raporuna girdi. Kazanın sorumluları olarak teknik nezaretçi, işletme müdürü, saha sahibi, iş güvenliği başmühendisi, söz konusu anonim şirketin yönetim kurulu başkanı ve vardiya amirlerinin kusurlu olduğunu düşünen bilirkişi heyeti, "Ancak olayın görgü şahitlerinin beyanları, mağdurların ifadeleri, arama kurtarma ekiplerinin beyanları alındıktan sonra olaya ilişkin ayrıntılı raporumuzu cumhuriyet başsavcılığına beyan edeceğiz." açıklamasında bulundu. Başsavcılık, ayrıntılı raporun hazırlanması için bilirkişilere 20 gün süre verdi.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.