Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Prof. Dr. Sırma: Nereden nereye geldik

Siirt Valiliği, Siirt Üniversitesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı tarafından 'Medreseler ve Din Eğitimi Sempozyumu' düzenlendi. Sempozyumda konuşan Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, "1966 yılında Siirt’e ilk ilahiyatçı olarak...

Haber Giriş Tarihi: 26.10.2013 14:35
Haber Güncellenme Tarihi: 26.10.2013 14:35
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Prof. Dr. Sırma: Nereden nereye geldik
Siirt Valiliği, Siirt Üniversitesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı tarafından 'Medreseler ve Din Eğitimi Sempozyumu' düzenlendi. Sempozyumda konuşan Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, "1966 yılında Siirt’e ilk ilahiyatçı olarak atandım. Dönemin Siirt Valisi elime kâğıt tutuşturdu ve buradaki dini anlatacaksın dedi. Hatta baktım kağıtta, İstanbul gazetelerinden bir yazarın Üstad Said Nursi aleyhindeki yazı yazıldığını gördük. Vali bu şablon içinde bana 'nurculuğu burada bitireceksin' dedi. Nereden nereye geldik. Şimdi valiler, rektörler bu programları düzenliyorlar. Üstadın vermiş olduğu mesajların toplumu ne kadar ilgilendirdiğini görebiliyoruz." şeklinde konuştu.

Medreselerin belli bir süredir isteneni veremediğine dikkat çeken Prof. Dr. Sırma, İslam tarihi kitaplarının batıda basıldığını ve böyle yapıldığı için Müslümanların gerilediğini belirtti. Sırma, "Fransa'nın Türkiye büyükelçisi Paris'e telgraf çekiyor. Müslümanlardan bir şey istemiyoruz. Ayasofya üzerindeki hilali indirip haçı takalım yeter. Bizim Cumhuriyetin, Cumhuriyetle alakası yok. Tevhid-i Tedrisat, harf devrimi oldu, ilim adamı kalmadı. Hiç bir millet kendi kültürüne böyle darbe vuramaz. Çin alfabesi dünyanın en zor alfabesi ama terk etmiyorlar. Kaldırırlarsa Çin tarihi gider. Ben ilahiyatta okurken Kur'an dersi yoktu. O zor dönemlere Said Nursi, Süleyman Hilmi Tunahan, Sami Efendi, Zahit Kotku çıktı. Birçok zorluklara göğüs geldiler." şeklinde konuştu.

DİN EĞİTİMİ SERBESTLEŞTİRİLMELİ

İkinci konferansta konuşmacı olarak kürsüye çıkan Doç. Dr. Ahmet Yıldız, ‘Medreseler, Cumhuriyet Dönem, ve Din Eğitimi' başlıklı konuşmasında, Bediüzzaman'ın Medresetüzzehra modelinin klasik medrese olmadığını söyledi.

Yıldız konuşmasının devamında, şunları söyledi: "Tüm problemleri ele alan ve çözüm üreten medrese, mektep, tekkeyi birleştiren bir sistem. Türkiye'de büyük bir inkılap oldu. Bediüzzaman bu inkılabın taşlarının sağlam olması gerektiğini söyledi. Ama tam tersi oldu. Bu inkılabın dünyada bir örneği yok. Bu kadar hızlı bir şekilde olan bir inkılap yok. Harf inkılabı için komisyon oluşturuldu bunun 15 yıl içinde olacağı konuşulur. Fakat 3 ayda biter. Dünyada bu kadar hızlı bir kültürel devrim olmadı. Bu devrim var olanı yok etmek üzerine kurulu. Anadilde eğitim özel okullara bırakılıyor ama din eğitimi özel alanda yapılamıyor. Egemen zihniyete göre din sürekli denetim atında olması gerekiyor. Çünkü cumhuriyet dini öteki olarak tanımlamış. Din eğitimi elbette serbestleştirilmeli. Devlet tekelinden çıkarılması gerekir." diye konuştu.

    "MEDRESETÜZZEHRA PROJESİ BİR ÇIKIŞ ÖNERİSİ OLABİLİR"

    AKAV Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy, medreseler, üniversiteler büyük bir insanlık mirasını bünyelerinde taşıdığını belirterek, şunları ifade etti: “AB bu tür kurumları insanlık mirası olarak kabul ediyor. Dünyada bir çözüm arayışı var. Özellikle Medresetüzzehra projesi bir çıkış önerisi olabilir. Dünyanın aradığı çözüm orada. Bu projenin en büyük orijinalliği din ve fen ilimlerinin birlikte okutulması, harmanlanması olması. Akademik camianın Medresetüzzehra'ya önem vermesi gerekir."

    Konferans, akademisyenlerin çeşitli sunumlarıyla devam etti.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.