Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Özgürlük ve Demokrasi Platformu: Tahliyenin engellenmesi hukuka darbedir

Özgürlük ve Demokrasi Platformu Başkanı Vedat Öztürk, hakkını hukuk yoluyla arayanların önüne hukuksuzluk duvarları örenlerin, işledikleri bu suçla sadece masum insanlara zulmetmekle kalmayıp Türkiye’ye de en büyük kötülüğü yaptıklarını...

Haber Giriş Tarihi: 26.04.2015 18:57
Haber Güncellenme Tarihi: 26.04.2015 18:57
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Özgürlük ve Demokrasi Platformu: Tahliyenin engellenmesi hukuka darbedir
Özgürlük ve Demokrasi Platformu Başkanı Vedat Öztürk, hakkını hukuk yoluyla arayanların önüne hukuksuzluk duvarları örenlerin, işledikleri bu suçla sadece masum insanlara zulmetmekle kalmayıp Türkiye’ye de en büyük kötülüğü yaptıklarını belirtti. Öztürk, "Tahliyenin engellenmesi hukuka darbedir. Hukukun işleyişini engelleyen her türlü girişimi kınıyoruz." dedi.

Bine yakın sivil toplum kuruluşunun (STK) oluşturduğu Özgürlük ve Demokrasi Platformu'nun başkanı Vedat Öztürk yazılı değerlendirmesinde, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, aylardır tutuklu bulunan Samanyolu Televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve emniyet mensuplarının tahliyesine karar vermesinin Türkiye’de hukuksuzlukların sona ermesi konusunda herkesi umutlandırdığına işaret etti. Öztürk, "Mahkemenin verdiği karar, aslında aylardır gerek ülke içerisinden gerekse de dış dünyadan gelen bütün çağrılara kulak tıkayan ‘hukuksuzluğun mimarları’ için de tarihi bir fırsat sunmuştu. Tahliye kararıyla oluşan olumlu havayı, hiçbir şekilde sürdürülebilirliği olmayan hukuksuzluklarına son vermek için milat kabul edebilirlerdi. Ancak onlar, yakın bir gelecekte kendilerinin de ihtiyaç duyacakları hukuku işletmek yerine, aksine hukuksuzluğu daha da derinleştirmeyi tercih ettiler." düşüncesini paylaştı.

'UYAP’I KAPATANLAR, BU SUÇUN ORTAKLARIDIR'

Öztürk, üst mahkeme konumundaki 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği tahliye kararını uygulamayanlar ve uygulatmayanların suç işlediklerini ifade ederek, şunları ekledi: "Savcılar ve hakimler üzerinde açıkça baskı kuran siyasi irade, tahliyeyi önlemek için müfettişler göndererek kapalı kapılar ardında gece yarısı toplantıları tertipleyen HSYK, uygulamakla yükümlü olduğu mahkeme kararını hiçe sayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, tahliye karanının geçersiz olduğu yönünde korsan karar alan İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, yargı kararlarının sisteme girmemesi için UYAP’ı kapatanlar, bu suçun ortaklarıdır."

Hakkını hukuk yoluyla arayanların önüne hukuksuzluk duvarları örenlerin, işledikleri bu suçla sadece masum insanlara zulmetmekle kalmayıp, Türkiye’ye de en büyük kötülüğü yaptıklarına dikkat çeken Vedat Öztürk, şöyle dedi:
"Hukuksuzluk ve antidemokratik uygulamalar yüzünden Türkiye, onurlu bir parçası olmayı hak ettiği demokratik dünyadan koparılıp tecrit edilmekte, diktatörlüklerle, Baas yönetimleriyle anılır hale gelmektedir. 25 Nisan gecesi, hukuka ve insanların hukuka olan inancına ağır bir darbe vurulmuştur. Bu gece yaşananlar demokrasi ve hukuk tarihimize kara bir leke olarak geçecektir. Ne yazık ki ülkemiz bir gecede zaten son dönemde bir hayli uzağına düştüğü demokratik dünyadan daha da uzaklaşmış, demokrasimiz en az birkaç basamak daha geriye düşürülmüştür."

'HUKUKUN İŞLEYİŞİNİ ENGELLEYEN HER TÜRLÜ GİRİŞİMİ KINIYORUZ'

Başkan Öztürk, insanlığın ortak değerleri olan demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğünün ve insana yaraşır diğer bütün erdemlerin Türkiye’de de eksiksiz olarak yaşanması için bir araya gelmiş bine yakın STK’dan oluşan Özgürlük ve Demokrasi Platformu olarak, hukukun işleyişini engelleyen her türlü girişimi kınadıklarını vurguladı.

'ÜLKEMİZİ HUKUKSUZLUĞA MAHKUM ETMELERİNE GÖZ YUMMAYACAĞIZ'

Bu girişimlerin sorumlularının gerek Türkiye’deki mahkemelerde gerekse de tabi olunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde işledikleri her türlü hukuksuzluğun hesabını vereceğini ifade eden Öztürk, "Hukuku, özgürlükleri ve demokrasiyi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü fiil, insanlığa karşı işlenmiş bir suç ve zulümdür. Ne yazık ki bugün ülkemizde bütün bu kavramlar adeta askıya alınmış, neredeyse iktidarı eleştiren herkes zulüm görmeye başlamıştır. Hukuk bütün insanların ortak sığınağıdır. Ondan sadece suçlular korkar. Bizler, hukuktan korkan suç çetelerinin kendilerini kurtarmak uğruna ülkemizi hukuksuzluğa mahkum etmelerine göz yummayacağız. Birileri devletin derinlerinde çöreklenmiş habis yapılarla el ele tutuşarak demokrasi yolundan çark etmiş, gönüllü derin uykulara yatmış olabilir. Ama bizler toplum olarak uyanık olmak ve haklarımıza, hukukumuza, özgürlüklerimize, demokrasimize ve insanlığın bütün ortak değerlerine sahip çıkmak zorundayız." çağrısını yaptı.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.