Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İzmir'de 10 kişinin şehit olduğu römorkör kazası davasında tahliye

İzmir'in Karşıyaka ilçesindeki Alaybey Askerî Tersanesi'nde, "TCG Değirmendere" römorkörünün suya indirildiği sırada yan yatmasıyla sekizi asker 10 kişinin şehit olduğu ve 17 kişinin yaralandığı kazayla ilgili ihmali bulunduğu iddiasıyla...

Haber Giriş Tarihi: 23.05.2014 14:19
Haber Güncellenme Tarihi: 23.05.2014 14:19
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
İzmir'de 10 kişinin şehit olduğu römorkör kazası davasında tahliye
İzmir'in Karşıyaka ilçesindeki Alaybey Askerî Tersanesi'nde, "TCG Değirmendere" römorkörünün suya indirildiği sırada yan yatmasıyla sekizi asker 10 kişinin şehit olduğu ve 17 kişinin yaralandığı kazayla ilgili ihmali bulunduğu iddiasıyla tutuklanan sivil mühendis, ilk duruşmada tahliye edildi. Ölen işçinin eşi, “Benim eşim kara toprağın altında, o dışarıda geziyor.” diyerek karara tepki gösterdi.

Tersaneye bakım onarım için götürülen römorkör, 23 Aralık 2013'te işlemlerinin tamamlanmasının ardından havuzdan denize indirildiği sırada yan yatmış, içinde bulunan iki işçi ve sekiz asker şehit olmuş, 17 kişi yaralanmıştı. Vefat eden işçiler Ercan Biçer ve Cafer Kırbaş'ın aileleri, Millî Savunma Bakanlığı aleyhine maddi tazminat davası açmıştı. Olayda ihmali bulunduğu iddiasıyla tutuklanan gemi inşa mühendisi ve havuzlama sorumlusu Ö.U., TCK 85/2 maddesi kapsamında, taksirle birden fazla kişinin ölümü ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan 3 ile 15 yıl arasında hapis cezası talebiyle Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Davaya, gemi inşa mühendisi ve havuzlama sorumlusu tutuklu Ö.U., olayda hayatını kaybeden işçiler Biçer ve Kırbaş'ın yakınları ile tarafların avukatları katıldı. Boşalan yükün gemi ağırlığının yüzde 4’ü kadar olduğunu, bu sebeple oluşan denge bozukluğunun havuzlama mühendisi değil, gemi personelinin bilgisi dahilinde olan konular olduğunu savunan Ö.U., kazanın gemi personelinin bilgi ve eğitim eksikliğinden dolayı gereken kontrolün yapılmamasından kaynaklandığını söyledi. Sanık Ö.U., havuzlama mühendisi olarak gemi çalışanlarına ve tersane işçilerine görev verme ya da görev yerlerini tayin etme gibi bir yetki ve sorumluluğu olmadığını belirtti. Kazada şehit olan mesai arkadaşlarına, işçilere ve askerlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilediğini, çok üzgün olduğunu ifade etti. Mahkeme heyeti, sanığa atılı suçun türünün ileride değişme olasılığı, kanıtların yeterince toplanmış olması, delilleri karartma ihtimalinin bulunmaması, kaçma şüphesinin olmaması ve tutuklu kaldığı sürenin gözönüne alınmasıyla yurtdışı çıkış yasağı koyularak serbest bırakılmasına karar verdi. Ayrıca Güney Deniz Saha Komutanlığı Askerî Savcılığı'ndan, şüpheliler hakkında yürütülen soruşturmaya dair bilgi istenmesine ve İzmir Tersane Komutanlığı'na tezkere yazılarak, soruşturması yapılanların dışındaki şüpheli asker şahısların şahit olarak dinlenmesi için işlem yapılmasına karar verilerek dava 2014 Eylül ayına ertelendi.

Vefat eden işçilerin aileleri, tahliye kararına tepki gösterdi. Biçer’in eşi Serap Biçer, sanığın tekrar tutuklanmasını istediğini belirterek, “Benim eşim kara toprağın altında, o dışarıda geziyor. O da içeride çürüsün. Tekrar dava açılsın.” dedi. Esas soruşturmanın halen askerî savcılıkça sürdürüldüğünü belirten sanık avukatı Ömer Faruk Kara ise o davanın da bir an önce başlayıp sonuçlanmasını istediklerini dile getirdi. Av. Kara, “Mahkemenin tahliye kararı vermesinden daha doğal bir şey olamaz, çünkü bu olayla ilgili daha birçok kişi, şüpheli sıfatını bile almadı. Askerî soruşturma sürerken buradaki uzun tutukluluk, sanki ileride verilecek bir cezanın infazı gibi değerlendirildi. Mahkemenin bugün verdiği ara kararlar yerindedir.” şeklinde konuştu.

Ailelerin avukatı Erol Özcan da nihai bir karar olmadığını vurgulayarak, “Beşinci ayında olmasına rağmen askerî savcılığın soruşturması ağır gitmekte. Bu, eksiklik ve sorumsuzluktur. Ne olursa olsun, bazı kurumlar korunuyor. Adaletin gerçekleşmesi için hiçbir ayrım yapılamaz. Şüphelilerin ifadesi bile daha alınmamıştır. Bu da ailelerin üzerinde son derece olumsuz etki bırakmaktadır. Bugün tahliye olan mühendis de insandır. O da kusuru nispetinde yargılanacaktır. O cezaevinden çıkıp evine gidecek ama ölenlerin hiçbiri geri dönmeyecektir. Bu tahliye kararının biraz erken olduğunu ve kamu vicdanını rahatsız ettiğini düşünüyorum.” dedi.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.