Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ekrem Dumanlı'nın, 6 günlük gözaltı sonrası adliye çıkışı konuşmasının tam metni

Özgür basına darbe operasyonunda gözaltına alındıktan sonra sorgusunun ardından serbest bırakılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, “Bana terör örgütü üyesi diyenlere aynıyla iade ediyorum, Zaman’a terör yayını diyene...

Haber Giriş Tarihi: 20.12.2014 20:52
Haber Güncellenme Tarihi: 20.12.2014 20:52
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Özgür basına darbe operasyonunda gözaltına alındıktan sonra sorgusunun ardından serbest bırakılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, “Bana terör örgütü üyesi diyenlere aynıyla iade ediyorum, Zaman’a terör yayını diyene aynıyla iade ediyorum. Silahlı terör örgütü arayanlar uzaklara değil, yakınlarına baksın. Teröristleri baş tacı eden, Türkiye'nin has ve has evlatlarına terörist diyen siyasetçilere ve kalemlere söylüyorum, bu iddiayı aynıyla alnınıza yapıştırıyorum." dedi.

Medyaya darbe operasyonunda gözaltına alınan ve hukukçuların ‘komedi’ olarak nitelendirdiği suçlamalara maruz kalan Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, yeterli delil bulunamadığı için serbest bırakıldı. Ancak mahkeme, yurtdışına çıkış yasağı getirdi. Dumanlı, duruşma salonundan çıkışı sırasında adliyenin içerisi ‘Özgür basın susturulamaz’ sloganıyla inledi. Çağlayan Adliyesi’nden ayrılırken de on binlerce kişinin sevgi gösterisiyle karşılandı. “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları altında konuşma yapacağı alana ulaşmakta güçlük çekti. Sözlerine “Sizin çok yakından gördüğünüz ve izlediğiniz gibi Türkiye bir tiyatro seyrediyor.” ifadeleriyle başlayan Ekrem Dumanlı, yolsuzlukları gizlemek için medyaya darbe operasyonu yapıldığını anlattı. Kendisi ve Zaman Gazetesi hakkında atılan ‘terör örgütü’ iftirasını sahiplerine iade eden Dumanlı, özetle şöyle konuştu:

TÜRKİYE BİR TİYATRO SEYREDİYOR

Sizin çok yakından gördüğünüz ve izlediğiniz gibi Türkiye bir tiyatro seyrediyor. Kendi ayıplarını, kendi günahlarını, kendi yolsuzluklarını gizlemek için sansasyonel bir hadise çıkarmak isteyenler Zaman Gazetesi ve Samanyolu’nu hedef alarak, basın özgürlüğünü tehdit altına alarak, Türkiye’yi dünyaya rezil etmeyi göze alarak bir gazete binasına baskın düzenlediler. Bir gazetenin genel yayın yönetmenini gözaltına aldılar. Algı operasyonunun hedefi belliydi. Kendi ayıplarını gizlemek için vatanın evlatlarını feda ettiler. Gözaltına alındığıma üzülmedim. Basın özgürlüğünün aldığı yara, beni ülkem adına daha da üzdü. Bana terör örgütü üyesi diyenlere aynıyla iade ediyorum, Zaman Gazetesi’ne terör yayını diyene aynıyla iade ediyorum. Allah’tan korkun, 20 yıldır gazetecilik yapan, herkesin gözü önünde yaşayan bir insana, meslektaşlarıma, arkadaşlarıma terör örgütü ile ilişkilendirenlerin ister gazeteci olsun ister siyasetçi olsun, ister kral olsun aynıyla iade ediyorum.

KİMSEYE DİYET BORCUMUZ YOK

Açıktan açığa dedik ki gözaltına alınmaktan korkmayız. Hapse girmekten de korkmayız. İdam sehpasına çıkılacaksa adeta düğüne gider gibi de korkmayız. Herkes sussa basın susmaz. Herkes korksa medya korkmaz. Medya da korksa Zaman korkmaz. Emniyette de adliyede de aynı şeyleri söyledik. ‘Bir suçumuz varsa feda olsun. Hayatımız da feda olsun. Özgürlüklerimiz de feda olsun.’ Bunu neden bu kadar rahat söylüyoruz? Çünkü bir suçumuz yok. Kimseye diyet borcumuz yok. Hiçbir kanunsuz işimiz yok. O yüzden zalimlere boyun eğmek yok.

TALİMATLA HABER YAZMAYIZ

Haber yazarken kimseden talimat almadık. Eğer alsaydık karakolda olmazdık. Talimat alanlar şimdi purolarını içiyorlar. Talimat alanlar, ayaklarını ayaklarının üzerine atmış köşklerinde, villalarında, yatlarında, yalılarında, hüküm sürüyorlar. Sürsünler. Biz talimatla yazı yazmayız. Talimatla konuşmayız. Şimdi elde somut bir şey olmayınca, gerçekten somut bir şey yok.

SENARYODAN ÖRGÜT ÇIKARMAYA ÇALIŞTILAR

Savcının yönelttiği sorular komediydi. O soruları siz de gördünüz. Falan yazar şunu yazmış talimat verdiniz mi? Meslektaşlarım size soruyorum, hangi yazar talimatla yazar? Bizi neden kendinizle karıştırıyorsunuz? Bizde satılık kalem yok. Bizde kiralık kalem yok. Üstelik Hürriyet gazetesi yayın yöneticisi (Ertuğrul Özkök) de o konuda yazı yazmış. Bu nasıl bir hukuk mantıksızlığıdır ki internet sitesinde çıkan bir konuşmayı haber yapmak, o yapılan konuşmaya bir yorum yapmak terör örgütüyle ilişki haline getiriliyor. Demek ki suç yok. Suç olmayınca suç uydurulur. En sonunda savcı beye dedim ki, ‘Sayın savcı bütün şu günlerdir bize yapılan şu muamelenin sebebi iki yazı bir haber mi?’ ‘Evet’ dedi. Elinizi vicdanınıza koyun, iki tane yazı yazıldı diye, yazılarda da hiçbir şey yok, genel yayın yönetmeni olan bir adam günlerce karakollarda, adliyelerde süründürülür mü?
Despotizme teslim olmayacağız

Bu süreçte destek veren gazeteci, medya yöneticisi, aydınlara teşekkür ediyorum. Demek ki bu ülkede mertlik ölmedi, delikanlılık ölmedi, cesaret ölmedi. Ben ‘hele şu mesele bitsin’ diye masanın altına saklanan sevgili meslektaşlarıma da sesleniyorum. Masanın altında sonuna kadar saklanamazsınız. Bu ülke despotizme teslim olursa bunun diyetini her vatandaş ödeyecektir. Despotizme boyun eğmek yok. Zorbalığa boyun eğmek yok. Demokrasiden geriye adım atmak yok. Özgürlükten geriye adım atmak yok. Yezidlere teslim olmak yok. Lütfen bu ülkeyi seven sağcısıyla, solcuyla, demokratıyla, liberaliyle, AK Parti’ye oy vereniyle vermeyeniyle, CHP’ye oy vereniyle vermeyeniyle, MHP’ye oy vereniyle vermeyeniyle bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum; Türkiye’de demokrasi ve fikir özgürlüğü ciddi bir tehdit altındadır. Sahip çıkın gazetelerinize, yazarlarınıza, medyanıza sahip çıkın. Çünkü despotizmin duracağı bir durak yoktur. Türkiye’yi 5. sınıf bir Ortadoğu ülkesi haline getirmek isteyenler, Türkiye’yi bir istihbarat ülkesi haline getirmek isteyenler, Türkiye’yi yeniden faili meçhuller ülkesi haline getirmek isteyenler şu meydana bakın ve haddinizi bilin. Kimse teslim olmayacak. Bu ülkedeki hiçbir düşünce, sağcısıyla solcusuyla hiçbir fikir despotizme teslim olmayacaktır. Buraya kadar gelip günlerce bekleyen sabırla bize destek veren dünyanın dört bir tarafından dua eden, dualarını bizlere gönderen annelerimize, bacılarımıza, genç kardeşlerimize, arkadaşlarımıza hepinize selamlarımı saygılarımı sunuyorum. Allah’a emanet olun.
İçimde burukluk var, Hidayet Bey de burada olmalıydı

Deyin ki ‘1-2 saat önce dünyaya gelmiş bebeğini görmeye gideceksin mutlu musun?’, ‘Adını Saadet koymuşsun, saadet duyar mısın?’ Duymam. İçimde bir burukluk var. STV yöneticisi ve benim değerli arkadaşım Hidayet Karaca da burada olmalıydı. Hidayet’in suçu nedir? Bunlar suç olmaz, bunlar suç olursa Türkiye’de bütün dizilerin tutuklanması lazım. Senaristlerin tutuklanması lazım, oyuncuların tutuklanması lazım, kurgusal şeyleri gerçekmiş gibi sayıp onun üzerine ahkam kesip oradan bir silahlı terör örgütü çıkarmak bir hukuk ayıbıdır. Tarih silmez bunu. Hidayet Bey’e bir leke gelmez. Ama bu iddiayı atanların alınlarında bu leke ömür boyu durur. Arkadaş ‘Tek Türkiye’ dizisi sizi ne kadar da rahatsız etmiş. Parçalanmış Türkiye ideali Tek Türkiye’den ne kadar da korkmuş. Ne zaman dizi senaryolarından terör örgütü çıkarır oldunuz? Böyle bir soytarılık olur mu? Ben evet, suçum olmadığı için salıverildim, hak yerini bulmuştur amma eksiktir, yanlıştır. Samanyolu’na yapılan muamele yanlıştır, Zaman’a yapılan muamele yanlıştır. Hidayet Bey’in tutuklanması yanlıştır. Bakın onun arslan oğlu burada. O artık hepimizin evladıdır. Yahu Allah’tan korkun insan bir dizi senaryosundan ötürü bir kanal yöneticisini hapse atar mı? Türkiye’nin geldiği duruma bakın.
Yol arkadaşlığı yaptıysak, demokrat zannettik de yaptık

Birileri ile yol arkadaşlığı yaptıysak onları demokrat, özgürlükçü zannettik de yaptık. Bu ülkeye gönül verdiler diye yaptık. Türkiye’de demokratik reformları yapar diye yaptık. Yolculuk yaptığımız insanların bir zaman sonra Türkiye’nin yörüngesini değiştirip u dönüşü yaparken bizi de yanında görmek istemelerini hayretle karşılıyorum. Demokratlığa devam ettiniz de yanınızda durmadık mı? Reformlara devam ettiniz de desteklemedik mi? Avrupa Birliği yolunda ilerlediniz de alkış tutmadık mı? Nerede bir yolsuzluk, nerede bir usulsüzlük, nerede bir adam kayırma, nerede bir özgürlüğü kısıtlama söz konusuysa hemşehrim biz orada yokuz dedik. Yokuz diyeceğiz. Bu bir suç mudur? Düne kadar alkışlanıyorduk. Düne kadar saygın gazeteciler muamelesi görüyorduk. Biz yolsuzluk dediğimiz diye, bu işte yokuz dediğimiz diye şimdi bir anda terör örgütü üyesi mi olduk? Bu nasıl bir tutarsızlıktır, kalleşliktir. Bu ülkede demokrasiden geriye dönüş yok. Özgürlüklerden geriye dönüş yok. Fikir hürriyetinden geriye dönüş yok. Adaletten geriye dönüş yok. Cesaretten geriye dönüş yok. Korkaklar kaçıp gidebilir. Ama bu can bu tende olduğu müddetçe ne acizane ben susarım, ne Zaman gazetesinde çalışanlar susar.
Terör örgütü arayan etrafına baksın

Silahlı terör örgütü arayanlar uzaklara değil, yakınlarına baksın. Teröristlerin baş tacı edildiği Türkiye'nin has ve has evlatlarına terörist diyen siyasetçilere ve kalemlere söylüyorum, bu iddiayı aynıyla alnınıza yapıştırıyoruz. Cebinde tırnak makası taşımayan insanlara terörist diyenler Allah sizi bir an önce ıslah etsin. Fikir namusumuza sürülmüş bir lekedir. Aynıyla o lekeyi atanlara iade ediyorum.

TÜRKİYE'DE ARTIK KİMSE GÜVENDE DEĞİL

Nezarethane -7. katta. Madem bu nezarethaneyi yaptın insan iki petek koymaz mı? Duvardaki yazıları okudum. Demişler ki: Haram lokma yemedik, kendileri çekip gitmiş ama arkalarında o cümle kalmış. Algı operasyonunun ardından Türkiye'de kimse güvende değil. Her an herkesin karşısına ihbar mektubu, bir tetikçi çıkabilir.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.