Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çamuroğlu: Alevilerin ahlâk anlayışında kupon arazi yok

Eski AK Parti Milletvekili Reha Çamuroğlu, hükümetin yeni Alevi açılımını inandırıcı bulmadığını söyleyerek, "AKP, Türkiye'yi Müslüman Kardeşler milletine çevirmek istiyor" dedi.2007’deki 'Alevi açılımı'nda önemli rol üstlenen...

Haber Giriş Tarihi: 01.11.2014 10:13
Haber Güncellenme Tarihi: 01.11.2014 10:13
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Eski AK Parti Milletvekili Reha Çamuroğlu, hükümetin yeni Alevi açılımını inandırıcı bulmadığını söyleyerek, "AKP, Türkiye'yi Müslüman Kardeşler milletine çevirmek istiyor" dedi.

2007’deki 'Alevi açılımı'nda önemli rol üstlenen AK Parti'nin eski milletvekili Reha Çamuroğlu, hükümetin son dönem politikalarını eleştirdi. Taraf gazetesinden Tunca Öğreten'e konuşan Çamuroğlu, Davutoğlu'nun yeni Alevi açılımı söylemini değerlendirerek, "Hayallerinde bir Alevi yaşattıkları fakat bu Alevi’nin, sokaktakini yansıtmadığı anlamına geliyor bu. Zihinlerindeki Alevi’ye karşı bir çözüm peşinde oldukları da kuşkulu zaten. Yedi yıl içerisinde hiçbir şey olmamış gibi davranarak; “Aleviler aynı Aleviler. Talepler de aynı” demek ve cem evlerinden ya da Alevilere bütçe vermekten bahsetmek; bunların tuhaf bir hayal âleminde olduğunu gösteriyor." diyor.

"Her mahalleye bir cemevi kursanız, her Alevi’ye devletten bütçe verseniz de artık Alevilerin memnuniyetsizliğini değiştiremezsiniz. Çünkü tarih boyunca ümmetten dışlanan Aleviler, son yedi yılda milletten de dışlandılar." diyen Çamuroğlu, şöyle devam ediyor: "Gezi olaylarını Alevi isyanı olarak nitelendirdiler. Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük ve Berkin Elvan... Bizim çocuklarımızın öldürülmesi, Alevi maneviyatında çok büyük bir kırılma yarattı. Kahramanmaraş gibi Türkiye’nin en iğrenç katliamına tanık olmuş bir şehirde, ana muhalefet partisi liderini “Bunun mezhebi Alevi” diyerek hedef gösterdiler. 14 yaşında bir çocuğu terörist ilan edip, anne ve babasını meydanlarda yuhalattılar. Sadece Alevi oldukları için insanların kafasını kesen bir terör örgütünün, İstanbul’un orta yerinde güç gösterisi yapmasına ses çıkarmadılar. Cem evi bahçesinde bir Alevi sırtından vuruldu, faili diye ortaya çıkardıkları memurun zırvalamasına karşın olayın üzerine gitmediler. Bunlar, Alevileri hançerle vuran olaylardan sadece birkaçı..."

Yeni bir açılım söyleminin kendisine inandırıcı gelmediğini ifade eden Çamuroğlu, "Siz, Alevileri ve Türkiye halkını böyle aptal yerine koyarsanız; bu saatten sonra yapacağınız açılım en hafif deyimiyle inandırıcı olmaz. Alevilerin buna kanması için 'süzme salak' olması gerekir." diye konuşuyor.

Davutoğlu hükümetinin ülkeyi demokratik bir yöne çekmek istiyorsa, ilk önce bütün hukuksuzluklara son vermesi gerektiğini ifade eden Reha Çamuroğlu, şöyle devam ediyor: "Yolsuzluğun üzerine gidilmeli, karanlık cinayetler aydınlatılmalı, saldırgan üsluptan vazgeçilmeli ve ülkenin demokratik saygınlığı geri kazandırılmalı. Eğer bunları yapmak için adım atarsa saygıyla karşılarız. Fakat hem bunlar yapılmayacak, hem de açılımdan söz edilecekse, 'taslar ve hamam aynıysa, biz oraya yıkanmaya gitmeyiz.' Bir olay üzerine ciddi yorum yapmak için elle tutulur bir tarafının olması lazım. Fakat ben bu hükümetin ciddi bir tarafını görmüyorum."

'Ahlâklı özgürleşme' kavramını da eleştiren Reha Çamuroğlu, "Bunun altı neyle doldurulacak?" diye sorarak, şöyle devam ediyor: "Ateist, Sünni, Alevi ya da bir Hristiyan’ın ahlâk anlayışının aynı olduğunu kim söyleyebilir ki... Dolayısıyla biz Alevilerin ahlâk anlayışı da farklıdır elbet. Mesela kupon arazilere düşkün değiliz biz. Bunların nerede olduğunu merak bile etmeyiz. Bu tip özgürleşmeden, daha dindar bir toplumdan söz edildiğinde bunu yeni bir tür “İslamcılıktan” farksız görmek mümkün değil. Hatırlarsınız, AK Parti Genelbaşkan Yardımcısı Yasin Aktay, “Anayasa Mahkemesi, gayrı milli karar almıştır” diye bir açıklama yapmıştı. Ben bu 'milli'nin, 'millet'in ne olduğunu anlayamıyorum mesela. Çünkü uzun yıllar, mehter marşlarına kadar girmiş Türk milleti yok artık. Hatta Türkiye milleti diye bir şey de yok."

Davutoğlu ve AK Parti’nin çekirdek kadrosunun Müslüman Kardeşler milleti kurma çabası içerisinde olduğunu ileri süren Çamuroğlu, "Yani bu coğrafyada Kürtlerle duygusal kopuşun yaşanmasına az kaldı diyebiliriz. Bu arada “Biji Serok Obama/ Yaşasın Önder Obama” sloganından sonra bölgeye çok farklı güçlerin yerleştiğini görmek de güç değil..." diyor.

Alevilerin Türk, Kürt, sosyalist gibi pek çok kimliği olduğunu söyleyen Çamuroğlu, "Ama bir Alevi için laik olmak, Kürt olmaktan çok daha önemlidir. Bir Alevi’ye Müslüman Kardeşler hırkası giydirmeye kimsenin gücü yetmez. Ben milletvekiliyken dosyalar geliyordu önüme. İşe alınmamalar, ihale verilmemeler, “onlar”, “bunlar” gibi tabirlerle dışlanmalar... Bir başbakan kalkıp, “Yüzde 50’yi evde zor tutuyorum” diyebilir mi? Ya da “HSYK seçimleri istediğimiz gibi sonuçlanmazsa, tanımayız...” O zaman neden seçim yapıyorsunuz? Demek ki genel seçimlerde sonuç Ak Parti aleyhinde çıksa, bunlar kalkıp “Seçimleri tanımıyoruz” da diyecek. Çünkü mantıkta bir farklılık yok. Nasıl olsa polis, jandarma ve ordu ellerinde... Öyle ki, sokağa çıkan insanlara “Misliyle mukabele ederiz” bile dediler. Bu, hükümetin kendini protesto eden insanlara karşı demokratik yollarla karşı koyamayacağı anlamına geliyor. Bunun en büyük örneği Bingöl’de de yaşandı. Katledilen emniyet müdürü ve yardımcısının faillerini -Cezalandırdık diyerek- infaz ettiler bir gece. Yani sen hem yargıçsın, hem savcısın öyle mi? Üstelik Türkiye yasalarında olmayan idam kararı verip sokaklarda, kurşuna dizerek uyguladınız. Çivisi böylesine çıkmış bir ülkede, Alevi açılımından falan bahsetmek, 'minare gölgesi ile davul tozu'ndan farksız. Bu, Alevileri tanımamak, onları aptal yerine koymaktır." şeklinde değerlendirmelerde bulunuyor.

İSLAMCI SİYASET AKTÖRLERİNİN KİBRİ DEHŞET VERİCİ

AK Parti’den milletvekili olduğu için pek çok hakarete maruz kalmış bir Alevi ve başörtüsü meselesi için “411 el karanlığa kalktı” denildiğinde, havaya kalkan ellerden biri olduğunu hatırlatan Çamuroğlu, "Ancak bugün geldiğimiz noktada İslamcı siyaset aktörlerinin kibri beni dehşete düşürüyor. Ahmet Turan Alkan’ın sorusu çok önemli: “Müslümanlar bundan sonra demokrat olabileceklerini diğer insanlara nasıl inandıracaklar.” Saldırgan dil, kibir, bin odalı saraylar... İhtiyaç oldukça modüler bir şekilde parça parça yapılan Topkapı Sarayı bile Erdoğan’ın sarayından daha sade bir yapı. Türkiye’nin, binlerce ağacı keserek böyle bir saray yapılmasına ne kadar ihtiyacı vardı? Bütün bu sakilliklere bakıldığında, faturanın Müslümanlara kesilmesi kaçınılmaz. Çünkü her şeyi İslam adına yaptı bu hükümet." diyor.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.