Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Baş Ombudsman: Sorun yasalarda değil onu uygulayan yargıç ve savcılarımızda

Kamu Denetçiliği Kurumu Baş Ombudsmanı M. Nihat Ömeroğlu, makul şüphe olayının önceki yasada da olduğunu söyledi. Somut delilin kovuşturma aşamasında ancak bulunabileceğini ve ona göre hakimin takdirini kullanacağını kaydeden Ömeroğlu,...

Haber Giriş Tarihi: 21.10.2014 13:45
Haber Güncellenme Tarihi: 21.10.2014 13:45
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Baş Ombudsman: Sorun yasalarda değil onu uygulayan yargıç ve savcılarımızda
Kamu Denetçiliği Kurumu Baş Ombudsmanı M. Nihat Ömeroğlu, makul şüphe olayının önceki yasada da olduğunu söyledi. Somut delilin kovuşturma aşamasında ancak bulunabileceğini ve ona göre hakimin takdirini kullanacağını kaydeden Ömeroğlu, “Ben yasada eğer böyle bir değişiklik olursa 'makul şüphe'nin daha önceki yasada olduğu için geriye dönüş olarak düşünmüyorum. Sorun orada yatmıyor. Sorun yasalarımızda değil. Sorun yasalarımızı uygulayan yargıçlarımızda ve savcılarımızda. Eğer Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi ve sözleşmesi ve uluslararası standartları gözettiğimiz oranda buna dikkat ettiğimiz oranda hiç şüpheniz olmasın makul şüpheyi çok iyi değerlendireceklerdir bundan da benim hiçbir şüphem yoktur. Yoksa benim kararlarımda da vardır hiçbir zaman geriye gidiş değil sürekli olarak özgürlüklerine önünün açılması gerekir" dişe konuştu.

Kamu Denetçiliği Kurumu Baş Ombudsmanı M. Nihat Ömeroğlu ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, II. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu’nun açılış konuşmalarının ardından birebir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının ardından Ömeroğlu ve Muiznieks basın toplantısı yaptı.

Basın toplantısında Ömeroğlu ve Muiznieks basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, “Meclise sunulan yasa teklifi ile arama ve gözaltı kararı için ‘somut delil’ yerine ‘makul şüphe’yi yeterli görülecek. Bu teklifi nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki soruya Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, “Bir takım tetkikçi arkadaşlarımız bizim kurumumuzda bana bahsetti ama taslak kanunu henüz okumadığım için bilgi sahibi değilim. Tabi ki tam metni ekibimle beraber inceleme şansım olursa bununla ilgili memnuniyetle bir yanıt verebilirim. Fakat sizi de şunu temin etmek isterim Türkiye’de soruşturmalarda delilin bulunması, tahkikatın yürütülmesi veya hukukun üstünlüğü gibi konularda Türkiye ile ilgili herhangi bir şeyin geriye gideceğini de ümit etmiyoruz. Geriye gideceğini de düşünmüyoruz.” cevabını verdi.

Geçen yıl Gezi olayları ve kolluk kuvvetlerinin tutumu ile ilgili çok eleştirel ve tenkit edici bir rapor hazırladıklarını kaydeden Muiznieks, “Hem benim hem de sayın Başdenetçinin tavsiyelerinin yerine getirilmesi için özellikle kolluk kuvvetleri konusunda daha çok şey yapılması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.

Kamu Denetçiliği Kurumu Baş Ombudsmanı M. Nihat Ömeroğlu ise aynı soruya şu cevabı verdi: “Bu Meclise sunulan bir taslak. Biraz önce sayın Cumhurbaşkanımızın da Kobani’de IŞİD saldırıları sebebiyle Türkiye’de yaratılan kaosu da hepimiz biliyoruz. Taslak hakkında konuşmaktan ziyade şunu söylemek isterim. Eski bir hukukçuyum, yüksek mahkeme üyesiydim. Arkadaşlar lütfen makul olalım. Bundan önceki yasa zaten yasamızda makul şüphe olayı vardı. Bakın makul şüphe olayı vardı. Makul şüphe somut delillerle siz ortaya konmasını istediğiniz halde orada bir anlamda daha soruşturma evresinde somut delil dediğiniz an Sulh Ceza Hakimi insanları mahkum etmiş olursunuz. Somut delil kovuşturma aşamasında ancak bulunabilir ve ona göre hakim takdirini kullanır. Ben yasada eğer böyle bir değişiklik olursa makul şüphenin daha önceki yasa da olduğu için geriye dönüş olarak düşünmüyorum. Sorun orada yatmıyor. Sorun yasalarımızda değil. Sorun yasalarımızı uygulayan yargıçlarımızda ve savcılarımızda. Eğer Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi ve sözleşmesi ve uluslararası standartları gözettiğimiz oranda buna dikkat ettiğimiz oranda hiç şüpheniz olmasın makul şüpheyi çok iyi değerlendireceklerdir bundan da benim hiçbir şüphem yoktur. Yoksa benim kararlarımda da vardır hiçbir zaman geriye gidiş değil sürekli olarak özgürlüklerine önünün açılması gerekir.”

BİR TAKIM SIKINTILAR OLURSA YÜCE MECLİS HAKSIZLIĞI GİDEREBİLİR

2010 yılı Referandumu ile 3 kuruma bireysel başvuru getirildiğini anlatan Ömeroğlu, “Anayasa Mahkemesi’ne, Kamu Denetçiliği Ombudsman’a ve İnsan Hakları Kurumu’na. Bunlar çok yakın bir gelecekte gerek Anayasa Mahkemesi gerek Kamu Denetçiliği Kurumu özgürlükler konusundaki tavrını da orta koymuştur. Ama özgürlükleri biliyorsunuz sınırsız değildir. Başkasının özgürlüğünün başladığı yerde sizin özgürlüğünüz kısıtlanır. Bu da evrensel bir konudur. Güzel bir tespitte bulundu. Türkiye özgürlükler konusunda geriye değil ileriye gidecektir. Kişisel kanımda şudur. Bu değişik sonucu uygulamada yine bir takım sıkıntılar olursa yüce Meclis her zaman için değiştirebilir, haksızlığı giderebilir.” şeklinde konuştu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.