Bugünlerde duymaya ve görmeye alıştığımız en büyük olayların başında, siyasi parti adaylarıyla ilgili güç gösterileri geliyor
Hangi siyasi görüşten olursa olsun, hangi siyasi partinin adayı olursa olsun, insanların birbirlerine karşı güç gösterisinde bulunmaları, açıkça ifade etmek gerekirse toplumda hoş karşılanmıyor. Buna ilişkin birkaç örnekle sizlere bazı bilgiler vermek isterim.
Öncelikle şimdi yazacağım konuyla ilgili seneler önce bazı istihbarat raporlarını okumuştum. O zamanlarda, “böyle bir şey olmaz” diye düşünmüştüm. Fakat geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım, Tramvayda yaşadığı olayı anlattı.
Tramvayda birkaç tane Suriyeli varmış. Bir de, bizim vatandaşlar. Birkaç kişi, Suriyelileri sıkıştırıp, onlara yönelik olarak, “bizim paramızda bize çaka satıyorlar. Okullara sınavsız giriyorlar. Devlet bütçesinden maaş alıyorlar. Sonra da gelip bizim hakkımızı öncelik alıyorlar” diye iddialarla bulunmuş. Suriyelilerle aralarında bu yüzden hafif sataşma yaşanmış. Tramvaydaki bazı vatandaşlar, Suriyelileri hedef göstermeye çabalayan bu kişilerin lehine destek olmuşlar. Bazıları ise toplu taşıma araçlarında böyle olayların olmaması gerektiğini ifade edip, olayları yatıştırmışlar.
Suriyelileri saldıran gurup içinden ise, “seçimlerde kime oy vereceğinize iyi karar verin. Bu kişiler yüzünden bizim çocuklarımız işsiz kaldı” gibisinden laflar edince, olayın bir provokasyon olma ihtimali ağırlık kazanmış.
Bir başka anlatılan olayın yaşandığı yer ise Nilüfer Özlüce semti. Bu semtteki bir kafeteryada oturan bazı hanım müşterilere, üzerlerinde çarşaf bulunan bir takım kişilerin gelip sataştıkları iddiası. Bu olay nasıl mı olmuş?
Çarşaflı kadınlar gelip kadınlara, “oturuşunuzu düzeltin. Oranız, buranız görünüyor…” gibisinden sözde laflar etmişler. Sonra da oturan kişilerle ağız dalaşı yapmışlar. Sonrasında ise, araya girenlerin uyarılarıyla olay tatlıya bağlanmış. Ama, asıl önemli olan mesele şu; masada oturanlar vatandaşlar, mekanı terk edip giden çarşaflı kadınların ardından etrafın duyabilecekleri yüksek sesle konuşup, “bakın seçimlerde Nilüfer’i CHP kaybederse, bunlar gelip buraları kapatacaklar. Bizler, sizler, sokaklarda rahat gezemeyeceksiniz…” gibi sözlerle adeta CHP’nin propagandasını yapmışlar.
Tabi, bu olayları duyunca, insanların inanıp inanmama konusunda sanırım ikilem yaşadıklarını biliyorum. Çünkü bende aynen ikilem yaşadım. İnanması güç bir konu.
Siyasi güç gösterisinde bulunanların, insanları fitne fesatla fikirlerini değiştirme adına yapılan bana göre tiyatro gösterisi gibi.
Hani AK Parti Nilüfer’de seçimleri kazanırsa, yeme içme mekanlarını kapatacak imajı ve algıyı yayılıyor etrafa. İnan inanabilirsen. Ama anlatılan örnekteki gibi tiyatro gösterileri yapılıp, bir takım kişilere çarşaf giydirilip, sonra da masada oturan kadınlara yönelik “oranı, buranı kapat” gibi sözler söylediklerinin etrafa yayılması, halkın tepkisine yol açabilir. Acaba, bu çarşaflı insanlar kim? Bu çarşafları para karşılığı giydirilip, böyle olayların, böyle mizansenlerin yapılması için tutulmadıkları ne malum?
Ben, son 17 yıldır Nilüfer ilçesinde yaşayan bir vatandaş olarak, böyle bir durumla hiç karşılaşmadım. Çay bahçelerine, kafeteryalara, restoranlara ailemle beraber sık giden birisiyim. Hiç böyle bir olaya tanık olmadım. Olsa idim, gerekeni yapardım. Hatta o mekanı terk eden çarşaflıların kimliklerinin ortaya dökülmesi için, olaydan polisleri haberdar eder, böylesine bir tiyatronun sergilenmesine de mani olurdum.
Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım. Geçmişe bakalım. Bursa’da 2 tane CHP’li 16 tane ‘de AK Partili belediye yönetimi var. Mevcut. AK Partili belediye yönetimlerinde hangi vatandaşlarımıza kılık kıyafetleri yüzünden böyle bir saldırı olmuş? Bilen, duyan var mıdır?
Sonra, AK Parti’nin 15 yıldır yönettiği Osmangazi ilçesindeki eğlence mekanlarının yoğun hizmet verdiği, hangi gece kulübü, hangi meyhane, hangi içkili mekan, hangi restoran kapatılmış? Hangi insanların özel yaşantıları ile ilgili kısıtlama getirilmiş?
Bilen duyan var mı?
Yine, 1994 senesinden bu yana yönetilen İstanbul’da, Ankara’da böylesine eğlence ve özel mekanların kapatıldığına tanık olanlar var mı?
Her şey, normal. Eski yıllarda ne gibi çalışıyorlarsa, şimdi de yasalar çerçevesinde hizmetlerine devam ediyorlar. Müşterileri gelip gidiyor.
Bu örnekler göz önünde iken, böylesine istenmeyen olayların halkın huzurunda yaşanması veya yaşanmış gibi gösterilip algı yöntemiyle, “Nilüfer ilçesinden CHP giderse sizlerin de özel yaşantılarınıza müdahale edilecek” misali kara propaganda yapılması kimin işine gelir?
Senelerce, burada yerel yönetimlerin başına çöreklenip, halkın yeşil alanlarını kendi yandaşlarına peşkeş çekenlerin işlerine gelir. Çünkü, uyguladıkları rant rejiminin değişmemesi adına yapmadıkları olay yok. Yapmadıkları eylem yok. Seçime kadar bakalım daha nelerle karşılaşacağız?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Muharrem KARABULUT
Güç gösterisi
Bugünlerde duymaya ve görmeye alıştığımız en büyük olayların başında, siyasi parti adaylarıyla ilgili güç gösterileri geliyor
Hangi siyasi görüşten olursa olsun, hangi siyasi partinin adayı olursa olsun, insanların birbirlerine karşı güç gösterisinde bulunmaları, açıkça ifade etmek gerekirse toplumda hoş karşılanmıyor. Buna ilişkin birkaç örnekle sizlere bazı bilgiler vermek isterim.
Öncelikle şimdi yazacağım konuyla ilgili seneler önce bazı istihbarat raporlarını okumuştum. O zamanlarda, “böyle bir şey olmaz” diye düşünmüştüm. Fakat geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım, Tramvayda yaşadığı olayı anlattı.
Tramvayda birkaç tane Suriyeli varmış. Bir de, bizim vatandaşlar. Birkaç kişi, Suriyelileri sıkıştırıp, onlara yönelik olarak, “bizim paramızda bize çaka satıyorlar. Okullara sınavsız giriyorlar. Devlet bütçesinden maaş alıyorlar. Sonra da gelip bizim hakkımızı öncelik alıyorlar” diye iddialarla bulunmuş. Suriyelilerle aralarında bu yüzden hafif sataşma yaşanmış. Tramvaydaki bazı vatandaşlar, Suriyelileri hedef göstermeye çabalayan bu kişilerin lehine destek olmuşlar. Bazıları ise toplu taşıma araçlarında böyle olayların olmaması gerektiğini ifade edip, olayları yatıştırmışlar.
Suriyelileri saldıran gurup içinden ise, “seçimlerde kime oy vereceğinize iyi karar verin. Bu kişiler yüzünden bizim çocuklarımız işsiz kaldı” gibisinden laflar edince, olayın bir provokasyon olma ihtimali ağırlık kazanmış.
Bir başka anlatılan olayın yaşandığı yer ise Nilüfer Özlüce semti. Bu semtteki bir kafeteryada oturan bazı hanım müşterilere, üzerlerinde çarşaf bulunan bir takım kişilerin gelip sataştıkları iddiası. Bu olay nasıl mı olmuş?
Çarşaflı kadınlar gelip kadınlara, “oturuşunuzu düzeltin. Oranız, buranız görünüyor…” gibisinden sözde laflar etmişler. Sonra da oturan kişilerle ağız dalaşı yapmışlar. Sonrasında ise, araya girenlerin uyarılarıyla olay tatlıya bağlanmış. Ama, asıl önemli olan mesele şu; masada oturanlar vatandaşlar, mekanı terk edip giden çarşaflı kadınların ardından etrafın duyabilecekleri yüksek sesle konuşup, “bakın seçimlerde Nilüfer’i CHP kaybederse, bunlar gelip buraları kapatacaklar. Bizler, sizler, sokaklarda rahat gezemeyeceksiniz…” gibi sözlerle adeta CHP’nin propagandasını yapmışlar.
Tabi, bu olayları duyunca, insanların inanıp inanmama konusunda sanırım ikilem yaşadıklarını biliyorum. Çünkü bende aynen ikilem yaşadım. İnanması güç bir konu.
Siyasi güç gösterisinde bulunanların, insanları fitne fesatla fikirlerini değiştirme adına yapılan bana göre tiyatro gösterisi gibi.
Hani AK Parti Nilüfer’de seçimleri kazanırsa, yeme içme mekanlarını kapatacak imajı ve algıyı yayılıyor etrafa. İnan inanabilirsen. Ama anlatılan örnekteki gibi tiyatro gösterileri yapılıp, bir takım kişilere çarşaf giydirilip, sonra da masada oturan kadınlara yönelik “oranı, buranı kapat” gibi sözler söylediklerinin etrafa yayılması, halkın tepkisine yol açabilir. Acaba, bu çarşaflı insanlar kim? Bu çarşafları para karşılığı giydirilip, böyle olayların, böyle mizansenlerin yapılması için tutulmadıkları ne malum?
Ben, son 17 yıldır Nilüfer ilçesinde yaşayan bir vatandaş olarak, böyle bir durumla hiç karşılaşmadım. Çay bahçelerine, kafeteryalara, restoranlara ailemle beraber sık giden birisiyim. Hiç böyle bir olaya tanık olmadım. Olsa idim, gerekeni yapardım. Hatta o mekanı terk eden çarşaflıların kimliklerinin ortaya dökülmesi için, olaydan polisleri haberdar eder, böylesine bir tiyatronun sergilenmesine de mani olurdum.
Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım. Geçmişe bakalım. Bursa’da 2 tane CHP’li 16 tane ‘de AK Partili belediye yönetimi var. Mevcut. AK Partili belediye yönetimlerinde hangi vatandaşlarımıza kılık kıyafetleri yüzünden böyle bir saldırı olmuş? Bilen, duyan var mıdır?
Sonra, AK Parti’nin 15 yıldır yönettiği Osmangazi ilçesindeki eğlence mekanlarının yoğun hizmet verdiği, hangi gece kulübü, hangi meyhane, hangi içkili mekan, hangi restoran kapatılmış? Hangi insanların özel yaşantıları ile ilgili kısıtlama getirilmiş?
Bilen duyan var mı?
Yine, 1994 senesinden bu yana yönetilen İstanbul’da, Ankara’da böylesine eğlence ve özel mekanların kapatıldığına tanık olanlar var mı?
Her şey, normal. Eski yıllarda ne gibi çalışıyorlarsa, şimdi de yasalar çerçevesinde hizmetlerine devam ediyorlar. Müşterileri gelip gidiyor.
Bu örnekler göz önünde iken, böylesine istenmeyen olayların halkın huzurunda yaşanması veya yaşanmış gibi gösterilip algı yöntemiyle, “Nilüfer ilçesinden CHP giderse sizlerin de özel yaşantılarınıza müdahale edilecek” misali kara propaganda yapılması kimin işine gelir?
Senelerce, burada yerel yönetimlerin başına çöreklenip, halkın yeşil alanlarını kendi yandaşlarına peşkeş çekenlerin işlerine gelir. Çünkü, uyguladıkları rant rejiminin değişmemesi adına yapmadıkları olay yok. Yapmadıkları eylem yok. Seçime kadar bakalım daha nelerle karşılaşacağız?