Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Görükle'de Mübadele evi

Yazının Giriş Tarihi: 02.06.2019 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.06.2019 00:07

Hafta arası yolumuz Görükle'ye düştü Çalı güreşlerinin eski ağası Hüseyin Yılmaz'ı (Jakaron Hüseyin) ziyaret ettik, Jakaron lakabı kendisine tekstilin hızlı olduğu dönemlerde Jakarlı tezgahlar sebebiyle verilmiş, Hüseyin bey Demokrat partiye de ciddi hizmetler yapmıştır. Ziyaretin ardından bizi bu kez başka bir dostumuz Engin Esin aradı, uzun zamandır görüşemediğimiz Engin Esin Görükle köyünde Mübadele evinin yanında ki büyük kahvede beklediğini söyledi, Rıfat Haliç ile on dakika sonra oradaydık, kahvehanenin bahçesinde gölgeyi geçmiş yılların hatıralarını taşıyan büyük bir çınar ağacı sağlıyordu, gözümüz ise az aşağıda kapının üstünde duvarda koca yazılarla yazılmış MÜBADELE EVİ dikkatimizi çekiyordu elbette.

Engin Esin dikkatli baktığımızı görünce ''Mübadele evini gezelim mi?'' diye sorunca ''evet'' dedik ve ''Bayram abi'' diye seslenince Bayram Akıncı kahvede kapıyı görecek şekli ile oturduğu için ''hemen geliyorum'' diyerek hareketlendi ve bize kapıları açıp olan biteni büyük bir keyifle anlattı. Nilüfer Belediyesi binayı 2016 yılında yapmış. Binanın içinde bulunan eşya, kıyafet, silah ve dönemin üretim makinelerinin yüzde 60'ı bizzat bu işe ömrünü adayan Bayram Akıncı'ya ve ailesine ait, eşyaların tamamı mübadele göçmenleri tarafından kullanılmıştır. İki katlı binada sergilenen her şey büyük itina ile seçilmiş ve ziyaretçilerin mutlaka ilgisini çekecek nitelikte.

Mübadele evinde ki kültürü ve yapıyı incelediğimizde kendi kültürel yapımıza çok yakın buluyorum, Efendim Ankara nere Yunanistan nere der gibi düşünebilirsiniz fakat gerçekten böyle. Bunu Bayram Akıncı, Engin Esin ve Rıfat Haliç'e de izah ettim. Bayram Akıncı'nın merhum Babası 1. kuşak mübadil kendisi de 2. kuşak oluyor sonuçta bu insanlar Anadolu topraklarından o bölgelere ön karakol vazifesi görmeleri için Osmanlı tarafından gönderilmişlerdir. Bayram Akıncı'nın ailesi baba tarafı Selanik şehrinin Kozani, Serez ve Verya annesi de Kavala bölgesinden gelmedir.

Yunanistan'dan gelenlerin aksine birde Görükle'den Yunanistan'a giden Rumlar var elbette onlarda Görükle yi unutmamışlar ve eski adı Kubbeler birliği yeni adı ise Gönüllüler birliği olan bir dernek kurmuşlar ve Görükle deki vatandaşlarımızla görüşüp hasret giderebiliyorlar. 30 Ocak 1923 tarihinde TBMM hükümeti ile Yunanistan hükümeti arasında, Türkiye'deki Rum Ortodokslar ile Yunanistan'daki yerleşik Türk-Müslümanların zorunlu göçünü öngören Mübadele sözleşmesi imzalanmıştı.

18 Ekim 1912 tarihinden itibaren yurtlarını terk etmiş olanları da kapsamına alan bu sözleşme, rakamlar tarihçiler tarafından tartışılsa da Anadolu da yaşayan 1,200,000 Rum Ortodoks, Yunanistan'da yaşayan 450,000 Türk-Müslüman doğduğu ve doyduğu toprakları terk etmek zorunda kalmıştı.

İşte bu sıkıntılı değişim suyun her iki tarafında yaşayanları da büyük sıkıntıya sokmuştu, mağdur edilmiş siviller, çile dolu insan hikayeleri, yakılmış köyler, yağmalanmış kentleri de ortaya çıkardı. 1922-1924 yılları arasında alınan kararların getirdiği büyük göç ve değişim İnsanların, Devletler karşısında ne kadar aciz olduğunu gösterir, üst düzeyde protokol imzalanır ve uygulanır. Halkların buna karşı çıkma hakları asla yoktur, ve alınan karar gereği doğduğun toprakları terk edip atalarının gelmiş olduğu ve o güne kadar görmemiş olduğun Anavatanına  kalıcı olarak dönecek olman seni hangi duygulara yönlendirirdi acaba? tabi bu soru her iki taraf içinde geçerli. İnsanlar devletlerin ve tarihin karşısında dura masalarda hatıralarını ve kültürlerini bir nevi yaşatmayı başarabiliyorlar, mühim olan ise Bayram Akıncı gibi tarihine ve kültürüne hüzünle sahip çıkan insanların bu emeklerini devan ettirecek nesillerin var olabilmesidir.

Ve son olarak Mübadele evinde ki anı defterine Bayram Akıncı beyin isteği üzerine bir yazı yazdım, Dünya da geriye doğru bilinen üç bin yıllık İnsanlık tarihinin yalnızca toplamda 270 yılında savaş olmamış bu oran yüzde on bile etmiyor, düşünürken bile üzülüyorsunuz, savaşlar neden çıkar, bir başka devletin ve milletin haklarını çalmak ve sömürmek için mi? yoksa sözde eğitimli bir kısım ruh hastalarının ünvan alması için mi? şöhretine şöhret katmak için mi? oysa dünya herkese yetecek kadar zenginlik içinde, hırslarına ve doymayan açlığına yenilen şöhret budalası zalimlerin yaşanır dünyayı cehennem haline getirmesine Yaradan razı olur mu hiç? Barış dolu bir dünya ümidiyle esenkalın...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.