Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gıdalarda Solitin tehlikesi var mı?

Yazının Giriş Tarihi: 20.11.2017 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.11.2017 00:07

Kullandığımız gıdaların ne kadar güvenli olduğu konusunda toplumda büyük bir endişe hakim. Çok çeşitli iddialar var. Bunların ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış bilmiyoruz. Tabii ki biz bilimsel araştırmaları esas almalıyız.

Gıdalarda katkı maddesi kullanımı giderek artarken, insan sağlığına olumsuz etkileri de ciddi sakıncalar doğuruyor. Tüketici yeterince bilinçlendirilmediği için bu katkı maddeleri, insan sağlığını tehdit edebiliyor.

Kamuoyunda bu konu ile ilgili olarak dile getirilen çeşitli görüşler var: “Gün geçtikçe daha çok miktarlarda tüketilen bu katkı maddeleri, beslenmeyle ilgili kalp hastalıkları, alerjik astım gibi çeşitli hastalıkların gelişimine yol açıyor. İşte kullanmaktan kaçınmanız gereken katkı maddeleri; Sentetik Tatlandırıcılar, Trans yağlar, Sodyum nitrik özellikle etlerin korunmasında kullanılıyor, New York'ta restoranlarda suni trans yağ kullanımını yasakladı, Suni renklendiriciler yani sentetik boyalar özellikle şekerlemelerde ve meşrubatlarda kullanılıyor, Yağsız patates cipslerinde kullanılan olestra katkı maddesi, Sakarinler yani tatlandırıcılar birçok diet ürününde ve sodalarda kullanılıyor. Sülfitler kesilen meyve ve sebzelerin kararmaması için kullanılıyor.
Dünyada şu anda bu katkı maddelerinden nasıl kurtulabiliriz arayışları başlamıştır. Özellikle son zamanlarda organik tarım üzerinde yoğun çalışmalar başlamıştır. Günümüz insanları bu gıdalardan devamlı kullandığı için, teşhisi bile zor bulunan hastalıklara yakalanıyorlar, bu katkılar insanları adeta yok ediyor.”

Tabii ki bu iddiaların doğru olup olmadığını açıklamak gıda üreticilerine düşüyor.

Birçok uzman tarafından ortaya atılan görüşlerden bir alıntıyı aşağıda dikkatlerinize sunuyorum.

“Gıda maddelerine kullanıldığı iddia edilen kimyasallardan biri de Solitin maddesi. Birçok uzmana göre; aslında gıdalarda hiç bulunmaması gereken tamamen kimyasal bir ajan. Hatta basit olarak melaminimsi bir plastik, sütlere, yoğurt ve ayranlara ve sütün girdiği her çeşit besine katılıyor çünkü bu molekül su ile inanılmaz şekilde bağlanarak kıvam arttırıyor, bu hem imalat procesleri açısından zaman kazandırıyor, hem gıda doğallığını kaybettiğinden son kullanma tarihini uzatıyor ve firmaların stoklu çalışmasını sağlıyor, hem maliyeti inanılmaz düşürerek firmaların rekabet gücünü arttırıyor.

Çocuklarınıza beş kuruşa, yirmi kuruşa, elli kuruşa gofret, çikolata ve süt ürünleri alabilmemiz, evlerimize çeşit çeşit peynir, yoğurt, hazır sütlü tatlı vs. girebilmesi hep bu yüzden.

SOLİTİN bir tricalcid bileşiği yani doğada en bol ve bedava bulabileceğiniz türden, tebeşir gibi, alçı taşı gibi. Oysa bu bileşik böbreklerden atılırken renal tubuluslardaki glomerüllerde birikiyor ve filtrasyonu yani böbreklerin kanı süzmesini engelliyor ve sonuç böbrek yetmezliğine kadar uzanan böbrek rahatsızlıkları serum üre ve kraetinin düzeylerinde artış ve bunun getirdiği devamlı yorgunluk hali, hafıza ve konsantrasyon bozuklukları hatta ciddi mental bozukluklara neden oluyor.

Almanya Solingen üniversitesi Pskiyatri bölümünce 2009 da 21.Europe Pscy-*hatry Society için hazırlanan bildirgede şizofreni ve SOLİTİN kullanımı arasında ilişkiler olması muhtemel olduğu, özellikle Paranoid şizofreni vakalarında kanda tricalciophospate bileşiklerinin normalden 16 kat yüksek olduğu belirtilmesine rağmen bildirge nedense kongrede sunum için kabul edilmedi.”

Bilimsel araştırmaları dikkatle takip edip ona göre önlem almamız gerekiyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.