Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gıda savaşlarının ilk kıvılcımı mı?

Yazının Giriş Tarihi: 25.08.2014 00:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.08.2014 00:46

 

Son üç yazımızda Türkiye açısından tarım ve hayvancılık sektörünün önemine değinip, geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştum.

Bu arada ülke genelinde gündemin ilk maddesi elbette siyasetti ve o konulara girmediğimizi daha önceden de belirmiştim.

Bu dönemde Türk tarımı ile gıda ve hayvancılık sektörünü doğrudan ilgilendiren öyle bir gelişme yaşandı ki, tam da son yazılarımızla irdelediğimiz konularla örtüştü.

Malumunuz, Rusya, Ukrayna politikası nedeniyle kendisine yaptırım uygulayan AB, ABD ve Batılı ülkelerden gıda ithalatını yasaklayacağını açıkladı. Rus yetkililer bir yıl sürecek "gıda ambargosunun" sebze, meyve, et, balık, süt ve süt ürünlerini kapsayacağını belirttiler.

Bu durum bir bakış açısıyla “Türkiye'ye ambargo piyangosu” olarak yorumlanırken, buna karşı “temlikli” olunması gerektiği de ifade edildi.

Rusya’nın tarım ürünlerinde Avrupa ülkelerine ambargo koymasının Türk yaş meyve sebze ihracatını yüzde 20-40 oranında artırması beklendiği belirtildi açıklamalarda.

İş çevreleri Rusya’ya et, süt, patates ve bakliyat ürünleri ihracatının artacağını ancak iç piyasada da fiyatların yükselme riski olduğunu dile getirdiler.

Bu arada Rusya’nın Avrupa’ya ambargo koymasından dolayı üretim patlamasının da yaşanabileceği söylenirken, üretim planlaması yapılmazsa iç piyasada fiyatlar üzerinde baskı oluşabileceği ileri sürüldü.

Bunlar konuşulurken Rusya’dan bir heyet gelip masaya oturdu bile…

Gıda tedariki için Rusya ile Türkiye arasındaki görüşmelerin olumlu sonuçlanması halinde, başta yaş meyve ve sebze ihracatı olmak üzere Türkiye’nin gıda ürünleri ihracatı ivme kazanacak. Türkiye 12 milyar Euro’luk pazardan büyük pay kapmak için imkânlarını seferber edecek.

Türkiye’nin Rusya’ya yaş meyve ve sebze ihracatı son yıllarda iyi bir trend yakalamıştı. 2012’de 795 milyon dolar olan yaş meyve ve sebze ihracatı, 2013’te 876 milyon dolara ulaşmıştı. Normal trendinde 2014 yılında yaş meyve sebze ihracatının 1 milyar dolar hedefini yakalaması bekleniyordu. Son gelişmeler üzerine ihracatın bu hedefi önemli miktarlarda aşması bekleniyor.
Görüşmelerin olumlu seyri halinde Rusya’ya tavuk eti ve yumurta ihracatının da artış temposuna gireceği belirtiliyor.

Elbette bu iyi bir fırsat ama biz buna hazır mıyız?

Bir başka konu, çok önemli bir pazar olan Rusya’nın AB, ABD ve batılı ülkelere gıda ambargosu koyması, belki de ileriki yıllarda global anlamda yaşanabilecek gıda savaşlarının ilk kıvılcımları olabileceği…

Bilhassa iklim değişikliklerinin tarımsal üretimi etkilemeye başladığı son dönemde sıklıkla dile getiriliyor.

Bu yıl ülkemizde yaşanan kuraklık ve mevsim dışı yağışların olumsuz etkisini hep birlikte yaşıyoruz.

Yakın dönemde okuduğum bir araştırmanın başlığında “21. yüzyıl 'gıda savaşları'na hazır olun” diyordu. Hemen ilk cümlesinde ise “Kıtlığın hakim olduğu yeni bir çağda gıda jeopolitiği acaba neye benzeyecek?” diye soruluyordu.

Öte yandan bir başka veri, sel ve kuraklık nedeniyle önümüzdeki 20 yıl içerisinde gıda fiyatlarının yüzde 80 artacağı ve verimli tarım alanlarının yüzde 25'inin yok olacağına ilişkin.

Bütün bunlar için önceki yazdıklarıma ilave olarak tarım ve hayvancılık konusuna daha fazla önem verilmesi konusuna bir kez daha dikkatleri çekmek istiyorum.

Son günlerin siyasal meseleleri elbette önemli ama inanıyorum ki yukarıda ifade etmeye çalıştıklarıma da önemsiz diyemezsiniz.

Yoksa birkaç nesil sonraki gelecek kuşaklara ne söyleriz?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.