Ekonomide yeni tedbirleri açıklayan Başbakan Binali Yıldırım, topluma umut aşılamaya devam ediyor. Hemen her kesime sesleniyor… Duyanlar ise biraz düşünceli bu aralar… Sanki bir belirsizlik var gibi… Terör, FETÖ, Avrupa’dan gelen sinyaller, Suriye’deki gelişmeler ve alışverişteki gerileme tedirgin ediyor iş dünyasını. Cirolar düşüyor, bekleme yanlısı tavırlar dikkatimi çekiyor. Yüzleri biraz Katar sermayesi güldürüyor…

Başbakan 2017-2019 döneminde büyüme rakamının yüzde 5’in altında olmayacağını söylüyor. Bu yılın hedefi ise yüzde 3,2 olarak dillendiriliyor. Sayın Yıldırım, ürün bazlı, tüketime bağlı büyümenin kalıcı olmayacağını biliyor ve ‘katma değer üreten, üstünlük sağlayan büyüme altyapısını oluşturmak, çeşitliliğini ve kalitesini artırmak’ gibi kulağa hoş gelen sözleri var.

Teknolojik ürünlerde Türkiye’nin söz sahibi olması isteniyor. Ancak bu konunun altyapısı henüz oluşmadı. Öncelikle eğitim ayağının eksiksiz yerine getirilmesi gerekiyor. Yeni fikirlere ihtiyacımız var. Gençlerin çalışmalarına karşılıksız destek verilmeli. Üniversiteler bu alanda yetenekli olanlara laboratuvarlar kurmalı ve ilkokula kod yazma dersi konmalı.

Hükümetin temel hedefi, Türk insanının elindeki parayı bir anda bitiren hayat pahalılığını yenmek olmalı. Bu yılın finalinde enflasyon hanesine baktığımızda yüzde 7.5’i görmek mümkün olacak. Gelecek yılın hedefi ise yüzde 6,5.

2017 yılında ihracatçılar, ‘ihracat artış garantisi verirlerse’ ekstra destek alacaklar. Eximbank'ın destek bütçesi biraz da bu nedenle 3 kat artırılacak. 1 milyar liradan 3 milyar liraya çıkarılıyor.

Ekonominin rekabet gücü ve verimliliğini artırma çalışmaları da devam edecek. Dünya fiyatlarından ihracat yapar hale gelmemiz gerekiyor. Bunun içinde enerji, hammadde, işçilik, lojistik konularında ciddi düzenlemeler yapılmalı.

Herkesin ihracatçı olduğu bir dönemden geçiyoruz. Eskiden belirli ülkeler ihracat yapıyordu. Şimdi herkes yapıyor. O halde farklı ürünler üretme zamanı. Çıkış noktası yenilikçilik… Fark yaratan ürünler ve rekabet edebilir fiyatlardan üretim olabilir.

Nano teknoloji…

Sanayi 4.0…

İnsana yatırım.

…Ve mesleki geliştirme…

Türkiye’nin dünya devleti olarak saygı görmesinin şifreleri…

Gelelim kentimiz ve yakın çevresinden Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) aracılığıyla yapılan ihracata. 2017 hedefleri açısından Bursa çok önemli bir üretim ve ihracat kenti. Gelişmelere yakından bakmak gerekiyor. Ülkeye model teşkil edecek yenilikçi yaklaşımlara buradan başlanabilir…

Eylül ayında UİB aracılığıyla yapılan ihracat 1 milyar 980 milyon dolar olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemine göre artış sadece yüzde 1,74… Sorun var a dostlar. Erime var…

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), aracılığı ile eylül ayında 1,7 milyar dolarlık ihracata imza atıldı. 9 aylık ihracat yüzde 10,63 artarak 15 milyar dolar oldu. Otomotiv üreticileri 1970’li yıllardan bu yana sürükleyici sektör. Ya olmasalardı… Maazallah…   

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin (UTİB) Eylül ayı ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,84 artış göstererek 85,5 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yüzde 1 bile değil artış… Oturup düşünme ve tedbir alma zamanı… Asıl bakılması gereken yer ise UTİB’in 1 Ocak - 30 Eylül 2016 tarihleri arasındaki ihracatı. Yüzde 6,81 oranında azalma var. Geriye dönük 12 aylık ihracatı da yüzde 7,71 düşerek 1,1 milyar dolar seviyelerinde. Tekstilde iç piyasaya dönüş başlamış sanırım. İhracat için ‘rapor’ hazırlama zamanı…

Hazır Giyim ve Konfeksiyon idare ederken, Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (UMSMİB) Eylül ayı ihracatındaki yüzde 2,38 oranlı azalma da dikkati çekiyor.

Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’ndeki azalma rekor gibi; Yüzde 41,75… 

Hedefler iyi de olsa gerçeklerle yüzleşme zamanı.