Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Uzmanlardan “Tehlike Çanları” Sinyali

Mülteci-der İzmir İdari Koordinatörü Pırıl Erçoban, İzmir Ekonomi Üniversitesi (ieü) Sosyoloji Bölümü Tarafından Gerçekleştirilen “izmir’de Suriyeli Göçmenler” Başlıklı Seminere Katıldı.

Haber Giriş Tarihi: 04.04.2016 10:23
Haber Güncellenme Tarihi: 04.04.2016 10:23
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Uzmanlardan “Tehlike Çanları” Sinyali
Türkiye, adalardan binlerce mülteciyi geri almaya hazırlanırken, uzmanlar Türkiye’deki kampların sayısının yetersiz olduğuna dikkat çekerek, tehlike çanlarının çaldığını bildirdi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Sosyoloji Bölümü tarafından gerçekleştirilen “İzmir’de Suriyeli Göçmenler” başlıklı seminere katılan Mülteci-Der İzmir İdari Koordinatörü Pırıl Erçoban, Avrupa’nın yeni geçişler olmamasını istediğine işaret ederek “Türkiye bu durumu ne pahasına önleyecek kimse tartışmıyor. Geçmesini önlediği insanlar ne olacak? Türkiye’de mi kalacak? Sınırı geçmeye çalışırken yakalananlara sınır dışı edilme prosedürü uygulanır. Süreç nasıl işleyecek kimse bilmiyor” dedi.
“806 KİŞİ GEÇİŞ SIRASINDA ÖLDÜ”
Türk güvenlik güçlerinin 2015 yılında 146 binden fazla insanı sınırı geçmeye çalışırken yakaladığını, 856 bin 723 kişinin Yunanistan’a düzensiz geçiş yaptığının belirlendiğini aktaran Erçoban, “2015 yılında düzensiz geçiş sırasında 806 kişinin öldüğü belirlenmiş. Pek çok da kayıp var. Çoğunun cenazesine ulaşılamıyor. Bu sadece cenazelerine ulaşılanların sayısı. Bu yılın 30 mart itibariyle geçen sayısı 150 bin 703 kişi oldu. Kayıt altına alınan ölen sayısı 366” diye konuştu.
“GEÇİCİ KORUMA ALTINDALAR”
Türkiye’de resmi rakamlara göre, 2 milyon 747 bin 926 Suriyelinin bulunduğu, bunun 90 bin 583’ünün İzmir’de yer aldığını ifade eden Erçoban, Suriyeli mültecilerin Türkiye’de geçici koruma altında tutulduğunu kaydetti. Erçoban, geçici koruma kavramının Avrupa Birliği tarafından 1990’larda tanımlandığını, mültecilik statüsünün daha altında bir koruma durumu yaşandığını bildirdi. Kitlesel akımlarda tek tek değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı durumlarda bu tanımın kullanıldığını belirten Erçoban, mültecilik tanımı için zulümden kaçmasının yeterli olduğunu ancak bunu devletlerin kabul etmek istemediğini söyledi.
“MİSAFİR DEMEKLE İYİLİK ETMİYORUZ”
On kentte bulunan 26 kapta 272 bin 439 kişinin kaldığını, bu rakamın Suriyelilerin yüzde 10’unu oluşturduğunu anlatan Erçoban, mülteci hukukunun insan haklarının savunucu olduğu belirtilen ülkeler tarafından yerle bir edildiğini ifade etti. Türkiye’de resmi olarak 100’den az mültecinin bulunduğuna işaret eden Erçoban, şunları söyledi: “Misafir, Türkiye’de Suriyeli mülteciler için çok kullanılan bir kelime. Ancak ‘misafir’ diyerek iyilik yapmıyoruz. Misafirin hiçbir hukuksal karşılığı yok. Statü önemli, statü olunca keyfi uygulamalarla karşı karşıya olamazsınız. Ayrıca misafirliğin kısası makbuldür. Şimdi yakalananların çoğundan kampa gitmeleri istenecek. Kampa gitmek istemeyenlere de ülkene gönüllü dönmek istiyor musun, diye psikolojik baskıyla gönüllü geri dönüşler imzalatmaya başlattılar.”
“5 YILLIK SAVAŞI YENİ FARK EDEN AVRUPA”
Avrupa’nın Suriye’de 5 yıldır süren savaşı yeni fark ettiğini, 2. Dünya Savaşından bu yana en büyük insan hareketinin yaşandığını vurgulayan Erçoban, sözlerini şöyle sürdürdü: “50 binden fazla insan Yunanistan’da tıkılı. Avrupa Birliği ülkeleri sınırları kapadı. Yunanistan’da, kalan insanları Türkiye’ye göndermeye çalışıyor. Daha da önemlisi Avrupa yeni geçişlerin olmamasını istiyor. Avrupa’yla olan müzakerelerden ortaya çıkan Türkiye’nin Avrupa’ya geçişleri önlemesidir. Ne pahasına önleyecek kimse tartışmıyor.”
“HASTALIKLAR HORTLADI”
Erçoban, ayrıca Suriye’de insanların 5 yıldır sağlık hizmeti alamadığına da dikkat çekerek, bu ülkede kökü kazınan çocuk felci, çiçek gibi hastalıkların yeniden görüldüğünü, bunun sağlıksız yaşam koşullarından kaynaklandığını kaydetti.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.