Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Uysal’dan Erdemir yönetimine ’15 Temmuz’ eleştirisi

Zonguldak’ın Ereğli İlçe Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası binlerce Ereğlilinin sokaklara dökülüp demokrasi nöbeti tutarken, Erdemir yönetiminin bu nöbetlere katılmamasının düşündürücü olduğunu söyledi.AK...

Haber Giriş Tarihi: 02.11.2016 14:31
Haber Güncellenme Tarihi: 02.11.2016 14:31
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Zonguldak’ın Ereğli İlçe Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası binlerce Ereğlilinin sokaklara dökülüp demokrasi nöbeti tutarken, Erdemir yönetiminin bu nöbetlere katılmamasının düşündürücü olduğunu söyledi.
AK Parti Milletvekili Faruk Çaturoğlu, İlçe Başkanı Fatih Çakır ve Amatör Spor Kulüpleri Birliği adına Kepez Çaylıoğluspor Kulübü Başkanı Zafer Yalman’ın açıklamalarının ardından Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal da bu gün sabah yapılan 2016 yılı Kasım ayı meclis toplantısında Erdemir yönetimini sert sözlerle eleştirdi.
“Erdemir demokrasi nöbetlerinde yoktu”
15 Temmuz FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün darbe girişimine her siyasi görüşten binlerce Ereğlilinin meydanlara inerek karşı çıktığını ve günlerce meydanları terk etmediğini ifade eden Uysal, bu süreçte Erdemir yöneticilerinden hiçbirisinin demokrasi nöbetlerine katılmayışlarının düşündürücü olduğunu söyledi. Uysal konuşmasında, “15 Temmuz darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren Kdz. Ereğli sokaklara döküldü ve 27 gün boyunca sokaklarda anıt önünde demokrasi nöbetleri tuttu. Siyasi partilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, muhtarlarımız, engellilerimiz, şehit ailelerimiz, gazilerimiz kısacası zenginimiz fakirimiz, işçimiz işverenimiz, amirimiz memurumuz hatta yurt dışından gelen gurbetçilerimizle anıt önünde beraber olduk. Fakat kapısında Erdemir Fatin Rüştü Zorlu Demir Çelik Tesisleri yazanları göremedik. Onlar yoklardı. Bunun bir ihmal olduğunu, bir özel sektör yaklaşımı olduğunu düşünmek saflık olur. Çünkü Ticaret Odamızla birlikte işadamlarımız ve esnafımız oradaydı. Erdemir’in yaklaşımını anlamakta akıl, mantık ve duygular yetersiz kalmakta. Yoksa geldiler de bizler mi görmedik. Sizlerin veya esnafımızın, işadamlarımızın yaptıklarından biz de yapmak istiyoruz dediler de bizler mi hayır dedik. Fatin Rüştü Zorlu, sizlerin de bildiği gibi 16 Eylül 1961’de asılarak idam edildi. Bu yüzden bu ismi kapısında taşıyanlar bu duyguları anlamadılar ve gereğini yapmadılar. Herhalde Fatin Rüştü Zorlu’nun kemikleri sızlamıştır” dedi.
“Erdemir Ereğli’ye tepeden bakmayı bırakmalı”
Erdemir yönetiminin Ereğli’yi yönetenlere ve Ereğli halkına tepeden baktığını ifade eden Uysal, Erdemir’in Ereğli sayesinde var olduğunu ve şirketin sosyal sorumluluklarını mutlaka yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Uysal, “Bizler Erdemir Ereğli’ye yüzünü dönmeli dedik. Bunu ne zaman dedik. Bunu da ne zaman dedik; iki-üç hafta maçlarımızı Erdemir’in stadında oynayalım dedik. Fakat, genel müdürü aradık daha sonra da 23 maddelik bir protokol ve teminat mektubu istenilerek bu sahayı elde ettik. Ama kız futbol takımımız Alaplı’da oynamak zorunda kaldı. Üniversite öğrencilerimiz diploma almak istediler fakat izin almakta bin bir dereden su getirdiler. Biz de bir laf vardır; ‘Nasihat istersen tembele iş buyur’ derler. Eğer; sıkıntı yaşamak, stres yaşamak, bir işin nasıl aylarca çözümsüz kalmasını istiyorsanız Erdemir ile masaya oturun, Erdemir ile görüşmeler yapın. Tabi görüşebilirsiniz. Benim Başkan Yardımcılarım, onların genel müdür yardımcılarını arıyorlar ama nedense her zaman toplantı ya da İstanbul’dayız gelince görüşürüz. Onlara Ereğli halkının başkan yardımcıları olduğunu hatırlatmak isterim. Erdemir yönetimi tepeden bakmayı artık bırakması lazım. Onların genel müdür yardımcıları nasıl 9 aylık ise nasıl onlar da öldüğü zaman er niyetine diye gidiyorlarsa, nasıl onlar da iki metreküp toprak kaplıyorlarsa unutmasınlar ki bizler de aynı seviyedeyiz. Unutulmamalı ki Türkiye Cumhuriyeti varsa Erdemir var ve Ereğli varsa Erdemir var. Öyle onların dediği gibi; Erdemir varsa Ereğli var, böyle aşağılayıcı tarzda konuşmalarını tasvip etmiyoruz. Altını çizerek söylemek istediğim bir cümle var; Erdemir Ereğli’yi büyütmedi, tam tersine Ereğli Erdemir’i büyüttü. Bizim mühendisimiz, bizim işçi kardeşlerimiz, bizim evlatlarımız Erdemir’i büyüttü ve Erdemir’i göz bebeği yaptılar. Erdemir çalışanlarına teşekkür ederken son zamanlarda işçinin geldiği durumu da biliyorum, sözleşmede gelinen noktayı da çok iyi biliyorum. Olumsuz bir durum karşısında bizlerin işçinin yanında yer alacağının bilinmesini isterim. Ereğli’nin tarihsel gelişimine bakacak olursak milattan önce 2500 yıllarına kadar dayanır. Bu bölge hiçbir zaman kıtlıkla karşılaşmamış ve kendi kendine yetebilen bir kimliğe sahip olmuştur. Yani Erdemir’den önce vardır. Unutmayın, bizim varlık sebebimiz siz değilsiniz. Siz olmayacaksınız ama Ereğli bugün olduğu gibi gelecekte de var olacak. Çünkü Kdz. Ereğli en güzel yerleşim yerlerinden biri. Şimdi soruyorum onlara; toprak mı getirdiniz? Su mu getirdiniz? Denizi mi getirdiniz? Kömürü mü getirdiniz? Yoksa, bunlar olduğu için mi geldiniz. Havayı mı, bulutları mı getirdiniz? Ama bizleri bunlarla tanıştırdınız. Sizlerin sayesinde bazı şeyleri öğrendik. Asit yağmurunun ne olduğunu öğrendik. Sabah kalktığımızda arabaların üzerinde tozların olduğunu öğrendik ve araba yıkayıcılarının yollarını öğrendik. Balkonlarımıza çamaşır asmamayı öğrendik. Camlarımızı açık bırakmamayı öğrendik. Balkonlarımızı, camlarımızı kapatmayı ve madenci hastalıklarını öğrendik” diye konuştu.
"Anladığım kadarıyla imzalar havada kalmış"
Erdemir’in belediyeye ait 9 dönümlük arazi üzerine molozlar döktüğünü ve bu nedenle kendilerine gerekli cezayı yazdıklarını belirten Uysal, şirketin Gülüç Irmağı’nın ağzını yaptığı dolgularla tıkadığını ifade etti. Uysal, “Gülüç Irmağı’nı hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Taştığı zaman Topçalı, Hamzafakıhlı ve Bölücek su altında. Dere yatağı o kadar genişlemiş ki; iki tane mahallenin yerleşim alanı tamamen sular altında. Dere yatağını genişletiyorsunuz 199 bin metrekare istimlak alanı çıkıyor ve bunlara ait Erdemir’den hiç ses yok. Gülüç Irmağı’nın denize açıldığı yeri hepiniz biliyorsunuz. Bir tarafında tersaneciler, bir tarafında Erdemir’in cüruf dökme alanı. Basında çıkan fotoğraflardan da bildiğiniz gibi, tersanelerin o tarafından paçalarınızı sıvayarak suda ayaklarınız ıslanmadan karşıdan karşıya geçebileceğiniz seviyeye geliyor. Şimdi bunun nasıl Gülüç Irmağı olduğunu ben merak ediyorum. Kabasakal deresi göreve geldiğimizden beridir sıkıntılı. Selde taştığı zaman tam iki ay zabıtamız, temizlik işlerimiz, itfaiyemiz buralardan çıkamadık. Peki niçin çıkamadık? Kapaklar kapandı. Veya bu devirde bir iki metrelik geçilmesi gereken köprünün altında iki tane dikey direkler olduğu için. Ben soruyorum; fabrikayı bu kadar düşündüğünüz zaman, Ereğli’de yaşayan insanları da düşünmenizi isteriz. Gülüç Irmağı kenarında 9 dönümlük yerimiz var. Oraya ceza yazdık. Orası bizim ve o cezayı da ödeyeceksiniz. Oraya kimden izin alıp da döktüğünüzü de sormak istiyorum. Erdemir üç aylık, yıllık karlar açıklıyor. Ben kara bakmıyorum. Ben göreve geldiğinizden beri Ereğli’ye neler kazandırdığınıza, hangi eserlere imza attığınıza bakıyorum. 2 buçuk yıldır görevdeyim. Ben bir yerde hiçbir şey görmedim, bir eser görmedim. Acaba okul mu yaptırdılar da görmedik. Cami mi, köprü mü yaptırdılar da biz görmedik. Sağ olsunlar bizim hayırsever, eğitim sever işadamlarımız okullar yaptırıyorlar. Örneğin Çınar, örneğin TAT Metal, örneğin rahmetli İzmirlioğlu, örneğin Kadri Yılmazlar ve Nurdan-Orhan Oğuzlar gibi hayırseverlerimiz var. Bizler okul da cami de yaptırırız hiç merak etmesinler. Görev süresince 15 Temmuz’a kadar hiç görmedim, 15 Temmuz sonrasında da görmedim. Ama bir şeyi gördüm. Protokollerdeki imzalarını gördüm. Ama öğrendiğimiz kadarıyla o imzalar havalarda atılmış. Evet biz de imza atacağız ama ayaklarımız yere basarak. Şimdi onlara sormak istiyorum. Eskileri aldattınız mı yoksa onlar aldanmak mı istedi. Ama şunu bilsinler ki bizler aldanmayacağız. Hani bıçak kemiğe dayandı deriz ya bıçak artık kemiğin içinde ve canımız yanıyor” şeklinde konuştu.
Uysal konuşmasının sonunda Erdemir ile belediye başkanlarının, milletvekillerinin, siyasi partilerin, ticaret odasının, sivil toplum kuruluşlarının, muhtarların, sendikanın, basının ve dolayısıyla Ereğli ve Alaplı’da yaşayan 200 bin nüfusu memnun edecek bir anlaşma istediklerini söyledi.
CHP Kdz. Ereğli Belediyesi Meclisi Grup Sözcüsü Özkan Özyağcı da, Erdemir’e yönelik sözlerinden dolayı Başkan Uysal’a destek verdi. Belediye Meclisi Toplantısı gündemdeki bazı maddelerin görüşülmesi ile bir gün sonraya ertelendi. Belediye Meclis Toplantısını AK Parti Kdz. Ereğli İlçe Başkanı Fatih Çakır, Kdz. Ereğli Muhtarlar Derneği Başkanı Şükrü Kılıç ile bazı STK temsilcileri ve muhtarlar da izledi.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.