Uluslararası Üniversiteler Konseyi’nden Avrupa Üniversiteler Birliğine Mektup

Uluslararası Üniversiteler Konseyi (UIC) Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimiyle ilgili Avrupa Üniversiteler Birliğine mektup gönderdi. Azizoğlu, "15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünün de yine dostlarımızın, müttefiklerimizin himaye ve himmetinde cereyan ettiği zihinlerimizde tarih boyunca hep kalacaktır" dedi.
UIC Başkanı Azizoğlu, UIC Genel Merkezi’nde konuyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Türkiye’de 15 Temmuz’da vuku bulan yerel güçlerin emperyalist üst akıl hocalarının talimat ve direktiflerle gerçekleştirilen darbe girişiminin devlet ve millet işbirliği ile kahramanlık destanları yazarak, bertaraf edildiğini belirten Azizoğlu, "Tabii geldiğimiz noktada dostların birbirine ihtiyaç hissettiği, desteğini beklediği, negatif değilde pozitif katkı umduğu bir süreçten geçiyoruz. Bu basın toplantısının amaç ve gayelerinden biri de akademik sistemde Avrupa Üniversiteler Birliği’nin ülkemiz lehine değilde, aleyhine yapmış olduğu açıklamaya kurumsal olarak yanlış algıyı düzeltmek ve bu arzuların önüne geçmek için bir cevaptır" diye konuştu.
Ülkede vuku bulan darbe, darbe teşebbüsleri, muhtıralar ya da ihtilallerin tamamının dış odaklı, dost bilinen, müttefik bilinen ülkelerin himaye ve himmetinde cereyan ettiğini vurgulayan Azizoğlu şunları kaydetti:
"1960 ihtilali böyle gerçekleşmiştir. 12 Mart 1971 ihtilali böyle gerçekleşmiştir. 12 Eylül ihtilalinde Amerikalı dostlarımız; ’Bizim çocuklar yapmıştır’ demişlerdir. 28 Şubat ihtilali yine tamamen dostumuz, müttefikimiz Amerika’da projelendirilip, hayata geçirdiği herkesin zihinlerinde yer almaktadır. Ve maalesef 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünün de yine dostlarımızın, müttefiklerimizin himaye ve himmetinde cereyan ettiği zihinlerimizde tarih boyunca hep kalacaktır."
FETÖ terör örgütünün 1980’li yıllarda altyapısının atıldığına dikkat çeken Azizoğlu, "FETÖ terör örgütü yapılanması 1980’li yıllarda başlamış, özellikle 1990 ve 2000 yılları arasında Tansu Çiller ve Bülent Ecevit yönetiminde Türkiye’de ve bütün dünyada küresel bir altyapısı atılarak, hayata geçirilmiş bir yapıdır. Yani arazi tahsis edilmiş, projelendirilmiş, inşaat izni verilmiş, temelleri atılmış bir bina düşünün; üzerine gizli katlar çıkılmış. AK Parti döneminde, belki de muhafazakar bir iktidar döneminde hızlı katlar çıkmıştır ama aracıyı tahsis eden, inşaat izni veren, farklı yapılar olmuş ve bunlar tamamen 1990 ve 2000 yılları arasında vuku bulmuştur" değerlendirmesini yaptı.
"Bütün İslam dünyasına bela olacak yeni bir altyapının oluşturulduğunu anlıyoruz"
FETÖ’nün İslam Dünyası için ’veba’ olduğunu ifade eden Azizoğlu şunları söyledi:
"Uzun yıllar ülkemize, milletimize çağın vebası gibi işleyen PKK terör örgütünün elebaşı 15 Şubat 1999 yılında Türkiye’ye Amerika Birleşik Devletleri ya da müttefiklerimizce teslim edilmiştir. 22 Mart 1999 yılında ise, Fethullah Gülen Amerika’ya gitmiştir. Bir hafta sonra yani bir projeyi PKK örgütünün farklı bir boyuta konuma getirildiği süreçte milletimize, devletimize bütün İslam dünyasına bela olacak yeni bir altyapının oluşturulduğunu anlıyoruz. 15 Şubat 1999 yılında Abdullah Öcalan Türkiye’ye teslim ediliyor, 22 Mart 1999 yılında kalp ameliyatı bahanesiyle Amerika’ya giden Fethullah Gülen hiç bir zaman da kalp ameliyatı olmamıştır."
Avrupa Üniversiteler Birliği Başkanlığı’na, Avrupa ülkelerinde bulunan üniversite rektörleriyle, Ortadoğu, Asya, Afrika ülkelerinde bulunan rektörlerle önümüzdeki dönemde bir görüşme gerçekleştireceğini ve Türkiye üzerindeki bazı yanlış algıları, negatif bakış açılarını pozitif alana çevirmek için görüşmeler aralıksız devam edileceğini ifade eden Hikmet Azizoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Bizler Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Mustafa Kemal Atatürk’ün bize rehber olan sözü ’Yurtta sulh cihanda sulh’ rehberliğinde yolumuza devam etmekteyiz. El Kaide terör örgütünün 1979 yılında Rusya’nın Afganistan’ı işgali ile başlayan süreçte emperyalist güçlerin kurduğu; başına Bin Ladin denilen bir cani terörist katili başına getirerek, kullandıkları gibi şimdi de başta Türkiye ve İslam coğrafyasının istikrarını bozmak için FETÖ terör örgütünü mü kurdular? Başına da Fethullah Gülen denilen bir terörist yapıyı mı oluşturdular? Bizler ırkı, dini, rengi, dili ne olursa olsun; küremizin barış, kardeşlik ve huzur içinde yaşamasını istiyoruz."