Rus esareti yaşayan Türk kaptanın ailesi konuştu

Rusya ile Kırım arasında yapılan Kerç Boğazı inşaatının direklerine çarpan ve 4 aydır alıkonulan “Lira” isimli kuru yük gemisinin kaptanı Kazım Kara’nın ailesi İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Kara’nın kızı Meryem Kara babasının zor şartlarda olduğunu söyleyerek, “Babam, burası hapishane ve Nazi kampı gibi dedi” dedi.
Panama bandıralı “Lira” isimli kuru yük gemisi 19 Mart tarihinde Kırım’ı Rusya’ya bağlamak için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından başlatılan Kerç Boğazı’ndaki direklere çarpmıştı. Ölüm ve yaralanmanın yaşanmadığı kazada Türk şirket, Rus şirketine tazminat ödemesine rağmen 5’i Türk olmak üzere 9 mürettebatı tutuklanmıştı. Verilen tazminat neticesinde Rus şirketinin davayı geri çekmesi üzerine kaptan hariç 8 mürettebat serbest bırakıldı. Ancak Rusya hükümeti tarafından kamu davası açıldı ve gemiden çıkmaları, geminin bulunduğu limandan ayrılması yasaklandı.
Daha sonra Rus hükümeti tarafından görevlendirilen bir Rus kaptan nezaretinde geminin ve 8 mürettebatının Ordu Ünye’ye gitmelerine izin verildiği öğrenildi.
Halen tutuklu bulunan geminin kaptanı Kazım Kara’nın ailesi ise İhlas Haber Ajansı’na konuşarak yaşadıkları zor günleri anlattı.
“Siyasi olarak keyfi tutulduğunu düşünüyorum”
Ölümlü bir kaza olmadığını bu nedenden eşi Kaptan Kazım Kara’nın tutuklu olmaması gerektiğini belirten Saliha Kara, “Biz bayağı sıkıntılı zamanlar geçirdik. Bu Ramazan Bayramı’nı nasıl geçirdiğimizi anlatamam. Eşim yemek yiyemiyor kullandığı ilaçları kendisine ulaşmamış biz buradan bir şey yapamıyoruz. Kullanması gereken ilacı var konsolosluk onu temin edemedi. Eşimin orada siyasi olarak keyfi tutulduğunu düşünüyorum. Yetkililerden bu sürecin bir an önce sonlandırılmasını istiyorum. Eşim orada perişan, biz burada perişan. Gerçekten bayram mı geçirdik bilmiyorum” şeklinde konuştu.
“Babam, burası hapishane ve Nazi kampı gibi dedi”
Kaptan Kazım Kara’nın kızı Meryem Kara ise, “Banyo, tuvalet ihtiyaçları için yağmur suyu topladılar. Yetkililerden onlara söylenen deniz suyunu kullanmaları gerektiğini söylüyorlar. Deniz suyunu çamaşırlarıyla arıtarak kullanıyorlar. Babamın söylediği burası hapishane ve Nazi kampı gibi dedi. Babam artık orada günleri değil saatleri saydıklarını söyledi. Biz olayın siyasi olduğunu düşünüyoruz” dedi.