Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Prof. Dr. Esra Hatipoğlu: “Rusya ve AB birbirinin alternatifi olamaz”

Rusya ile Türkiye arasında yaşanan gelişmeleri değerlendiren Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, “Türkiye ve Rusya arasında çok önemli adımlar atılıyor, çok da gerekli ve yerinde adımlar bunlar ancak çok taraflı dış politikanın önemi unutulmamalı....

Haber Giriş Tarihi: 11.08.2016 09:38
Haber Güncellenme Tarihi: 11.08.2016 09:38
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Rusya ile Türkiye arasında yaşanan gelişmeleri değerlendiren Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, “Türkiye ve Rusya arasında çok önemli adımlar atılıyor, çok da gerekli ve yerinde adımlar bunlar ancak çok taraflı dış politikanın önemi unutulmamalı. Rusya ve AB birbirinin alternatifi olarak değil, tamamlayıcısı olarak düşünülmeli” dedi.
24 Kasım’daki uçak krizinin ardından donma noktasına gelen ve bir süre önce yumuşayan Türkiye-Rusya ilişkilerinde dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın St. Petersburg şehrinde gerçekleştirdikleri görüşmede bölge çıkarları için iki ülkenin dostluğunun şart olduğuna dikkat çekti. Ekonomik ve ticari ilişkilerin yeniden kurulması kararlaştırılan görüşmede, terörle mücadele konusu da ele alındı. Rusya ile Türkiye arasında yaşanan gelişmeleri değerlendiren Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, tüm bu gelişmeleri önemli adımlar olarak nitelendirdi. İki ülkenin tarihsel arka plan, jeopolitik konumları ve bölgesel ağırlıkları dikkate alındığında her zaman birbirine ihtiyaç duyduğunu dile getiren ancak uluslararası ilişkilerde ve dış politikada çok taraflılığın esas olduğunu, herhangi bir ülke ile ilişkilerin iyi gelişmesinin mutlak başka ülke veya ülke grubundan uzaklaşılacağı ya da uzaklaşılması gerektiği anlamına gelmediğini söyleyen Prof. Dr. Hatipoğlu, “Çok taraflı bir dış politikanın öneminin altının çizilmesi gerekiyor. Dolayısıyla Rusya ve AB’yi birbirinin alternatifi gibi algılamak çok anlamlı değil, bunlar birbirini tamamlayacak ilişkiler olarak devam etmeliler ve öyle de olacaktır. Öte yandan mevcut koşullar altında AB ile ilişkimizi gözden geçirmek istersek tabii gözden geçiririz. O Rusya ile ilişkimizden bağımsız, AB ile bizim aramızdaki bir konu” dedi.
“İki ülkenin kültürü ile büyüyen Türk ve Rus bir nesil yetişiyor”
Uzun yıllar Türkiye-Rusya ilişkileri üzerinde çalışan bir akademisyen olarak Türkiye ve Rusya’nın tarihsel süreçte krizlerin en fazla derinleştiği anlarında bile birbirlerine olan ihtiyaçlarının farkında olan iki ülke olduğunu belirten Prof. Dr. Hatipoğlu, “Dolayısıyla gerginlik yaşanmaya başlandığı andan itibaren ilişkilerin yeniden rayına oturtulması, istikrara kavuşturulması, tüm gelişmelerin farklı bir şekilde gözden geçirilmesine ilişkin zaten hep bir beklenti vardı, bu hep konuşuluyordu ve nitekim öyle de oldu. Bu bağlamda bugün belki bir de Türk-Rus karma evliliklerinden doğan, Türkiye’de ve Rusya’da yaşayıp, Rusça ve Türkçeyi çok iyi konuşan gençlerimizin olduğunu da hatırlamakta fayda var. Bu şekilde çok öğrencim oldu. Dolayısıyla ben bu gençlerimize çok güveniyorum onların ileride ilişkilerin daha da gelişmesinde çok önemli roller oynayacağını düşünüyorum. Bu çoğunluk yakın zaman içerisinde Türk-Rus ilişkilerinde köprü olabilecek bir konumda gibi geliyor bana. Üst düzey irtibatların, siyasal karar alıcılar arasındaki ilişkilerin bu şekilde desteklenmesi ilişkilerde çok güzel bir sinerji yaratacak” diye konuştu.
“Artık iki ülke siyasi ilişkileri de göz önünde bulunduruluyor”
Bu zamana kadar iki ülke arasındaki ilişkilerde daha çok ekonomik konuların baş rol oynadığını ancak son yaşanan olaylardan sonra siyasi konularda da ortak paydaların oluşturulması gereğinin ortaya çıktığını dile getiren Hatipoğlu, “Yapılan görüşmelerde ekonomik ilişkilerin yanı sıra, bir takım bölgesel ve küresel konularda da ortak çıkarların ele alınabildiği bir zeminin yaratılmaya çalışıldığını görüyoruz. Oysa şimdiye kadar Türkiye-Rusya ilişkileri bağlamında özellikle ekonomik ilişkilerin, ikili siyasi anlaşmazlıklardan, sorun alanlarından soyutlanarak, daha pragmatik olarak ele alındığı bir çerçevede ilerlemesi tercih ediliyordu. Dolayısıyla da Türkiye ve Rusya’nın Suriye gibi bir konuda bu kadar derinlikli bir kriz yaşayacakları çok beklenen bir durum değildi ama bu yaşandı ve bu süreç aslında her iki tarafa da bu tür siyasal anlaşmazlıkların ilişkilerin tamamını bloke etme potansiyeli olduğunu açıkça göstermiş oldu” ifadelerini kullandı.
“Batı’ya verilen bir mesaj”
Dün görüşülen konular arasında güvenlik, savunma ve istihbarat paylaşımı gibi maddelerinin eklenmiş olmasının hem iç kamuoylarına hem de uluslararası kamuoyuna bir takım mesajlar da barındırdığını vurgulayan Hatipoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Karşılıklı ilişkilerde güvenlik, savunma ve istihbarat paylaşımı gibi hassas konuları içerecek şekilde bir düzlemin yaratılması AB ve ABD’ye ‘Biz en hassas konularımızı dahi paylaşıyoruz, tartışıyoruz’ mesajının verilmesi açısından önemli. Bu mesaj onların tavrını belli ölçüde etkileyecektir ama bu etkileri çok kısa vadede doğrudan görmek mümkün olmaz. Tüm bu söylenenlerin bir anlamı var. Bu arada AB’nin de euro krizi, İngiltere’nin AB’den çıkışı vs. kendine göre ciddi sorunları ve Rusya’ya enerji alanında ciddi bağımlılıkları olduğunu da unutmamak gerekir. Tüm bu çerçevede özellikle Ukrayna krizi sonrasında AB’nin ve ABD’nin Rusya’ya karşı yaptırımlarla desteklenen olumsuz bir duruşu var. Uluslararası ilişkilerde liderlerin verdikleri her mesajın etkisi mutlaka olacaktır ancak bunun nasıl olacağı ve ne kadar zaman içerisinde olacağı tarafların karşılıklı ilişkilerinin dinamiğine, beklentilerine, farklı alanlardaki pazarlıklarına bağlı olarak değişecektir.”
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.