Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

(Özel Haber) Özgürlüklerine Huzurevinde Kavuştular

Adana’da sağlık ve sosyal avantajları nedeniyle kendi istekleriyle yerleştikleri huzurevinde 9 yıldır yaşayan Lütfiye-Turhan Cemal Görgün çifti, vatandaşların ‘huzurevine düşmüşler’ algısına tepki göstererek, “Atılmış, itilmiş,...

Haber Giriş Tarihi: 22.03.2016 10:07
Haber Güncellenme Tarihi: 22.03.2016 10:07
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
(Özel Haber) Özgürlüklerine Huzurevinde Kavuştular
Adana’da sağlık ve sosyal avantajları nedeniyle kendi istekleriyle yerleştikleri huzurevinde 9 yıldır yaşayan Lütfiye-Turhan Cemal Görgün çifti, vatandaşların ‘huzurevine düşmüşler’ algısına tepki göstererek, “Atılmış, itilmiş, yerinden kalkamayan, zavallı, pısırık, evlatları tarafından terk edilmiş şekilde zannediyorlar bizi ama insanlar artık evladına yük olmamak için kendi özgürlüğünü seçiyor. İçimizi ne kadar acıtıyorlar biliyor musunuz?” dedi.
2 çocuk sahibi, 56 yıllık evli 75 yaşındaki emekli hemşire Lütfiye Görgün ile 77 yaşındaki emekli fotoğrafçı Turhan Cemal Görgün çifti, yaşadıkları sağlık sorunları nedeniyle 9 yıl önce Adana Huzurevi’ne yerleşmeye karar verdi.
Huzurevinde anında ücretsiz sağlık hizmeti aldıklarını ve sosyal aktiviteler sayesinde bir an olsun sıkılmadıklarını anlatan Görgün çifti, çocuklarına ve torunlarına yük olmamak için bu kararı aldıklarını söyledi.
Sadece yakınlığa, sohbete ve sevgiye ihtiyaçları olduğunu belirten Görgün çifti, kendilerini burkan çeşitli sorunları anlattı. Görgün çifti, kamuoyundaki ‘huzurevine düşmüşler’ algısına sert dille tepki gösterdi.
Huzurevinde hayatını sürdüren yaşlıların tüm ihtiyaçlarını devletin karşıladığını belirten Lütfiye Görgün, “Bir yakını ölmüş, lahmacun yaptırmış mesela bir vatandaş. ‘Hayrına getirdim’ size diyor. İdareye güvenmiyor, tek tek kapı kapı dolaşıp veriyor. Bizi ne kadar incitiyorlar, içimizi ne kadar acıtıyorlar biliyor musunuz? Vatandaş kendi zihniyetini buradakilerle bağdaştırıyor, yaşlılara iyilik yaptığını zannediyor. Hayır, bizi görünce şaşırıyorlar. Tuhaf tuhaf bakıyorlar. Atılmış, itilmiş, yerinden kalkamayan, zavallı, pısırık, evlatları tarafından terk edilmiş şekilde zannediyorlar bizi” diye konuştu.
“GÖZYAŞI DÖKÜP BİZİ ÜZMESİNLER”
“Ben burada eşimle beraber özgürlüğümü seçtim” diyen Lütfiye Görgün, şöyle devam etti:
“Yaşlı olabilirim ama eşimle beraber burada özgürüm. Oğlumun veya kızımın, gelinimin veya damadımın yanında değilim. Onlara da eziyet etmiyorum. Onlar da genç. Çocukları var, çalışıyorlar, yoruluyorlar. Kızım da bana rahat bakamaz, oğlum da gelinim de bakamaz bana. Ama burada devlet bana bakıyor. Bizim kimseye, hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Tabii ki bağış gelebilir ama bu bağış idaredekilerin vasıtasıyla yaşlılara dağıtılmalı. Yaşlılara elden getirip de bir şey verilmemeli. Biz acayip mahluklar veya aydan gelmiş değiliz. Ufacık, mini mini bebelere getirip bizi gösteriyorlar; bunlar nene bunlar dede diye. Belli yaş seviyesinde çocukları getirmeleri lazım. İnsanlar bilinçli olarak buraları ziyarete gelsinler. Acımaya, merhamete muhtaç değiliz. Gözyaşı döküp bizi üzmesinler. Buyursunlar gelsinler. İlle de ellerinde bir şey getirmeleri lazım değil. Biz çaylarını, kahvelerini ikram edelim.”
"HASTANEYE RANDEVUSUZ YATTI"
Lütfiye Görgün, eşinin 3 ay ulaşamadığı hastaneye, huzurevine yerleştikten sonra aynı gün randevusuz yattığını kaydederek, “İşte huzurevinin faydaları. Ben huzurevine geldiğim zaman ne tiyatroda oynamıştım, ne halk oyunlarında. Şimdi ben folklorcu oldum, halk oyunları oynadım. 2-3 sene üst üste tiyatroda başrol oynadım. Sporumuz ar, gündüz el işi atölyesi var. Yani kendinizi dinlemeye sizi vakit bırakmıyor. Müdiremiz Nurdan Hanım her gün bir şeyler yapıyor, sizi meşgul ediyor” dedi.
Turhan Cemal Görgün ise maddi imkanlarının iyi olmasına rağmen huzurevinde yaşamayı tercih ettiklerini belirtti. Toplumdaki ‘huzurevi’ algısının çok yanlış olduğunu vurgulayan Görgün, düzenlediği huzurevi bahçesinde yetiştirdiği ağaçlarla zaman geçirdiğini söyledi. Huzurevinde yaşlılara kötü davranıldığı algısının da yanlış olduğunun altını çizen Görgün, zaman zaman bakıma muhtaç yaşlıların bile sağlık personellerini darp edip hakaretler yağdırdığını öne sürdü. ‘Huzurevi’ isminin de ‘Yaşam Evi’ olarak değiştirilmesi gerektiğini anlatan Görgün, sağlıklı yaşlıların psikolojisini bozduğu gerekçesiyle rehabilitasyon biriminin de farklı bir alana taşınması gerektiğini anlattı. Görgün, nerede olduklarının farkında olmayan ve gürültü çıkaran küçük yaşta çocukların öğretmenlerince organize edilip huzurevine getirilmesinden yakındı. Huzurevi yönetimine ‘buraya ne ekebilirim’ diye sorduğunu ve aldığı ‘haşhaş dışında her şey’ yanıtının ardından bahçede ciddi düzenlemeler yaptığını kaydeden Turhan Cemal Görgün, 9 yıllık süreçte 55 tane fidan diktiğini söyledi.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.