Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

(Özel Haber) Balıkesir’de Kuzen Cinayetinin Failleri 10 Yıldır Bulunamadı

Balıkesir’deki kuzen cinayetinde 10 yıl geride kalırken, faillerin hala bulunamaması, gözü yaşlı aileleri isyan ettiriyor.Balıkesir’in Savaştepe ilçesinde 21 Mart 2006 tarihinde yaşanan olayda, Karacalar Mustafa Kangal İlkokulu 4-B sınıfına...

Haber Giriş Tarihi: 03.04.2016 09:32
Haber Güncellenme Tarihi: 03.04.2016 09:32
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Balıkesir’deki kuzen cinayetinde 10 yıl geride kalırken, faillerin hala bulunamaması, gözü yaşlı aileleri isyan ettiriyor.
Balıkesir’in Savaştepe ilçesinde 21 Mart 2006 tarihinde yaşanan olayda, Karacalar Mustafa Kangal İlkokulu 4-B sınıfına giden Büşra Karabacak (10) ve kuzeni Tuğçe Yıldırım (10), öğle paydosu için gittikleri evlerinden okula dönerken kaybolmuştu. İki kızın bulunması için jandarma, arama kurtarma ekipleri, köylüler ve yakınları arama kurtarma çalışması başlatırken, kuzenlerden 44 gün sonra acı haber geldi. İki kız çocuğunun cesetleri evlerine 8 kilometre mesafedeki komşu Çamurlu köyü yakınlarında bir menfezde poşete sarılı olarak bulundu. Cesetlerin tanınmayacak durumda olması sebebiyle fazla inceleme yapılamazken, Büşra’nın tırnaklarında erkek deri örneklerine rastlanmıştı.
Yaşanan acı olayın üzerinden tam 10 yıl geçmesine rağmen katil ya da katillerin yakalanamamış olması ailenin acısını daha da arttırdı. Kahredici 10 yılı geride bıraktıklarını ifade eden baba Mustafa Karabacak, "Her sene 21 Mart’ta bizim aklımıza Büşra geliyor. Katillerin yakalanmasını istiyoruz. 10 yıl bitti. Büşra’nın kanı yerde kalmasın istiyoruz. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysam, askerliğimi yaptıysam, vergimi ödüyorsam, Türkiye Cumhuriyeti benim kızımın katilini bulmaya mecburdur. Ben en sonunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğim, oradan gelecek sonuca bakacağım. Komutanlar geliyor, tam konuyu anlıyor, o gidiyor başkası geliyor. Biz Jandarma Genel Komutanlığı’na ve Cumhurbaşkanımıza da başvurduk. Biz özel ekip istiyoruz, özel ekip olmadan bu iş çözülmez. Ne günahı vardı Büşra’nın. Büşra yaşasaydı bugün 20 yaşında olacaktı. Büşra’nın arkadaşlarını askere uğurluyoruz, duygulanıyorum. Genç kız olacaktı şimdi" dedi.
Gözü yaşlı baba, kamuoyundan takip ettikleri Beratcan K.’nin olayını dikkatle izlediklerini ve bu hadisenin de ona benzediğini söyledi. Mustafa Karabacak, "Bizim devletimiz 2 aileyi, yani 4 kişiyi sıkıştıracak. Ben her türlü işkenceye dahi açığım. 1969 yılında doğdum. 2016 yılına kadar kiminle görüştüysem, nereden alışveriş yaptıysam anlatmaya hazırım. Belki Beratcan olayı gibi bir şey çıkacak. Devlet, ben dahil 4 kişiyi sıkıştırmadıktan sonra bu olay çözülmez. Önce bizden emin olacaklar, herhangi bir dostu var mı? Biriyle kavgalı mı? Kimse bir şey saklamadan anlatacak. 2 ailenin de araştırılmasını istiyoruz. Kim yaptıysa bu işi, köpekler gibi cezasını çeksin" dedi.
Anne Hanife Karabacak ise, kızlarını öldüren kişinin kendi köylerinden olduğunu iddia etti. Anne Karabacak, "Katiller yakalansın artık. 10 yıl oldu. Bizim çocuklarımızın katili bulunsun. Köyde gören varsa artık vicdana gelsin söylesin. Bize konuşanlar, komutanlara gidince, ‘Biz öyle şey söylemedik’ diyorlar. Bu iş köyden çıkacak, başka yerden çıkmayacak. Belki bizim çocuklarımız bir şey gördü, ondan öldürüldü. İki aileyi de araştırsınlar, bulsunlar. Benim çocuğuma kötülüğü İstanbul’dan gelip yapmadılar, bu köyden yaptılar. Beratcan’ın annesi ’Allah’a güvendim’ diyor, o dostuna güvenmiş. Böyle insanlar yaşamasın, yaşatmasınlar. Gören varsa, 10 yıl oldu, vicdana gelsin, söylesin. Ben çocuğumu doğurdum. Allah bana emanet etti, ama ben Allah’ın emanetine sahip çıkamadım. Herkesin olayı çözüldü, özel ekipler çalıştı, bize de özel ekip göndersinler" diye konuştu.
10 yıl önce yaşananları anlatan Karabacak, "Saat bire beş vardı. ’Kızım doyur karnını’ dedim, okula gittiler. Ben arkasından çıkmadım. 3 çocuk gitmiş önünden. O çocuklar bir şey gördüler, ama söylemiyorlar. Okuldan dönmediler, biz gidip çantalarını aldık. Büşra diye seslendim balkondan. Tuğçe’nin ablası, ‘Büşra ile Tuğçe yok’ dedi. Arkadaşlarını dolaştık, okula gelmediler dediler. O zaman öğrendik. Karakola gittik, sonrası böyle oldu. 43 gün kayıplardı, 44. gün bulundu cenazeleri" şeklinde konuştu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.