Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mimar Leyla Yücel: “Kentsel Dönüşüm Değil Bina Dönüşümü Yapıyoruz”

Son yıllarda sıkça gündeme gelen kentsel dönüşümü değerlendiren Mimar Leyla Yücel, daha çok bina dönüşümü yapıldığını belirterek, kentsel dönüşümün şehirlerin bütünü ile ele alınarak yapılması gerektiğini söyledi.Mimar...

Haber Giriş Tarihi: 03.05.2016 09:56
Haber Güncellenme Tarihi: 03.05.2016 09:56
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Son yıllarda sıkça gündeme gelen kentsel dönüşümü değerlendiren Mimar Leyla Yücel, daha çok bina dönüşümü yapıldığını belirterek, kentsel dönüşümün şehirlerin bütünü ile ele alınarak yapılması gerektiğini söyledi.
Mimar Leyla Yücel, son yıllarda sıkça gündeme gelen kentsel dönüşümü değerlendirdi. Kentsel dönüşümün nasıl yapılması gerektiği ile ilgili bilgi veren Mimar Leyla Yücel, “Açıkçası kentsel dönüşüm dediğimiz zaman büyük bir alanın kent dönüşümünde sınırları belirleyerek, açılmış olması anlamını taşıyor. Fakat burada da şöyle bir çelişki var, bizimki tam anlamıyla bir kentsel dönüşümden ziyade bina dönüşümü demek çok daha doğru bir açıklama olacak. Çünkü bir takım o bölgedeki yapıların tekrardan yapılanması, inşa edilmesi ve bir araya gelmiş şekliyle kentsel dönüşüm yaptık diyoruz, aslına bakarsanız kentsel dönüşüm böyle bir şey olamaz. Şöyle olması gerekir. Bir kentin dönüşebilmesi için öncelikle mastır planlarının hazırlanmış olması gerekir. Altyapı çalışmalarının yoğunlaşan insan seviyesine göre tekrardan inşa edilmesi ve trafik yoğunluğunun çözülüyor olması, yeşil alanların, dinlenme alanlarının, eğitim alanlarının, kamu yapılarının daha düzenli bir şekilde tekrardan ele alınması ile biz buna kentsel dönüşüm diyebiliriz. Bizimkisi şuan açıkçası biraz kısmi dönüşüm, binasal dönüşüm. Dönüşen binaların o bölgede çoğunluğu ile birlikte bunun adına kentsel dönüşüm der olduk. Fakat burada yapılan tabi ki güzel bir çalışma bölgesel anlamda. Yararları da var ama eksik kaldığımız yerler de var” şeklinde konuştu.
Yüksek binalarla birlikte o bölgede yaşayan insan sayısının arttığını ama insanların sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak alanların daraldığını hatırlatan Yücel, “Bir kentin yaşanabilir olması için insanların orada vatandaş olarak, refah içerisinde ve huzurlu yaşayabilmesi için toplu olarak yapabildiği trafik sorununun, otopark sorununun çok iyi çözülmüş olması gerekir. Dinlenme alanlarının çok iyi çözülmüş olması gerekir. Bunlar eğer çözülmemiş ise bu doğru bir çalışma olmuyor. Kaldı ki metropolitan şehirlerin en büyük handikabı sürekli katlanan nüfus. Ve bu genişlemede insanların nefes alacağı, hem sosyal alanlar yaratılmalı hem de var olan güncel yaşamın da çok daha iyi olması gerekiyor” diye konuştu.
“BİR KARMAŞA VAR HER ŞEY ÇOK İÇ İÇE”
Kentsel dönüşümün tarihi dokuya zarar vermemesi gerektiğine dikkat çeken Yücel, “Kentsel dönüşüm demek yepyeni yapıların geldiği, çağımızın teknolojileri tabi ki kullanılacak, daha konforlu hale getirilecek yapılar ama bu demek değil ki var olan tarihi dokuyu da yok edeceğiz. Avrupa ülkelerine baktığınız zaman genellikle eski var olan eski tarihine saygılı ama yeni şehrini de eski tarihten ayırarak ve ona zarar vermeden kuruyor. Biz de ise bir karmaşa var her şey çok iç içe. Ve devasa gökdelen şeklindeki rezidanslarımız, işte ofisler, yaşam alanları işte bunlar eski yapıya tıpkı ezercesine, tepeden bakarcasına, saygısızca dikilip kalıyorlar” ifadelerini kullandı.
“BODRUM KATLAR SADECE OTOPARK YAPILMALI”
Su baskınlarının ardından sıkça gündeme gelen bodrum katlarına da değinen Yücel, “Bir kısım şahıs yada müteahhitler bodrum katlarını kullanmakta ısrarlı. Belediyelerin böyle bir yönetmeliği var fakat orayı kaçak olarak değerlendiren yapılar var. Bu çok doğru bir yaklaşım ve yaptırım değil. İyi bir yaptırımın gelmesi ve buraların düzenlenmesi gerekiyor. Bodrum alanları sağlık açısından da yaşama çok uygun alanlar değil. Gerek oksijen ve havalandırma açısından gerekse insanların sağlığı açısından. Yapıların bodrum katları daha çok otopark alanı olarak, araçlarımızı park edip bir nebze şehrin otopark sorununu da çözme amaçlı kullanılması yönünde kesin karar alınmalı” dedi.
Afet durumlarında devasa binalara müdahale de zorlanılacağını vurgulayan Yücel, “Çok büyük yapılar aynı zamanda bir afet sırasında, olabilecek bir risk durumunda, bir yıkılma söz konusu olduğunda tabi ki etkisi çok daha büyük bir alana etki edecektir. Bu gibi durumlarda yüksek yapılarda yangın söndürme, ulaşma gibi unsurları da göz önünde bulundurmak lazım” şeklinde konuştu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.