Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İbrahim Kalın yabancı öğrencilerle buluştu

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının düzenlediği ’Türkiye Söyleşileri’ programına katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "2023’te amacımız 200 bin civarında yabancı öğrenciyi Türkiye’de okutabilmek" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 08.12.2018 15:48
Haber Güncellenme Tarihi: 08.12.2018 15:48
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının düzenlediği ’Türkiye Söyleşileri’ programına katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "2023’te amacımız 200 bin civarında yabancı öğrenciyi Türkiye’de okutabilmek" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından düzenlenen ’Türkiye Söyleşileri’ programına katıldı. 110 farklı ülkeden yaklaşık bin öğrencinin katıldığı programda uluslararası öğrencilerin akademik, sosyal ve kültürel donanımlarının güçlendirilmesi, kendi çalışma alanlarına ilişkin yeni beceriler kazanmaları amaçlanıyor. Bunların yanında öğrencilerin akademik başarısı ve Türkçe dil becerilerinin de güçlendirilmesi hedefleniyor.

"2023’te amacımız 200 bin civarında yabancı öğrenciyi Türkiye’de okutabilmek"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, programda öğrencilerle ders niteliğinde bir konuşma gerçekleştirdi. Kalın Türkiye’de yaklaşık 125 bin uluslararası öğrencinin bulunduğunu belirterek, "Bu rakam on yıl öncesinde sadece 10-15 binler civarındaydı. 2023’te amacımız 200 bin civarında yabancı öğrenciyi Türkiye’de okutabilmek. Türkiye kendini dünyaya açmak suretiyle bütün dünyaya bir davette de bulunuyor. Her alanda Türkiye’nin sunacağı çok zengin imkanlar var. Bu özellikle 21’inci yüzyılda dünya vatandaşı nasıl olunur sorusuna da cevap teşkil edecek önemli bir veridir. Hepimiz anlık iletişim çağında yaşıyoruz. küresel ilişkilerin iç içe geçtiği, her konunun birbirini takip ettiği bir çağda yaşıyoruz. Bu hız çağında adapte olmak, gündemi takip etmek, kendiniz olabilmek, bir merkeze sahip olmak çok kolay bir şey değil ama son derece önemli bir vazife. Bu çağda eğer bir merkeziniz yoksa dayandığınız bir gelenek yoksa, gelişmeler ışığında olayların iteklemesiyle savrulabilirsiniz, sonunu bilmediğiniz maceralara kapılabilirsiniz. Ama pergeli bir yere sabitlemişseniz o zaman kaybolmazsınız. Tam tersine dünyaya açıldıkça kendi köklerinizle daha da güçlenirsiniz. Bizim dünyaya açılırken kendi medeniyetimize, tarihimize, kültürümüze her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Çünkü küreselleşme büyük bir dalga gibi gelirken, insanlar ister istemez tutunacak bir yer arıyorlar. O tutunacağımız yer bizim geleneğimizdir, kolektif hafızamızdır, tarihimizdir, coğrafyamızdır. Özü itibariyle bir sürekliliği ifade ediyor gelenek. Gelenek ölmüş bir mekanizma değildir. Tam tersine hayatiyetini sürdürmek için bir önceki değeri alan ama ona yeni bir şey ekleyen mekanizma ya da organizmadır. Geleneğin içinde henüz söylenmemiş olanı bulup keşfetmektir asıl marifet" ifadelerini kullandı.

"Hangi alanda eğitim alırsak alalım kendimizi mutlaka inter disiplinel bir şekilde yetiştirmemiz gerekiyor"

"Bugün çok karmaşık katmanlı bir dünyada yaşıyoruz. Bunu anlayabilmek için de elimizdeki enstrümanların aynı çeşitliliğe sahip olması gerekiyor" diyen Kalın, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bunun için de bizim kendimizi yetiştirirken edineceğimiz ilmi enstrümanlar, bilimsel araçlar, entelektüel unsurlar bu zenginliği kavrayacak, anlayacak derinliğe ve esnekliğe sahip olmalı. Bunun için mutlaka hangi alanda eğitim alırsak alalım kendimizi mutlaka inter disiplinel bir şekilde yetiştirmemiz gerekiyor. Mühendislik okuyorsanız kendinizi tarihten, edebiyattan, felsefeden, mahrum etmeyin. Bugün post modernist düşüncenin etkisiyle çok yakın bir zamana kadar bize artık büyük sorular çağı geride kaldı, artık her şey mikro sorular üzerinden inşa edilecek denmişti. Halbuki küreselleşme, soğuk savaş döneminin sona ermesi ve bugün yaşadığımız hadiseler bize büyük soruların her zamankinden daha önemli olmaya devam ettiğini gösteriyor. İnsanlık hakkında, geçmiş hakkında, gelecek hakkında büyük sorular sormaya devam ediyoruz ve etmek zorundayız. 2005 yılında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimiyle medeniyetler ittifakı girişimi başlatıldı İspanya’yla birlikte. Çünkü medeniyetler çatışması tartışması üzerinden hegemonik ve yeni emperyalist politikaları meşrulaştırmaya çalışan, toplumları geren, milletleri, dinleri, tarihleri karşı karşıya getiren bir çatışma ortamı oluşturulmak isteniyordu. Buna karşı ’hayır, medeniyetler farklılıklarını muhafaza ederek bir arada yaşayabilirler’ tezini işleyen medeniyetler ittifakı girişimi bu amaçla başlatıldı. Bunun İspanya’yla yapılmış olması ayrıca anlamlı. Çünkü bütün Avrupa içerisinde bugünkü İspanya topraklarında tarihte eşi benzeri görüşmemiş bir Endülüs tecrübesi yaşanmıştı."

"Türkiye’deki eğitim serüveniniz hem kişisel hem de dünyaya yapacağınız katkılar açısında daha kalıcı hale gelecek"

Medeniyet kavramının yeniden inşa edilmeye ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Kalın, "Avrupa sömürgeciliğini meşrulaştırmak amacıyla Fransızların medenileştirme misyonu adını verdiği bir kavramsallaştırma yaptığını da biliyoruz. Sömürgeleştirdiği yerlere giderken, oralara ’bakın biz size medeniyet getiriyoruz’ diyerek o emperyalist politikaları meşrulaştırmaya çalıştığı kayıtlardadır. Götürdükleri şeyin medeniyet olmadığını biliyoruz. Götürdükleri şey çoğu zaman yıkım olmuştur, savaş olmuştur, çatışma olmuştur, ölüm olmuştur. Bugün medeniyet kavramını yeniden inşa etmeye ihtiyacımız var. Medeniyet özünde maddi olanla ilgili olmakla beraber onunla sınırlı değildir. Özünde ahlaki, entelektüel, manevi tutum ve davranışların bütününü ifade eder medeniyet. Medeni olmak bir şeyi akla ve ahlaka uygun olarak yapmak demektir. Bugün barbarlığa karşı medeniyetin yanında durmamız gerekiyor. Türkiye’deki eğitim serüveniniz hem kişisel gem de dünyaya yapacağınız katkılar açısında daha kalıcı hale gelecek. Burada aldığınız eğitim sürenin son derece kıymetli olduğunu hep aklınızda tutun. Mezun olduktan sonra Türkiye’yle bağınızı koparmayın" şeklinde konuştu.

Konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayan Kalın, Ankara’da okuyan Gürcistanlı bir öğrencinin "Ülkemize geri döndüğümüzde iyi bir siyasetçi olmak için ne tavsiye edersiniz?" sorusuna, "Her ne yapıyorsanız o işi iyi yapın. Standardını bir tık yukarı taşımaya çalışın" şeklinde yanıt verdi.

Azerbaycanlı bir öğrencinin de mezun olduktan sonra öğrencilerin Türkiye’yle bağlarını koparmamaları için ne yapmaları gerektiği sorusunu ise, Kalın "Türkiye mezunları dernekleri kuruldu ve sayıları artıyor. Bu kurumları canlı tutmak gerekiyor. Gittiğimiz yerlerde mutlaka Türkiye’yle temasınız olur ama mutlaka ara ara Türkiye’ye gelmelisiniz" diye yanıtladı.

Yurt Dışı Akraba ve Türkler Topluluğu Başkanı Abdullah Eren de öğrencilere seslenerek, "Bizlerin size anlatmak istediği farklı hikayeler var. Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değil. Dolayısıyla üniversite eğitiminizin yanı sıra eğitim akademilerini açalım. Bugün Türkiye’nin küresel siyasette bir duruşu var. Bu duruş dışarıdan bakıldığında çok kolay anlaşılabilir bir duruş değil. Siz burada eğitim aldığı için Türkiye’yi çok daha yakından anlayabiliyorsunuz. Ama biz bu seminerlerle sizin Türkiye’nin bugün dünyada neler yapmak istediğini daha paylaşımcı, daha eşitlikçi bir dünya için niye böyle bir tutum sergilediğini daha iyi bilmenizi özümsemenizi istiyoruz ve eğitiminizi bitirip ülkenize döndüğünüzde de bunları orada anlatmanızı istiyoruz’’ açılamasında bulundu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.