Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hak-iş Ve Hizmet-iş Genel Başkanı Arslan’dan ’Taşeron’ Açıklaması:

Hak-İş ve Hizmet-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Sayın Başbakanın kamuoyuna açıklamış olduğu, taşeron işçilerinin asıl iş, yardımcı iş ayrımına bakmaksızın bütünüyle kamunun kadrolarına dahil edileceği ifadesi aslında bizim...

Haber Giriş Tarihi: 02.04.2016 12:13
Haber Güncellenme Tarihi: 02.04.2016 12:13
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Hak-İş ve Hizmet-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Sayın Başbakanın kamuoyuna açıklamış olduğu, taşeron işçilerinin asıl iş, yardımcı iş ayrımına bakmaksızın bütünüyle kamunun kadrolarına dahil edileceği ifadesi aslında bizim yaptığımız mücadelenin bir sonucudur ve meyvesidir" dedi.
Hak-İş Konfederasyonu’na bağlı Hizmet-İş Sendikası Başkanlar Kurulu toplantısı Hak-İş ve Hizmet-İş Genel Başkanı Arslan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Arslan, toplantı kapsamında yaptığı konuşmada, taşeron işçiliğin çözümüne yönelik düzenlemeler hakkında açıklamalarda bulundu.
"KONFEDERASYONUMUZ TAŞERON İŞÇİLERİN ÖRGÜTLENMESİ, TOPLU SÖZLEŞME HAKLARINI ALMASI, KADROLARININ VERİLMESİ KONUSUNDA GERÇEKTEN ÇOK CİDDİ, UZUN VE YORUCU BİR MÜCADELENİN İÇİNDEN GELMEKTEDİR"
Terör olaylarını kınayarak konuşmasına başlayan Arslan, "Bu olağanüstü toplantımızın ana gündemini çalışma hayatıyla ilgili temel bazı düzenlemeler oluşturmaktadır. Bunların başında taşeron uygulamalarıyla ilgili Sayın Başbakanın 10 gün önce grup toplantısında yapmış olduğu toplantıdaki konuşmanın ve daha sonraki yapılan tartışmalara yönelik, sendikamızın ve konfederasyonumuzun bu konudaki yapacağımız faaliyetlerle ilgili bilgilendirmek istedik. Öncelikli olarak taşeron meselesi Hak-iş konfederasyonumuzun gündemine uzun zaman önce girmiştir. 10 yılı aşan bir dönemde konfederasyonumuz taşeron işçilerin örgütlenmesi, toplu sözleşme haklarını alması, kadrolarının verilmesi konusunda gerçekten çok ciddi, uzun ve yorucu bir mücadelenin içinden gelmektedir" ifadelerini kullandı.
"BİZ MAZLUMLARIN, MAĞDURLARIN, HAKSIZLIĞA UĞRAMIŞLARIN, ADALETSİZLİĞE UĞRAMIŞLARIN, HAKLARI ELİNDEN ALINMIŞLARIN MÜCADELESİNİ YAPMAKLA YÜKÜMLÜYÜZ"
Hak-İş’in Türkiye çapında bir kampanya başlatarak, tüm Türkiye’de 81 ilde taşeron işçileri Ankara’da örgütlemeyi başaran ilk konfederasyon olduğunu belirten Arslan, "Hak-İş ve sendikalarımız Türkiye’de ilk defa bir taşeron araştırmasını, yine Türkiye’de 5 bin 500 civarında taşeron işçinin katılımıyla çok geniş kapsamlı bir saha araştırmasını ilk defa literatürümüze kazandıran bir konfederasyondur. Hak-İş ve bağlı sendikalarımızın yaklaşık 220 bin taşeron işçi örgütlenmesini gerçekleştirerek Türk çalışma hayatında yeni bir rekora imza atmıştır. Bu rekor, Çalışma Bakanlığı’nın her 6 ayda bir yayınladığı istatistiklerde de kamuoyunun önüne gelmiştir ve hepimiz bunu biliyoruz. Biz mazlumların, mağdurların, haksızlığa uğramışların, adaletsizliğe uğramışların, hakları elinden alınmışların mücadelesini yapmakla yükümlüyüz. Ülkemizin, bölgemizin ve küremizin bütün mazlumların Hak-İş’ten alacağı vardı. Bizim onlara borcumuzu ödememiz gerektiğini genel kurul kararlarımıza da koyarak bu mücadeleyi bu anlayış üzerine sürdürdük" şeklinde konuştu.
"ÜÇ TANE KONUDA İSTEDİĞİMİZİ ELDE ETTİK"
"Sayın Başbakanın kamuoyuna açıklamış olduğu, taşeron işçilerinin asıl iş, yardımcı iş ayrımına bakmaksızın bütünüyle kamunun kadrolarına dahil edileceği ifadesi aslın bizim yaptığımız mücadelenin bir sonucudur ve meyvesidir" diyen Arslan, şunları kaydetti:
"Üç tane konuda istediğimizi elde ettik. Birincisi gerek yerel yönetimler ve özel idarede gerekse kamunun genelinde taşeron sisteminden vazgeçilmiştir. İkincisi, bütün bu belediyeler ve yerel yönetimlerin getirilen modelinin dışındaki tüm kamu personelinin, konumun bünyesinde istihdam edilecek olması yine bizim talep ettiğimiz bir konuydu o da gerçekleşmiş oldu. Üç yerel yönetimlerle ilgili birinci değil ama ikinci önerimiz vardı. Birinci önerimiz yerel yönetimlerde çalışan bütün taşeron şirketlerdeki arkadaşlarımızın belediye kadrolarına yerleştirilmesiydi. Bu olmuyor ise en azından belediyelerde imtiyazlı kamu şirketi kurularak, bütün taşeron şirketi işçilerinin belediyenin kadrolarına aktararak sendikal haklarını kullanabileceği bir model önermiştik. Yerel yönetimler için getirilen model ayrıntısına baktığımız zaman konfederasyonumuzun ikincil önerdiği modeldir. Eğer onu da bizim önerdiğimiz noktada gerçekleştirmiş olsaydık. Bu üç konuda aslında Hak-İş’in ve sendikalarımızın talebi gerçekleşmiş olacaktı."
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.