Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Geçmişten Günümüze Tesbih Sanatı

Dede’den toruna geçen geleneksel el sanatlarından biri olan tesbihciliği anlatan Tesbih Ustası İsmail Arın, günümüzde tesbih sanatının en popüler dönemini yaşadığını ve günümüzde Oltu tesbihinin, yerini Kuka tesbihinin aldığını...

Haber Giriş Tarihi: 10.05.2016 11:19
Haber Güncellenme Tarihi: 10.05.2016 11:19
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Dede’den toruna geçen geleneksel el sanatlarından biri olan tesbihciliği anlatan Tesbih Ustası İsmail Arın, günümüzde tesbih sanatının en popüler dönemini yaşadığını ve günümüzde Oltu tesbihinin, yerini Kuka tesbihinin aldığını söyledi.
Hacı Bayram-ı Veli ile Gülbaba Türbesi arasında faaliyet gösteren ‘Tesbihci İsmail’ günümüzde tesbih sanatının durumu ile ilgili bilgi verdi. Tesbih sanatının zirve yaptığı bir dönem yaşadıklarını belirten Tesbihci İsmail Arın, “Hemen hemen herkesimin her yaştan, bay bayan fark etmeksizin tesbih kullanılmaktadır. Hem ibadet, hem stres, hem vücuda faydalı özellikleri, hem de alışkanlıklarından dolayı tercih edilen tesbih şu anda en popüler dönemini yaşamaktadır. Maddi açıdan da hak ettiği değeri bulduğu bir dönemdeyiz. Hem al- satını yapan kişiler, hem de ustaların para kazandığı bir dönemdeyiz. Bunun maddi, manevi, siyasi veya farklı nedenleri olabilir. Yaklaşık 7-8 senedir böyle gitmektedir. Türkler tarafından üst düzey bir seviyeye getirilen Türk tesbih sanatının bu seviyede ilerlemesi veya daha da gelişmesi tesbih ustalarının elindedir” dedi.
Bundan 8-10 sene evvel tesbih malzemesi olarak pek fazla çeşit ve model bulmanın şimdiki gibi kolay olmadığını hatırlatan Tesbihci İsmail Arın, “Eskiden en çok tercih edilen ürün ‘siyah kehribar’ diye bilinen oltu taşı ve kukaydı. Oltu taşının fiyatı uygun ve çok fazla. Kuka ise pahalı ve Oltu’ya nazaran daha az. Kehribar da, Kuka gibi kıymetliydi. Ama az bulunurdu. Malzeme şimdi olduğu kadar fazla değildi. Tesbih yapan usta sayısı azdı. Harcadıkları emeğin karşılığını alamadıkları için çok nadir tesbih yapıyor ve başka işlerle geçimlerini sağlıyorlardı. Şimdi ise tesbih de en bilinen ve tercih edilen ürün sıkma ve ateş kehribarı diye adlandırılan dökme malzemedir. Yine buna nazaran damla kehribarının doğal olanı tercih edilmektedir. Oltu taşı eskisi kadar tercih edilmemektedir, az bulunmaktadır ve fiyat olarak yüksektir. Kuka ise Oltu’nun yerini aldı. Hem çok bulunmakta, hem de ucuz ve tercih edilen bir tesbih oldu” dedi.
Günümüzde tesbih fiyatlarının 5 liradan başlayıp 30 bin dolara kadar çıktığını belirten İsmail Arın, “Bunda malzemenin değerinin yanı sıra yapan usta ve işçilik de etkendir. Oltu taşı tesbihler yaklaşık 70-80 liradan başlar, işçilik ve boyutuna göre değişir. Kuka tesbihler 10 liradan başlar, yine aynı şekilde işçilik ve boyutuna göre değişir. Kehribar tesbihler 70-80 liradan başlar, işçilik ve boyutuna göre değişir. Diğer tesbihler de işçilik ve boyutlarına göre değişmektedir. Bir tesbih ustasının bir tesbihi tam anlamıyla yapabilmesi, malzemeden malzemeye ve yapılan işçiliğe göre de değişir. Bir tesbih yapımı en az üç gün almaktadır ama tamamen, el işi tesbihler için. Tamamen el işi bir tesbihi en düşük, malzeme alıcıdan olursa 200 lira. Tabi bu fiyat malzemeden malzemeye ustadan ustaya da değişebiliyor. Günümüzde bıçak işi, zımpara işi ve makine işi tesbihler vardır. Bunların en kıymetlisi ve emek verileni bıçak işi tesbihlerdir. Yine de teknolojinin her türlü imkanından yararlanmaktayız. Eskiden ‘kemane’ denilen tamamen insan gücüyle çalışan tornalarda yapılan tesbih çok uzun zaman alırdı. Bu da yorucu ve zahmetli olmaktaydı. Elektrikle çalışan metal tornalarda yaparken bile yorucu ve zahmetli oluyor. Ama bu işi yapabilmek sabır beceri ve sevgi gerektiriyor. Tesbihi günümüzde hobi amaçlı yapanlar olduğu gibi geçimini sağlamak için yapanlar da var. Şikayet ettiğimiz durumlara gelecek olursak her işte olduğu gibi bu işte de kötü niyetli davranıp insanları kandırıp bir tesbihi ‘orijinal tesbih’ diye değerinin çok çok üstünde satanlar var. Bu durum bizim tesbih kültürümüze de büyük bir sekte vurmaktadır. İnsanları bu sevdadan soğutmamak daha çok bağlamak ve bu kültürü dünya çapında bir seviyeye dönüştürmek bu işi severek yapanların ve gönül verenlerin sayesinde olacağını düşünüyorum. Günümüzde tesbih Türkiye’nin her şehrinde yapılmaktadır. Dünya çapında da en iyi tesbih ustaları Türkiye’den çıkmaktadır” dedi.
TESBİHİN TARİHÇESİ
Tesbih, Arapça ’sebh’ kökünden gelmektedir. Tesbihin çoğulu tesbihat olan ve anlamı Allahı ta’zim etmek olan tesbihin İngilizce karşılığı olan ’worry beads’ yüzyıllardır duaları ve yakarışı saymak için kullanılmış ve farklı objelerden yapılmış bir araç olarak tariflendirilmiştir.
Tesbih, bütün dinlerde sayıları farklılaşarak da olsa kullanılmış Müslümanlara ise İran yoluyla Arap Yarımadası ve Müslüman dünyasıyla buluşmuştur. Osmanlı ile buluşmasıyla sanatsal açıdan gelişimini günümüze kadar taşıyan tesbihe, Osmanlı kayıtlarına göre 16’ncı asır sonlarına doğru rastlanmaktadır.
Tesbih, Müslümanlar da bir aksesuar haline gelerek değerli ve nadir olan tüm materyallerden yapılır. Osmanlı’da genellikle rastlanılan tesbih malzemeleri inci, mercan, kehribar, akik, ağaç şeklinde görülmektedir. Osmanlı’da yeni yapılan camilerin kaç kişi aldığını öğrenebilmek için dağıtılan tesbih, Türkler’de genellikle binlik, 500’lük, 99’luk ve 33’lük taneler halinde oluşmaktadır. Eski zamanlarda babadan oğula el değiştiren tesbih zamanla kolleksiyonerler ve antika meraklılarının ilgi alanına girdi. Tesbih, o kadar ince düşünceyle üretilmiştir ki, yazlık ve kışlık tesbihler şeklinde imal edilmiştir. Taş ve benzeri objeler eli serinletmek (Necef, Şah Maksut, Akik) amacıyla, ahşap tesbihler ise teri emerek mikrobu öldürmesi amacıyla (Kuka, Yılan Ağacı, Gül Ağacı) üretilmiştir. Bazı tesbihler güzel koktuğu için (Öd Ağacı, Pelesenk) bazı tesbihler ise renk değiştirdiği için (Kehribar) dikkat çekmiştir. Tesbihin manevi değerinin yanı sıra maddi değerini de tesbih ustası Erzurumlu Mehmet Efendinin, "Bir sene zarfında bir 99’luk tesbih yaparım, 100 altına satarım" sözü tesbihin kıymetin ortaya koymaktadır.
Bir tesbihin malzemesinin yanı sıra yapılmış olan işçiliğin de emeğin de kıymetinin bilinmesi bir ustaya hem şevk verdiği hem de mutlu ettiği hem de heveslendirdiği, yeni yapacağı tesbihi diğer tesbihinden daha güzel yapmaya çalıştığı bilinmektedir. Tesbih yapımı için bazı standartlar bulunmaktadır. Taneler arasında uyum milimetrik farklılıkların gözle görülmeyecek şekilde olması bıçak, zımpara, torna izinin olmaması, imame koleksiyonluk tesbihlerde 4-5 tane boyunda olması, tesbihte kalem oyma işçiliğinin tesbih değerini arttırır. Tesbih ise malzemesi olarak günümüzde bilinen en kıymetli tesbih malzemeleri ise şunlar:
Kehribar, Anber, Baga, Fildişi, Mercan, İnci. Bunların yanısıra malzemeler; Oltu, Akik, Naka (deve dişi) Narçın, Necef, Sedef, Şahmaksut, Yüzsürü, Zergerdan (boynuz türevleridir), Abanoz Ağaç, Demirhindi, Gülağacı, Ödağacı, Kuka (çekirdek) Pelesenk, Sandal, Yılan Ağacı ve Alman Sıkması (Osmanlı sıkması) yeni döküm Sıkma Kehribarı ve Ateş Kehribarı.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.