Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Togan Demircan:

Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Togan Demircan, sağlık çalışanlarının mevcut ekonomik ve sosyal haklarının korunması gerektiğini söyledi.2011 yılında, “Siyaset için değil, sendikacılık için varız” sloganı ile kurulan Demokratik...

Haber Giriş Tarihi: 03.10.2016 11:26
Haber Güncellenme Tarihi: 03.10.2016 11:26
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Togan Demircan, sağlık çalışanlarının mevcut ekonomik ve sosyal haklarının korunması gerektiğini söyledi.
2011 yılında, “Siyaset için değil, sendikacılık için varız” sloganı ile kurulan Demokratik Sağlık-Sen’in Genel Başkanı Togan Demircan, sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerini paylaştı. Sağlıkta Dönüşüm Projesi ile vatandaş memnuniyetinde ciddi boyutlarda iyileştirme yapıldığını dile getiren Demircan, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ederek, “Sağlıkta Dönüşüm sonrası bir takım sorunlar ortaya çıkmıştır, hızla çözülebilecekken bürokratik engellere takılmıştır. Bu sorunların genel manada idari olarak yaşanan, başında ise, performans yönetmeliği, pdc, fiziki mekânlar, mobing uygulamaları, liyakat ve hizmet ihalelerinin geldiğini görmekteyiz. Yıllardır uygulanmakta olan performans yönetmeliğinin bir revizyona ihtiyacı olduğu kanısındayız” diye konuştu.
Performans yönetmeliği
Hekim ve hekim dışı çalışanlar arasındaki makas diliminin daha fazla açılmamasını, sağlık hizmetlerinin bir bütün ve ekip işi olduğu göz ardı edilmeden her kesimi mutlu edecek bir düzenleme ile çalışma barışını sağlayacak yeni bir performans yönetmeliği talep ettiklerini dile getiren Demircan, adil bir performans yönetmeliği sonrasında ek ödemenin emekliliğe yansıtılarak fiili hizmetin hayata geçirilmesi ve tüm sağlık çalışanlarını 3/1 şeklinde kapsamasını beklediklerini belirtti. Demircan, mobbingin sektörün kanayan yarası olduğunu, çağın yönetici hastalığı olan mobbing konusunda, yeni dönemde daha fazla hassasiyet gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
"Kamu çalışanlarının kurum hakkında bilgilendirilmesi önemli"
“Zaman zaman ortaya çıkan kurum birleştirmelerinde personel yeterince bilgilendirilmemektedir” diyen Demircan, şunları kaydetti:
“Dedikodu mahiyetinde söylemler ile çalışanların akılları bulandırılmakta ve kurumlarda bazı STK’lar tarafından kaotik ortamlar yaratılmak istenmekte, kimi zamanda bu STK’lar başarılı olmaktadır. Şeffaf yönetim anlayışı ile kamu çalışanı arkadaşlarımızın bilgilendirilmelerinin önem arz ettiği kanaatindeyiz. Yeni açılan kurumlarda ciddi manada personel yetersizliğinden kaynaklı sorunlar yaşanmaktadır. Personel sayısının yetersizliği hasta ve yakınlarını kurumların her alanında olumsuz etkilemektedir. Kuyruklar, kargaşa, sözel ve fiziki şiddet olayları yaşanmasına sebep olmaktadır.”
Yönetici atama işlemleri
Yönetici atama işlemlerinin tamamen sendikaya kurban edilmesinin sektöre ve çalışanlara zarar verdiğini savunan Demircan, “Kurumlarımızdaki bir başka sorun ise kadrolu yöneticilerden vazgeçilerek, sözleşmeli yöneticilere dönülmesidir. Elbette burada hedeflenen siyasi iktidarla uyum içersinde çalışan, siyasetin hızına ayak uyduracak yöneticilerin seçilmesidir. Ancak, bu sistem birçok ilde hiçbir liyakat gözetilmeksizin tamamen sendikaya kurban edilmiştir. Bu nedenle mevcut yöneticilerin birçoğu mevki ve makamlarını korumanın tek yolunun malum sendika yöneticilerine itaat etmek olduğu kanısı ile adeta birçoğu kukla haline getirilmiştir” diye konuştu.
Yönetici olmanın mutlaka kriterlerinin oluşturulması gerektiğini söyleyen Demircan, “Şartları tutan tüm personelin başvuru imkânı sağlanmalı ve puanlama sistemi esas alınarak oluşturulan bir kurul tarafından yönetici ve yardımcıları seçilmelidir. Müdür, müdür yardımları, uzman vb. kadrolara personel temininde kriter olarak malum sendika üyelikleri esas alınmakta olup diğer personellerin yükselme şansı elinden alınmakta, çalışan barışı bozulmakta, çalışmakta olan personelin umutları azaltılarak performansı olumsuz yönde etkilenmektedir. Sendika olarak bu konuda mutlaka olmazsa olmazımız liyakat esasıdır” dedi.
“İdari ve teknik şartnameler yetersiz kalıyor”
Uzman kişiler tarafından hazırlanan idari ve teknik şartnamelerin yetersiz kaldığını, bu yüzden hasta ve yakınları ve çalışanların mağdur olduğunu söyleyen Demircan, “Alanında deneyimli olmayan kişiler tarafından demirbaş malzemeler farklı gerekçelerle hurdaya ayrılmakta, ömrünü tamamlamadan çöpe atılmaktadır. Hizmet alımlarında teknik ve idari sözleşme şartlarına uymayan firmalara sembolik cezalar kesilmektedir. Kamu zararı böylelikle daha da artmaktadır. Yine bu hizmet alımlarında çeşitli şekillerde ihalenin tamamlanamaması itirazların olması vb. gibi nedenlerde ihaleler gecikmekte, hizmet alamayan hastanenin ilgili bölümlerinde ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
“Denetim hizmetleri 24 saat her alanda yapılmalıdır”
Demircan, büyük hastanelerin, özellikle otelcilik hizmetlerindeki hizmet alımlarında ciddi sıkıntılar yaşandığını, bu durumda verilen hizmetin kalitesiz bir hal aldığını söyledi. Demircan, “Otelcilik hizmetlerinde yaşanan hizmet yetersizliğinin nedeni, ‘Büyük bir hastanemizin yükünü taşıyamayan firmanın, Genel sekreterlikler tarafından yapılan ve bir kaç hastanemizi kapsayan ihalelerine katılmaları ve bu hizmeti verebilecek güçleri yok iken, şartname maddelerini kör topal yürütmeye çalışmaları’ olduğunu düşünmekteyiz. Büyük hastanelerin otelcilik hizmetleri vb. kendi yönetimleri ile ihale etmelerinin elzem hale geldiğini düşünmekteyiz. Yeterli personel ile sunulacak hizmet iç ve dış müşterilerin mutluluğuna sebep olacaktır. Denetim hizmetlerinin günün her saati, her alanda yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
"Uzmanlık alanları iyi belirlenmeli"
“Uzman arkadaşların hangi konularda uzman olduğu, ne gibi eğitimler aldığı gibi konularda tartışmaya açıktır. Çünkü son dönem yine malum sendika tarafından belirlenen kişilerin uzman olduğu bilinmektedir” diyen Demircan, şunları söyledi:
“Müdür, müdür yardımcısı, uzman vb. olarak çalışan sözleşmeli personelin sözleşmesi bittikten sonra eski pozisyonlarına döndüklerinde verim alınamamakta, adeta bankamatik memurlarına dönmektedirler. Yönetici olarak çalışanların bir kısmı Genel Sekreterlik, bir kısmının sendika bir kısmının ise Ankara tarafından belirlenmesi bazı kısır döngüleri oluşturmakta, yöneticiler tarafından kendi aralarında siyasi çekişmelere neden olmakta ve bu kadar döngülerden dolayı asıl verilmesi gereken hizmetin kalitesi ciddi anlamda düşmekte ve hedeften sapmalar meydana gelmektedir.”
Moral ve motivasyona artırma
Başkan Demircan, sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonlarını artırmak ve performanslarını yükseltmek adına yapılabilecek çalışmalar hakkında şunları söyledi:
"Radyolojide taşeron firmaların artması ve bu firmaların maliyeti azaltmak adına yüksek performans ve ucuz iş gücü ile teknisyen çalıştırdıkları, diplomasız (alaylı) diye tabir edilen mesleki eğitim almamış kişilerin çalıştırıldığı, radyoloji teknisyeni arkadaşlarımızın kontrast madde vermeleri görev tanımlarında olmamasına rağmen, Bakanlığımız görüş yazısına istinaden ıv kontrast teknisyenler tarafından uygulanmaktadır. Hastada alerjik reaksiyon geliştiği, adli ve idari süreç başladığında tüm teknisyen arkadaşlarımız zor durumda kalmaktadırlar. Bu konu hakkında yasal düzenleme yapılarak en azından teknisyen arkadaşlarımız koruma altına alınabilirler. Çekim yapılan alanlar fiziki olarak yeterli değil. Sayısı hiç de azımsanmayacak kadar çok olan hatalı çekimler yapılmakta. Hangi durumda hangi grafinin isteneceği uzman hekimler tarafından kararlaştırılmalı. Skopi cihazının kullanımı ile ilgili sıklıkla sorunlar yaşanmakta. Bu konu ile ilgili yasal bir düzenleme yapılmasını talep etmekteyiz. Üst öğrenimde radyolojinin tamamlama bölümünün belirlenmesi, eğitici radyoloji teknisyenliği ile ilgili bir çalışma yapılması ve sonrasında kimi üniversitelerde öğretim görevlisi olarak hizmet vermelerini sağlanmasını istiyoruz. Radyoloji çalışanlarımızın süt, yoğurt gibi gıdalar ile desteklenmesini, riskli birimlerin yeniden düzenlenmesi ve kapsamının genişletilmesini talep ediyoruz."
Mülakatlar, riskli birimler, sosyal yardım
Kemoterapi ve uygulanan birimlerin riskli birimler kapsamına alınması gerektiğini dile getiren Demircan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının her yıl hakkaniyet ile yapılması suistimale açık olan mülakatın kaldırılmasını talep ediyoruz. Yeni açılan veya devrolan sağlık kuruluşlarında mevcut pdc sayısı ile hizmet verilmekte, devrolan hastane 70/80 yataklı iken yeni açılan hastane 250/300 yatak kapasitesine sahip ve minimal personel ile hizmet verilmesi beklenmekte bu durum hasta ve çalışan memnuniyetini olumsuz yönde etkilemektedir. O yüzden pdc güncellenmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Mazereti olmayan kişilerin ünvanları dışında çalıştırılmaması, pdc de hemşire, ebe, sağlık memuru olarak gözüken arkadaşlarımız memur işi yapmaktadır. Bu durum kurumların aleyhinedir, bir düzenleme yapılmasını talep ediyoruz. Yardımcı hizmetler sınıfındaki personelin bir defaya mahsus olarak Genel İdari Hizmetler sınıfına alınması; Genel ve Yardımcı Hizmetler sınıfındaki arkadaşlarımızın eğitim durumlarına göre yükselebilecekleri derecelerin kadrolarının verilmesini talep ediyoruz. Başta aile yardımı ve çocuk parası olmak üzere sosyal yardım ve ödemelerin yükseltilmesini, tüm çalışanlara giyim, ulaşım, doğum, ölüm, eğitim yardımı ödenmesini istiyoruz. Radyoloji, sterilizasyon gibi acil servis ve ameliyathaneye hizmet veren birimler çalışanlarının riskli birim katsayısından yararlandırılmalarının önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Memur maaşlarını oluşturan tüm kalemlerin emekli keseneğine dahil edilmesini, fazla mesai ücretlerinin yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz."
Açığa alma ve ihraçlar
Eş durumu, sağlık ve öğrenim durumlarının önündeki keyfiyet engelinin kaldırılması gerektiğini de ifade eden Demircan, sözleşmeli statüsünde çalışanlara kadro verilmesini, acil sağlık hizmetlerinde özellikle ateşli silah, kavga gibi vakalarda 112 ekiplerine kolluk güçlerinin refakat etmesi gerektiğini dile getirdi. 112 çalışanlarının yemek mağduriyetlerinin çözülmesini istediklerini de belirten Demircan, şöyle konuştu:
"Açığa almalar ve ihraçlar ile sağlık çalışanı arkadaşlarımızın iş yükleri oldukça arttı. Sağlık Bakanlığı’nın boşalan kadrolara bir an önce atama yapmasını talep ediyoruz. Asılsız ihbarlar acil sağlık hizmetinde çalışan arkadaşlarımızın iş yüklerini bir kat daha artırmaktadır. Kamu spotlarıyla 112’ye yapılan asılsız ihbarların önüne geçilmesini, görev başında vefat eden tüm sağlık çalışanlarının görev şehidi sayılmasını talep ediyoruz. 112 çalışanlarına sendikal ayrımcılıktan kaynaklı mobbing uygulamalarının son bulmasını istiyoruz. Entegre hastanelerin sayısının artırılmasını, Aile Hekimliği biriminde idari hizmetlerin daha sağlıklı sunulabilmesi için tıbbi sekreter görevlendirilmesini talep ediyoruz."
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.