"Başkanlık Sistemi" panelde anlatıldı

Referandum ile halkın oylanmasına sunulacak başkanlık sistemi ve yeni sivil anayasanın anlatıldığı ‘Başkanlık Sistemi’ paneline katılan Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz, “Bugün Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden Cumhuriyet Halk Partisi yaptığı ’hayır’ muhalefeti ile onun taşıdığı sisteme bizzat karşı çıkmış oluyor” dedi.

Fatih Belediyesi, referandum ile halkın oylanmasına sunulacak başkanlık sistemi ve yeni sivil anayasanın siyasi, sosyolojik, tarihi ve hukuki açılardan ele alındığı “Başkanlık Sistemi” panelini Ali Emiri Kültür Merkezi’nde düzenledi. Panele, Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Anayasa Hukukçusu Serdar Korucu, Anayasa Hukukçusu Adanan Küçük, Murat yılmaz ve çok sayıda vatandaş katıldı. İlk kez sivil bir anayasanın yapılabileceğinin vurgusu yapılan panelde Türkiye’nin geçmiş yönetim sistemlerinin başkanlık sistemine yakın olduğu belirtildi.

“’Hayır’ muhalefeti ile onun taşıdığı sisteme bizzat karşı çıkmış oluyor”

Türkiye’nin tarihinin parlamenter sisteme değil de başkanlık sistemine daha yatkınlığın olduğunu Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz, “İlk kez siviller anayasa yapıyor, bu çok önemli bir faktör. Bugüne kadar yapılmış bütün anayasalar bir savaş veya darbe sonrasında ortaya çıkmıştır. Bugün Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden Cumhuriyet Halk Partisi yaptığı ’hayır’ muhalefeti ile onun taşıdığı sisteme bizzat karşı çıkmış oluyor. Biz ’hayır’ diyenlere terörist demiyoruz. Sizler iyi insanlar olabilirsiniz fakat yanlış yapıyorsunuz. Sizin içinizde bu kadar yanınızda görünen bir terör örgütü var ise demek ki sizinle ilgili bir şeyler yanlış gidiyor” dedi.

"Başkanlık sistemi cumhurbaşkanı ve başbakan arasındaki yetkilerin toplanmasıdır"

Başbakan ve cumhurbaşkanı arasında yetki karmaşası olduğunun altını çizen Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ise, “Eğer 2014 yılında Recep Tayyip Erdoğan referandum sonucu bu millet tarafından direkt cumhurbaşkanı seçilmemiş olsaydı belki 15 Temmuz’u yemeyecektik. Çünkü her zaman ellerinde büyük bir koz olacaktı. Her zaman iki kardeş bile olsa biri cumhurbaşkanı biri başbakanken o sıkıntıyı tek parti iktidarı döneminde bile oluşturacaklardı. Başbakan ve cumhurbaşkanı arasında çok ciddi bir yetki karmaşası var. İkisinin de aynı şekilde yetkileri var. Cumhurbaşkanı ve başbakan arasındaki yetkilerin toplanmasıdır başkanlık sistemi” diye konuştu.