Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Babanın inanılmaz hukuk mücadelesi

Rize’de 8 yıl boyunca erdiği inanılmaz mücadeleye rağmen, oğlunun nasıl öldüğünü öğrenemeyen baba, FETÖ’nün devlet kademelerinden tasfiyesi sonrası yeniden yargılama talebinde bulunuyor.Rize’de Halim Tatlıtürk (56) isimli babanın...

Haber Giriş Tarihi: 13.08.2016 11:43
Haber Güncellenme Tarihi: 13.08.2016 11:43
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Babanın inanılmaz hukuk mücadelesi
Rize’de 8 yıl boyunca erdiği inanılmaz mücadeleye rağmen, oğlunun nasıl öldüğünü öğrenemeyen baba, FETÖ’nün devlet kademelerinden tasfiyesi sonrası yeniden yargılama talebinde bulunuyor.
Rize’de Halim Tatlıtürk (56) isimli babanın 2008 yılında Güreş Eğitim Merkezi’nden ölen oğlunun, nasıl öldüğünü öğrenmek için başlattığı inanılmaz mücadele filmlere ve belgesellere konu olacak türden.
Rize’nin İyidere İlçesi’nde bulunan Güreş Eğitim Merkezi’nde 2008 yılında meydana gelen olayda 14 yaşında ki Rıfat Tatlıtürk hocaları tarafından grip şikayeti ile Rize Devlet Hastanesi’ne götürülmüştü. Yatılı kaldığı merkezde gece yine rahatsızlanan Tatlıtürk’ün ikinci kontrolde beyin kanaması geçirdiği anlaşılmış, acil ameliyata alınmasına rağmen kurtarılamamıştı.
Olayın akışını değiştiren ifade
Olay sonrası ölen gencin babası Halim Tatlıtürk oğlunun ölümüne sebep olan etkenlerin tespit edilmesi için İyidere Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak konunun incelenmesini istedi. Babanın talebi reddedilince bu kez okul idarecileri ve ilk muayenede oğlunun beyin kanaması geçirdiğini anlamayıp ona zaman kaybettiren sağlık görevlileri hakkında Rize Sulh Ceza Mahkemesi’ne dava açtı. Açılan dava yıllar sürdü. Dava sırasında Tatlıtürk’ü ameliyat eden beyin cerrahı V.K’nin ifadesinde “Ameliyata aldığımızda çocuğun kafa tası çatlaktı” şeklindeki ifadesi cinayet şüphesi doğurdu.
Çalmadığı kapı kalmad
Cinayet şüphesi üzerine 24 Eylül 2010 tarihinde Tatlıtürk’ün mezarı açılarak kafa tası alınıp İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. 14 Ekim 2011 tarihinde Adli Tıp Kurumu’nda verilen rapora göre, Tatlıtürk’ün “künt kafa travması” sonucu hayatını kaybettiği kesinleşti. Baba Tatlıtürk bu rapor üzerine cinayet davası açılması yönünde Rize Cumhuriyet Başsavcılığı’na talepte bulunurken, tüm talepler geri çevrildi. Üst mahkemelere yaptığı tüm başvurularda geri çevrildi. Bunun üzerine 28 Aralık 2011 tarihinde cinayet davası açmayan makamları HSYK’ye şikayet etti. Buradan da bir sonuç alamayınca konuyu 3 Kasım 2012 yılında TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na taşıdı.
AİHM’e gitti
Tatlitürk hukuk mücadelesini sürdürürken, Rize Sulh Ceza Mahkemesi’nde süren ihmal davası okul ve sağlık çalışanlarının lehinde sonuçlandı. Babanın Yargıtay’a yaptığı itiraz da sonuç vermedi. Acılı baba süreç içerisinde dönemde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yüz yüze görüşerek yardım istedi. Baba Tatlıtürk milletvekilleri vasıtası ile konuyu TBMM’ye de taşıdı. Çaldığı hiçbir kapıdan olumlu sonuç alamayan Tatlıtürk son olarak belge ve delillere rağmen cinayet davası açılmadığı için Anayasa Mahkemesi ve AİHM’e başvuruda bulundu.
Davaya bakan hakim ve savcıların FETÖ mensubu olduğu ortaya çıktı
Baba Tatlıtürk inanılmaz mücadelesinden vazgeçmeyerek 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi sonrası FETÖ’nün devlet kademelerinden tasfiyesi üzerine yeni bir hukuk mücadelesi başlatıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan baba Tatlıtürk “2008 yılında oğlum 14 yaşındayken halen bize açıklanmayan bir şekilde öldü. Adli Tıp Raporu’na göre kafasına aldığı bir darbe sonucu öldüğü kesinleşti. Buna rağmen hangi kapıyı çaldıysak olay incelenmedi, araştırılmadı, tüm kurumlarda bir şekilde olay kapatıldı. Ben mücadele ettikçe bazı gizli eller hep önümüze engel çıkarttı. Benim tek istediğim oğlumun nasıl öldüğünün araştırılması. Eğer suçlular varsa cezalandırılmasıdır. Uzun süren yargılama boyunca bir çok hakim ve savcı değişti. Şimdi öğreniyorum ki davaya bakan bir çok hakim ve savcı FETÖ kapsamında gözaltına alınmış. O dönemler bu olayı cemaat mensuplarının kapatmaya çalıştığı bana söyleniyordu. Artık bu kişiler kurumlarda etkin değil. Ben devlet büyüklerimizden olayın yeniden araştırılmasını istiyorum” dedi.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.