Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti, İftar Yemeğinde Bir Araya Geldi

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, son günlerde yaşanan terör olaylarıyla ilgili olarak, “Allah bu tür acıları bize bir daha yaşatmasın. Tabi hayatın içinde bu tür zorluklarla karşılaşıyoruz. Devletimiz, milletimiz bu terör...

Haber Giriş Tarihi: 08.06.2016 22:34
Haber Güncellenme Tarihi: 08.06.2016 22:34
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, son günlerde yaşanan terör olaylarıyla ilgili olarak, “Allah bu tür acıları bize bir daha yaşatmasın. Tabi hayatın içinde bu tür zorluklarla karşılaşıyoruz. Devletimiz, milletimiz bu terör belasına karşı elinden gelen bütün imkanları seferber ederek, bu mücadeleyi kapsamlı bir şekilde yürütüyor. Bu mücadelenin belki en önemli yönlerinden birisi de bizim, manevi ve moral manada güçlü olmamız” dedi.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti, iftar yemeği programında bir araya geldi. Gazi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen programa, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi İbrahim Kalın, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Musa Yıldız, Avrupa Birliği Bakanlığı Müşaviri Celal Tüfer, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarı Kenan Önalan, Tapu Kadastro Genel Müdürü Gökhan Kanal, UNESCO Türkiye Temsilcisi Öcal Oğuz, Kırıkkale Vali Yardımcısı Ayhan Özkan, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Mehmet Ali Beyhan katıldı.
“ÜLKEMİZ İÇİN, İSLAM ALEMİ İÇİN KÖTÜ DÜŞÜNCELER BESLEYENLERİN, KÖTÜ DÜŞÜNCELERİNİ ALLAH ONLARIN BAŞLARINA ÇEVİRSİN”
İftar programı kapsamında bir konuşma yapan Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Musa Yıldız, İstanbul, Midyat ve Kazakistan’daki terör saldırılarında şehit olanları anarak sözlerine başladı. Yıldız, "Bu Ramazan gününde ülkemiz için, İslam alemi için kötü düşünceler besleyenlerin, kötü düşüncelerini Allah onların başlarına çevirsin. Bu yıl, üniversite olarak yaptığımız girişimlerle UNESCO tarafından ‘Hoca Ahmet Yesevi Yılı’ olarak ilan edildi. Aynı zamanda bu yıl üniversitemizin 25. kuruluş yılı. Birçok münasebeti bu yıl birlikte yaşıyoruz ve bu kapsamda birçok faaliyet düzenledik. Bu yıl itibariyle 25 başlıkta 250 civarında faaliyetimiz olacak" ifadelerini kullandı.
“DEVLETİMİZ, MİLLETİMİZ BU TERÖR BELASINA KARŞI ELİNDEN GELEN BÜTÜN İMKANLARI SEFERBER EDEREK, BU MÜCADELEYİ KAPSAMLI BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜYOR”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da son günlerde yaşanan terör olaylarına değinerek, hayatlarını kaybeden şehitlerin ailelerine başsağlığı dileyerek konuşmasına başladı. “Hamd olsun ki bütün zorluklara, sıkıntılara rağmen bu sofrada hep birlikte olma fırsatına sahip olduk” diyen Kalın, şöyle devam etti:
“Dün Vezneciler’de bugün Midyat’ta hayatını kaybeden polis şehitlerimize ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına ve bütün Türk halkına başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Allah bu tür acıları bize bir daha yaşatmasın. Tabi hayatın içinde bu tür zorluklarla karşılaşıyoruz. Devletimiz, milletimiz bu terör belasına karşı elinden gelen bütün imkanları seferber ederek, bu mücadeleyi kapsamlı bir şekilde yürütüyor. Bu mücadelenin belki en önemli yönlerinden birisi de bizim, manevi ve moral manada güçlü olmamız. Burada da Ahmet Yesevi’nin hikmeti, felsefesi, onun irfanı, onun birikimi bizim yolumuzu aydınlatacak nitelikte imkanlar sunuyor.”
“BUGÜN MAALESEF HAYATIMIZDA ÇOK HÜKÜM VAR AMA O KADAR DA AZ HİKMET VAR”
Bu yıl Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti bünyesinde bir dizi etkinlikler yapıldığını hatırlatan Kalın, “Bütün bunların amacı aslında Yesevi’yi hatırlamak ama onun da ötesinde Yesevi’nin mesajı üzerinden hatırlanması gerekeni hatırlamak. Arapça’da bildiğiniz gibi ‘zikir’ kelimesi hem hatırlamak hem de zikretmek anlamında. Ama hatırlamak sadece bir şeyi muhtevasından bağımsız hatırlamayı ifade etmiyor. Onun manasına nüfuz etmeyi, onun manasını idrak etmeyi, kavramayı ifade ediyor. Nitekim Ahmet Yesevi de Divan-ı Hikmeti’nde ‘Hikmet’i neden sorusuna verilen cevap olarak tanımlar. Yani bir şeyin neden yapıldığını, ne için yapıldığını, sebebini anladığımız zaman, onun hikmetini de anlamış oluruz. İşte hikmet insana verilen büyük bir nimet. Yaptığımız bir amelin, bir eylemin, bir iyiliğin neden yapıldığını kavradığımız zaman onun hikmetini de kavramış oluyoruz. Bu akıl melekesiyle yaptığımız bir şey, aklederek yaptığımız bir şey. Allah’ın bize verdiği büyük nimetlerden akıl melekesiyle neden, neyi, nasıl yaptığımızı anlamamıza imkan sağlayan bir melekedir bu. Biz yaptığımız işin hikmetini anladığımız zaman, aslında onun derin manasını, onun manevi alem içindeki yerine de kavramış oluruz. Hikmeti anlamadan hükmü uyguladığınız zaman aslında dini hükümlerin de içini boşaltmış; onların kuru, formel, soğuk birer emir-yasak haline indirgemiş olursunuz. İslam tarihinde de bunun örnekleri vardır. O yüzden Müslüman ulema, hekimler, arifler her zaman hükmün hikmeti üzerinde durmuşlardır. Bir hükmün, ‘biz niye bugün oruç tuttuk, niye şimdi iftar yaptık, neden bayramda bayram yapacağız, neden namaz kılıyoruz, neden haramdan uzak duruyoruz, neden farzları, helalleri yerine getiriyoruz?’ Bu soruların cevaplarını kavradığımız zaman hükmün hikmetine de nüfuz etmiş oluyoruz. Bugün maalesef hayatımızda çok hüküm var ama o kadar da az hikmet var. Halbuki bizim hüküm kadar hikmeti çoğaltmamız lazım, yaptığımız işin manasını kavrayacak melekeleri geliştirmemiz lazım. Burada Ahmet Yesevi’nin yolu bize bugün de ışık tutmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.