Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

34. İl Müftüleri İstişare Toplantısı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Dinin değişmez sabiteleri dışında kalan ve içtihadın mümkün olduğu alana dahil olan bazı fıkıh hükümlerini değişen şartlara göre gözden geçirmek dinde reform yapmak anlamına gelmez. Aksine bu davranış İslam’ın evrensel hakikatlerini, onların özüne dokunmadan her çağa ve topluma aktarmak ve hayata ilahi bildirimler doğrultusunda rehberlik etmektir" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 14.03.2018 16:07
Haber Güncellenme Tarihi: 14.03.2018 16:07
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Dinin değişmez sabiteleri dışında kalan ve içtihadın mümkün olduğu alana dahil olan bazı fıkıh hükümlerini değişen şartlara göre gözden geçirmek dinde reform yapmak anlamına gelmez. Aksine bu davranış İslam’ın evrensel hakikatlerini, onların özüne dokunmadan her çağa ve topluma aktarmak ve hayata ilahi bildirimler doğrultusunda rehberlik etmektir" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen 34. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nda konuştu. İslam coğrafyasının şehirlerinden acılar, hüzünler, feryatlar yükseldiğini, dünya insanının yarısının açlık ve sefaletle boğuştuğunu belirten Erbaş, 100 milyondan fazla insanın ülkesini zorunlu olarak terk edip mülteci olarak ayakta kalmaya çalıştığını kaydetti. Bugün Müslümanların en temel sorununun parçalanmışlık olduğunu, coğrafi parçalanmışlığın da zihinsel dağınıklığı beraberinde getirdiğini kaydeden Erbaş, "Dağınıklığın neticesinde gücünü ve ihtişamını kaybeden İslam coğrafyası siyasi, kültürel, iktisadi, açıdan emperyalist müdahalelere ve meydan okumalara ciddi şekilde karşı koyamamış, kendini savunamamıştır” ifadelerini kullandı.

Yaşanan acıların, küresel müdahaleler ve uluslararası faktörlerin sömürgeci politikalarıyla da ilgisinin olduğunun inkar edilemeyeceğini söyleyen Erbaş, öncelikle vahdete dair çalışmaların yapılması gerektiğine dikkat çekti.

"Bazı fıkıh hükümlerini değişen şartlara göre gözden geçirmek dinde reform yapmak anlamına gelmez"

"Hayatın, milletimizin ve dünyanın sorunlarını ancak İslam’ın bilgi, hikmet, feraset yüklü bakışıyla çözebiliriz” diyen Erbaş, "Açık bir gerçeklik olarak, İslam’ın zaman ve mekana göre değişmeyen, başta tevhid olmak üzere inanç esaslarına dair sabiteleri; varoluşa, insana, hayata, çevreye dair evrensel ilkeleri, ahlaki değerleri vardır. Bunun yanında dinin değişmez sabiteleri dışında kalan ve içtihadın mümkün olduğu alana dahil olan bazı fıkıh hükümlerini değişen şartlara göre gözden geçirmek dinde reform yapmak anlamına gelmez. Aksine bu davranış İslam’ın evrensel hakikatlerini, onların özüne dokunmadan her çağa ve topluma aktarmak ve hayata ilahi bildirimler doğrultusunda rehberlik etmektir” açıklamasında bulundu.

Bugün en önemli sorunlardan birinin din istismarı olduğunu vurgulayan Erbaş, dinin ticari kaygılar için kullanılmasının ve menfaate alet edilmesinin istismar olduğunu ifade etti.

"Din istismarı konusu güvenlik meselesine de dönüştü"

Din istismarı konusunun güvenlik meselesine de dönüştüğünü aktaran Erbaş, referansını dinden aldığını iddia ederek toplumda bozgunculuk yapan FETÖ, DEAŞ, Boko Haram gibi terör örgütlerinin Müslümanlara, birlik ve beraberliğe, geleceğe zarar verdiğini bildirdi. Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Başkanlığımız ile ilgili medyada gündeme getirilen gerçek dışı haber ve yazıların büyük kısmı yanlış bir algıya ve bilgi eksikliğine dayanıyor. Ben buradan başta bütün medya mensupları kardeşlerimiz olmak üzere Başkanlığımızla ilgili bilgi paylaşan herkesten merak ettikleri, kafalarına takılan konuları bize sorarak öğrenmelerini istirham ediyorum. Elbette eleştirilere açığız. Hatta eleştiriyi daha iyi hizmet üretme adına bir imkan olarak görüyoruz. Ancak gerekli araştırmayı yapmadan, sadece duyum ve algılar üzerinden Diyanet İşleri Başkanlığı gibi halkımızın göz bebeği bir kurum hakkında gerçeğe dayanmayan haber ve yayın yapmanın en azından milletimize karşı haksızlık, haber ve meslek ahlakına kayıtsızlık, millet varlığımıza ve geleceğimize vefasızlık, hatta İslam’ın kendisine saygısızlık olduğunu düşünüyorum.”

"Çocuk yaşta evliliği uygun görmek, hakka, hakikate ve vicdana karşı en büyük suçtur”

Kadın ve erkek arasında yaratılış gayesi, varoluş değeri ve kulluk sorumluluğu açısından hiçbir farkın olmadığını söyleyen Erbaş, kadına yönelik şiddet merkezli eylem ve söylemin rahmet ve esenlik dini olan İslam’dan referans bulmasının asla mümkün olmadığına dikkat çekti. “Aile sorumluluğunu taşıyacak çağa gelmeden, çocuk yaşta evliliği uygun görmek, hakka, hakikate ve vicdana karşı en büyük suçtur” ifadesini kullanan Erbaş, "Bugün kadına şiddet ve çocuk istismarının sebepleri üzerinde derhal bilimsel, kapsamlı ve ciddi çalışmalar yapılması ötelenemez bir sorumluluk haline gelmiştir. Başkanlığımızın bütün birimleriyle, müftüleriyle, merkez ve taşra teşkilatıyla, bütün din görevlileriyle, Kur’an kursu öğreticileriyle, birinci ve en büyük vazifesi kadına şiddet ve istismarın her türlüsüyle mücadele etmektir. Kadın onuru ve kız çocuklarının hakları ve eğitimi için çalışmaktır” açıklamasında bulundu.

Dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmelerden dolayı din hizmeti çalışmalarını gözden geçirmeye, genişletmeye, güçlendirmeye ve güncellemeye mecbur olduklarını vurgulayan Erbaş, yöneticilerin yeniliklere ve yenilenmeye her zaman açık olması gerektiğini ifade etti. Erbaş, "Gerçekleştirdiğimiz bu toplantıda Başkanlık olarak hizmet alanlarımızı yeniden gözden geçirerek hızlı, kapsamlı ve etkin bir çalışma planını hazırlayıp faaliyete geçirmek durumundayız" dedi.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.