1960 ve 1980 darbelerini gören 88 yaşındaki Yıldız: “O zamanki halk başka şimdiki halk başka”

Tokat’ta 88 yaşındaki Mustafa Yıldız, 1960 ve 1980 darbelerinde halkın karşı çıkamadığını ifade ederek, “O zamanki halk başka şimdiki halk başka. Cumhurbaşkanımız o bambaşka onda bir maneviyat kuvveti var. Onu seven, sevdiren maneviyatı” dedi.
Milleti ve iradesini hedef alan 15 Temmuz darbe girişimine tepki gösteren 88 yaşındaki Mustafa Yıldız, darbe yıllarında yaşadıklarını anlattı. Tokat’ın tarihi mekanlarından Taşhan’da hediyelik bakır eşyası satan 5 çocuğu ve 32 torunu olan Bakırcı dede lakabı ile tanınan Yıldız, 1960 darbesinin 3 yıl devam ettiğini ve Adnan Menderes’e idam kararı verildiğini hatırlatarak, “O kararı veren hakim hesap vermeyecek. Baskı altında tesir altında kalarak karar verdi. Onun kararını imzalayanlar da suçlu. Adnan Menderes ne yaptı? ‘Kur-an’ı Kerim’i, hacıları serbest etti, ezanı yeni çıkarttı.’ 1952’de dükkan açtım iş çoktu çalışabildiğin kadar iş vardı. 1960-1980 darbeleri biz esnafları mahvetti. Kenan paşa da hesap veremeyecek” diye konuştu.
"O zamanki halk başka şimdiki halk başka"
1960 ve 1980 darbelerine halkın karşı çıkamadığına dikkat çeken Yıldız, “Halk o zaman nereye karşı çıkıyor? O zamanki halk başka şimdiki halk başka. Şimdi çok şey değişti. Cumhurbaşkanımıza Allah uzun ömürler versin, cesaretini artırsın. O bambaşka. Onda bir maneviyat kuvveti var. Onu seven sevdiren o maneviyat kuvveti, maneviyata inanmış insanlar. Biz de maneviyata inanan insanların yanındayız. Daima güçlü olacağız, ümidimizi kesmeyeceğiz. Daima ümitli olun, ümidinizi kesmeyin. Müslümanı yaşatan ümittir” şeklinde konuştu.
15 Temmuz darbe girişimi gecesinde yaşadıklarını anlatan Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti: “Korku geldi içimize ama İstanbul’da Ankara’da televizyonlardan o kalabalığı görünce bunları yok ederler dedik ve yok etti. İstanbul Fatih İstanbul. İstanbul işi başardı, o çok kalabalıkla asker yanaşamadı. Askerlerin korktukları başlarına geldi. Bundan sonra darbe kolay kolay olamaz deyim de inşallah olmaz. Her paşa bu işin önünde geçemez. Bu can meselesi. O paşaya dua etsinler ki öldürmediler askerleri. Ama hapislerde çürüyecekler. Ben görmezsem siz göreceksiniz."