Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

15 Temmuz’un kahraman gazisi Mardin’de

15 Temmuz darbe girişimi gecesinde darbeci askerler tarafından vurularak gazi olan Safiye Bayat, 15 Temmuz’un imanlı kalplerin zafer kazandığı çok güzel ve tarihe yazılacak özel bir gece olduğunu kaydetti.

Haber Giriş Tarihi: 13.01.2017 18:45
Haber Güncellenme Tarihi: 13.01.2017 18:45
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/

15 Temmuz darbe girişimi gecesinde darbeci askerler tarafından vurularak gazi olan Safiye Bayat, 15 Temmuz’un imanlı kalplerin zafer kazandığı çok güzel ve tarihe yazılacak özel bir gece olduğunu kaydetti.

Yaşama Dokunanlar Platformunca, 15 Temmuz konulu program düzenlendi. Mardin Müftülüğünde düzenlenen programa, Vali Mustafa Yaman, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve 15 Temmuz gecesinde Boğaziçi Köprüsüne gelerek, darbecilere karşı direniş gösterdiği sırada vurularak gazi olan Safiye Bayat ile vatandaşlar katıldı.

Programda konuşan ve baston yardımıyla kürsüye çıkan Bayat, 15 Temmuz gecesinin asra bedel olduğunu belirterek, tankın, topun ve uçaksavarların karşısında imanlı kalplerin zafer kazandığı çok güzel ve tarihe yazılacak özel bir gece olduğunu kaydetti. Bayat, “Allah, eğer ona inanan varsa çok sever ve onu her halükarda korur. O geceyi, hayatımda dökmediğim kadar gözyaşı dökerek ve hayatımda vurulmadığım kadar vurularak yaşadım. Ben o gece büyütüldüm. Yaralandığımda büyütüldüm mesela, yaralı taşıdığımda büyütüldüm. Tanklardan açılan ateş sonucu yer titrerken korkmadım. İman varsa korkmuyorsunuz, yılmıyorsunuz, yorulmuyorsunuz. Aksine onlar korkuyor, onlar yılıyor ve yoruluyor” dedi.

“Kanlı gömlek benimle konuştu!”

Darbe gecesinden anekdotlar paylaşan Bayat, şunları anlattı:

“Ateş hattından bir yaralı çıkardık. 45-50 yaşlarındaydı. İki göğüsün ortasına kurşun isabet etmişti. Oluk oluk kan akıyordu. Hiç bağırması yoktu, gülümsüyordu. Dilinden Allah ve kelamı dökülüyordu. Ben kolundan tutuyordum ve yarasına basınç yapmak için elimi gömleğinin üstüne koyduğumda gömlek benimle konuştu. Gömlek, ‘Bana dokunma!’ diyordu. O gömlek, vücudunu sarıyordu, adeta bedeni oluyordu. Şehitlerin neden yıkanmadıklarını orada öğrendim, çünkü kanla zaten yıkanıyorlardı. Yine kitaplardan okumuşuzdur, kanlarının kokusu miske benzermiş. Ama ben o kokuyu tarif edemeyeceğim. O koku, gerçekten cennetin kokusuydu, ama inananlar bunu alabilir.”

Program konuşmaların ardından sona erdi.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.