Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gençliğin cevabı; Bize doğru yolu gösterin!

Yazının Giriş Tarihi: 11.07.2019 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.07.2019 00:01

Bugün, dünyadaki insan hakları, hak-hukuk ve adalet için unutulması gereken bir gün. Çünkü 1995 yılında Balkanlarda çıkarılan ve kardeşi kardeşe vurduran bir iç sava nedeniyle Saraybosna’da Srebrenica’da Boşnak katliamı yaşandı. 2. Dünya savaşından sonra dünyadaki en büyük soykırım olarak isimlendirilen bu olayda tam 8 bin 372 kişi hayatını kaybetti.

Hepsine Allahtan rahmet diliyorum.

Bugün yine 11 Temmuz. Bu katliamın üzerinden geçen 24 yıl sonra, Bursa’da Şehreküstü Demokrasi Meydanındaki Bosna Çeşmesi etrafında saat 17.00’da bir araya gelerek bu katliamı bir kez daha kınayıp, ölenlere rahmet dileyeceğiz. Bursa’da yaşayanları bu anma etkinliğine bekliyorum.

Dünyanın gözleri önünde meydana gelen ve insan hakları, demokrasi diye Türkiye’ye ders vermeye çabalayan pek çok devletin bu duruma seyirci kalmasını unutmamak, unutturmamak gerekiyor.

Dün, sizlerle Bursa Sağlık Müdürlüğü’nün lise çağındaki gençler arasında yaptığı teknolojik bağımlılıkla ilgili çalışmayı ve detaylarını paylaşmıştım. Bu konuyla ilgili pek çok olumlu veya olumsuz görüş bildirenler oldu. Diş Hekimi arkadaşım Sefa Özsevim ise sosyal medya ortamında oldukça çok gezen bir yazıyı alıp gönderdi. Okuyunca anladım ki, bu yazıyı kaleme alan gencimizi tebrik etmek gerekiyor. Ve, bu yazıyı benimde gazetedeki yazılarımı takip eden siz değerli okurlarımın okuması gerekiyor.

Konu, böylesine ince ayrıntılarla anlaşılır bir dille bu kadar kolay anlatılabilir. Gençlik, ilgi bekliyor. Destek bekliyor. En önemlisi gençlik, ülke ve devlet meseleleriyle, ekonomik ve sosyal alandaki dünyadaki gelişmelerle haberdar olup, doğru yolun kendilerine gösterilmesini bekliyor.

Boşlukta kalanlar ise sosyal medyada boş vakit geçirip, Geyik muhabbeti ile yetiniyorlar.

MUHTEŞEM BİR YAZI........

Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum.

Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim.

Madem bu ülkede yaşayan insanları gençler ve yetişkinler olarak ikiye ayırdınız, ben de siz yetişkinlere bazı sorular sormak istiyorum.

Bir köşe yazarı olarak gençlerin nereye gittiğinden çok, yetişkinlerin nerede durduğuyla ilgilenmeniz gerekmiyor mu?

Ülkenin başını belaya sokan olayların başaktörleri genelde gençler mi, yoksa yetişkinler mi?

Bu ülkede yüz binlerce öğrenci tek bir soru fazla yapabilmek için dirsek çürütürken, birileri sınav sorularını ve sorularla birlikte gençlerin hayallerini çaldı ve geleceğimizi çürüttü. Bu soruları çalanlar lise öğrencileri miydi?

15 Temmuzu planlayanlar kaçıncı sınıfa gidiyordu?

Milletin yüzüne baka baka yalan söyleyen siyasetçiler hangi üniversitede okuyor?

Sanatçı kimliğiyle her türlü ahlaksızlığı yapanlar ergen mi?

Din adamı sıfatıyla ekranlara çıkıp inancıma ve değerlerime küfredenler kaç yaşında?

Sinemada 7 yaş üstüne uygun olarak işaretlenmiş filmde bel üstüne çıkamayan yapımcılar kaç doğumlu?

Lütfen artık gençliğe laf söylemeyi bırakın da yetişkinlere bakın ve “Sizler bu ülkenin geleceğisiniz!” gibi klişe sloganlardan vazgeçin.

Çünkü sizler bu ülkenin büyüğümsünüz. Siz yaşadığınız günü bile kurtaramazken, yarınları kurtarma işini niçin bize ihale ediyorsunuz?

Kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı, çarpık ilişkilerle dolu dizilere reyting rekoru kırdıran sizlersiniz. Kan damlayan, şiddet kusan senaryoları siz yazdırıyorsunuz.

Evlilik gibi kutsal bir müesseseyi, evlilik programlarında virane bir gecekonduya dönüştüren yine sizsiniz.

Youtube fenomenlerini seyrediyoruz diye ağlaşıyorsunuz. Ama o fenomenlere film çektirip parayı götüren sizlersiniz.

Siz,  gece kulüplerinde kavga eden futbolcuları el üstünde tutarken, okul koridorlarında kavga eden öğrencileri disipline gönderemezsiniz.

Bir yandan her türlü rezilliği özgürlük olarak sunan, cinsiyetsiz bir toplum özlemiyle yanıp tutuşan yazarların kitaplarını okurken, bir yandan ailenin öneminden bahsedemezsiniz.

Yetişkinler para hırsıyla sürekli inşaat yaparak şehri betona boğarken, gençlerden geleceği inşa etmelerini bekleyemezsiniz.

Alttan bir sürü dersiniz var, bize üst perdeden ahlak dersi veriyorsunuz!

Size bir şey söyleyeyim mi? Yeni nesil pırıl pırıl. Hiçbir sıkıntı yok. Asıl sıkıntı, yeni nesle eski nesilleri unutturan yetişkinlerde.

Son iki yılda kaç tane Türk filmi çekilmiş ve geçmişimizi anlatıyor. Kitapçıların çok satanlar rafındaki kitaplardan kaç tanesi gençlere ecdadını sevdirmek için yazılmış acaba?

Siz dedelerinizin emanetine sahip çıksaydınız, biz de yarınları emanet olarak kabul ederdik belki. Ama şu durumda hiç emanet alacak durumumuz yok! Kusura bakmayın!

Geçmişini unutturduğunuz bir nesle, gelecekten ödev veremezsiniz!

Bu yüzden aranızda, “Yeni nesil şöyle, yeni nesil böyle!” diye konuşup durmayı bırakın!

“Senin yaşında Fatih İstanbul’u fethetmişti!” diyerek demagoji de yapmayın! Evet, 21 yaşındayım. Ama Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta değilim.

Çünkü,  benim babam II. Murad değil, hocam da Akşemseddin değil.

Zaten İstanbul da artık Fatih’in fethettiği İstanbul değil.

Kalın sağlıcakla...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.