Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Garip Aşısı

Yazının Giriş Tarihi: 25.10.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.10.2020 00:01

Her zaman derim;

Biz Türkler dünyanın en mazlum milletiyizdir.

O yüzden türkülerimiz çoğunlukla garipliğimiz üzerine yakılmıştır.

Bu elbette eziklik anlamında değil tabi ama aleyhimize tezahür eden nice meseleyi de sinemize çekip kabullendiğimiz de ciddi bir gerçeğimizdir.

Öyle aman şu düzelsin, bu artık bitsin diye de kimselere dayatmamız olmaz verilenle yetinmekte hamurumuzda vardır. 

Koşullar ne ise onlara uyum sağlamak için yıllarımızı verir ömürlerimizi tüketiriz ,en sonunda da o kuşolları evlatlarımıza miras bırakır göçer gideriz bu dünyadan.

Birbirimizle konuşmayı bile dertleşmek diye adlandırırız.

Sanırım dert sözcüğü ile ilgili atasözü olan en çok millette yine bizizdir.

Garibanlık deyimi de ona keza belki de sadece bizim dilimize özgü bir sözcüktür.

Ancak bu deyimi maddi yoksulluktan ziyade masumluk anlamında kullanırız.

Garip denilince hepimizin içi bir başka cız eder de, bir türlü üstesinden gelemeyiz.

Küçük bir azınlığın dışında ekonominden eğitime siyasetten gelir dağılıma kadar yaşadığımız ne varsa bu garibanlığımızın neticesidir.

Yönetimde kim olur olsun bu halimiz hiç değişmez.

Ben kendimi bildim bileli ‘’Ne olacak bu vatandaşın hali’’ sorusunun değişmediği gibi.

Her türlü hatalı girişimin faturasını mutlak surette biz öderiz.

Kemer sıkılacaksa biz sıkarız, bütçe açığı kapanacaksa biz kapatırız, sabredilecekse biz sabrederiz, hastalanılacaksa biz hastalanır ölünecekse yine biz ölürüz.

Tüm politikacıların gözlerinde çok çok mühimizdir de nedense bir türlü o mühimliğimizin  farkına varamayız.

Şöyle tereyağından kıl çeker gibi kolaylıkla çözülebilecek en dandik meselelerimizin içinden çıkılmaz bir hal alması işten bile değildir.

Kısacası sürekli bir teyakkuz halinde söke söke yaşarız hayatlarımızı.

Her an çıkacak bir sürprize öyle alışığızdır ki, bizi yormadan sonuca ulaşan bir işimiz olduğunda, sevinçle şaşkınlık arasındaki o incecik telde kendi kendimize halay çekeriz.

Diğerlerini halledip dolaba kaldırmışız gibi bir de grip aşısı sıkıntımız var artık.

Şimdi de,

Kaç doz ithal edilmiş, aslında kaç doz ithal edilmeliymiş, ithalat neden zamanında yapılmamış, risk guruplarını kimler oluşturuyor kimler risksiz sayılıyormuş, risk altında olanlar neden üstünde sayılıyormuş, aşılar eczahanelere gelmişler mi, gelmişlerse kaçar tane gelmişler, aşı olmak için iki ay önceden adlarını yazdıranların dahil oldukları listeler hala geçerli miymiş en önemlisi de puanımız aşı olmaya yetecek miymiş..?

Sorularının yanıtlarını bulup, grip aşısı olmaya çalışacağız.

Son tahlilde olanımız olacak, kalanımız ‘aman şu korona varken bari grip olmayalım’ diye dua edecek.

Grip aşısı da çaresiz garip aşısı olup çıkacak…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.