Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

GAP çevresi satılıyor mu?

Yazının Giriş Tarihi: 30.09.2019 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.09.2019 00:01

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) deyince aklımıza hemen Süleyman Demirel gelir, Bir Urfa gezisinde çamurlu suyu kovasına dolduran yaşlı kadını görünce yanına yaklaşıp ''teyze ne yapacaksın o suyu?'' diye sorar, yaşlı kadın başını kaldırıp ''eve götürüp süzeceğim sonra da çocuklara yemek yapacağım'' der. Bir köy çocuğu olan Demirel üzülür ve yanında bulunan Mehmet Gölhan'a bölge hakkında geniş kapsamlı bir çalışma yapıp acilen kendisine getirmesini ister. İşte GAP projesinin doğuşu böyle olur, dünyanın en büyük projelerinden biri olan GAP nedir ve ne durumda dır?

Dünyadaki örnekleriyle karşılaştırıldığında kapladığı coğrafi alan, fiziksel büyüklükleri ve hedefleri açısından iddialı bir projedir. GAP, ülkemizin göre az gelişmiş bölgelerinden birisi olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki 9 ilde (Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak) uygulanmakta olan, çok sektörlü entegre bir bölgesel kalkınma projesidir. Entegre niteliğiyle Proje, sadece barajlar, hidro-elektrik santralleri, sulama yapıları gibi fiziksel yatırımlarla sınırlı kalmayıp, bunların yanında ve birbiriyle eşgüdüm içinde tarımsal gelişme, sanayi, kentsel ve kırsal altyapı, haberleşme, eğitim, sağlık, kültür, turizm ve diğer sosyal hizmetler gibi sosyo-ekonomik sektörlerin geliştirilmesine yönelik yatırım ve etkinlikleri de içermektedir. GAP giderek önem kazanan bölgelerarası eşitsizliklerin giderilmesini hedefleyen devletin genel politikası çerçevesinde kendi hedeflerini oluşturmuştur. GAP, az gelişmiş bölgelerdeki kalkınma potansiyelinin ortaya çıkarılmasının kendi başına ekonomik büyüme, toplumsal istikrar ve ihracatın teşviki gibi ulusal hedeflere katkıda bulunacağına ilişkin devlet politikası ile örtüşmektedir. Nitekim GAP kalkınma hedefleri incelendiğinde, bu gerçek açıkça ortaya çıkmaktadır.

Yahudiler yıllardır,  Mezopotamya, yeni ismiyle GAP Bölgesi olarak bilinen bölge üzerinde hak sahibi olduklarını söyler ve bölgeyi kendileri için kutsal beldeler olarak kabul ederler. Bu nedenle Yahudilerin gözü daima burada olmuştur. Tarih boyunca bu hayallerini gerçekleştirmek adına her türlü kirli oyun ve planlar yapmışlardır. Bu planların en büyüğü herkes tarafından bilinen Büyük Ortadoğu Projesidir. Proje kapsamında Şanlıurfa da bu önemli yerlerden birisidir. Büyük Ortadoğu Projesini hayata geçirmek için Yahudi lobilerinin Urfa Harran bölgesinden ciddi manada arazi alımları yaptıkları yıllardır hep konuşuldu.

90’lı yılardan bu yana tarımsal işbirliği adı altında birçok Israilli uzmanın bölgeyi sık sık ziyaret ederek buralardan arazi aldıklarını biliyoruz. Ayrıca, 1993 yılında 20 kişilik Israilli bir gurubun GAP Bölgesine ziyaret amaçlı geldikleri ve her türlü gelişmelere açık olduklarını, israil Tarım Bakanlığından GAP’ın ön fizibilite çalışmaları için 300 bin dolar civarında paranın tahsis edildiğini bölgedeki yetkililer de biliyor. 1995 yılından itibaren Israilli finans şirketleri GAP’a kredi sağlama yarışına girerken, Israil'li zirai firmaları bölgede incelemelerde bulunmaya başladı. Ağustos 1996’da Israil Tarım Bakanlığı, GAP bölgesinden arazi alımı için başvuruda bulundu. Fakat kabul edilmedi. 1994 Ekim ayında bir programa konuk olan Türkiye Musevi Cemaati temsilcisinin önde gelen isimlerinden Nesim Levi, Türkiye’den Israil’e göç etmiş Yahudi ailelerinden bir kısmının Türkiye’ye geri dönerek Urfa bölgesine yerleşmekte olduklarını belirtmişti. Bu haber çok kısa bir süre sonra doğrulanmıştı. GAP bölgesine sistematik biçimde Yahudi nüfusu yerleştiriliyordu.

1997 – 1998 yıllarında, Necati Özfatura’nın bu konu ile ilgili dönemin Ecevit Hükümetine yönelik bir sorusu vardı. Bu soru, “GAP Bölgesinde Yahudilere satılan arazilerin ne kadar olduğu ve bu satışın ne şekilde olduğu” konusunda idi. Bu soruya cevap veren Çevre ve Orman Bakanı; “Israil’le tarımı geliştirme üzerine çiftlikler kurmak suretiyle anlaşma yapıldı“ açıklaması ile gerçeği itiraf etti.

Urfa’daki bazı muhtelif bankalar aracılığıyla çiftçilere arazi ipotek etme karşılığında bedelinden daha yüksek miktarlarda krediler verilmektedir. Bu borcun altına giren ve ödeyemeyen çiftçinin arazisini ya direk ya da ihale ile alacağına karşılık, kendi aracılarından birinin adına tapuyu aldıkları iddia edilmektedir. Ve bu bankaların yabancı sermaye sahibi olan Yahudilerin elinde olması manidardır.

Paravan şirketler aracılığıyla Urfa’da bedelinden fazla para vermek suretiyle arazi alımları yaptıkları ve bu iş takibinin mali müşavirlik bürosu adıyla birilerinin üstlendiği iddia edilmişti. Yahudilerin GAP bölgesinden arazi alımlarıyla ilgili 90’lı yıllardan beri halk tarafından, kimi resmi makamlar tarafından ve hükümet yetkilileri tarafından gündeme getirilmiştir. Ama hiçbir zaman Devlet kurumları olsun, hükümet yetkilileri olsun bu iddialarla ilgili ne tatmin edici bir açıklama yaptılar ne de bir araştırma komisyonu kuruldu. Buna yeltenenler de bir şekilde susturuldu. Bu ciddi iddialar Urfa halkını rahatsız etmektedir. Bunca iddia ve rahatsızlık karşısında yetkililere düşen; bir komisyon kurarak bu iddiaları araştırmaktır. Bu komisyonda ortaya çıkan sonuç kamuoyu ile paylaşılmalı ve Yahudilerin GAP Bölgesinde ne kadar arazi aldıkları, bu arazileri hangi şekillerde veya hangi kanallarla aldıkları ve taşeron şirketlerin isimleri deşifre edilmelidir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.