Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Fitne Karşısında Ne Yapmalı?

Yazının Giriş Tarihi: 25.01.2019 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.01.2019 00:04

Bugün İslam aleminin kargaşa, kaos, zulüm, savaş ve katliamlara maruz kalmasının altında fitne yatmakta, bana ne anlayışıyla hareket edilerek sorumluk bilincinin unutulmasıyla bir adım ötede ki tehlikeler dahi görülmemekte.  Öyle ki her Müslüman topluluk ve cemaat, mezhep kendini haklı görüyor, diğer Müslüman kardeşleriyle mücadele etmeyi cihat olarak algılıyor. Ölen Allahü Ekber diye ölürken öldürende Allahü Ekber diye öldürüyor. Bugün yangın büyük, içerisinde evlatlarımız yanıyor, mazlumlar ölüyor, kardeşlerimiz katlediliyor. Ailece mutlu değiliz, toplum olarak sıkıntılar yaşıyoruz, ümmet olarak fitne ateşi bizi yakıp kavuruyor.  Eviniz yanarken sen başı açıksın su taşıma, sen şu mezheptensin, şu cemaattensin bize yardım etme, senin meşrebin, milletin, milliyetin, rengin, ırkın farklı yanan evi söndürmek için su taşıma dememiz mümkün mü? Aciliyetin farkında olup herkes üzerine düşeni yapmak mecburiyetindedir. Aynı gemideyiz dalgalarla gemimiz alabora olmakta, gemi su alıyor, buna rağmen birileri çıkıp gemiden yontarak, testereyle keserek ufak sandallarla sahile çıkmaya uğraşıyor. Peygamber efendimiz bu durumdaki insanın nasıl davranması gerektiğini yine gemi misaliyle şöyle anlatıyor.

"Allah’ın hududun giren meseleleri takip edenle yasakları işleyen kimsenin durumları, bir gemiye binip de kura çekmeleri neticesinde bir kısmı geminin üst katında, bir kısmı da zemin katına yerleşen yolculara benzer. Alt katta oturanlar su ihtiyaçlarını giderirken üsttekilerin yanından geçip onları rahatsız ediyorlardı. Bu yüzden zemin katta bulunanlar “biz geminin tabanını delelim oradan suyumuzu alalım üst katta bulunanlara eziyet etmeyelim" derler.  Şayet onların ellerinden tutulup bunu yapmalarına izin verilmese geminin içindekilerin hepsi kurtulur. Şayet onların, böyle bir hareketine müsaade edilir ve kendi hallerine bırakılırsa hepsi birden boğulur."(Buhari)

Müslümanlar olarak böyle ortamlarda herkesin kendi çapında yapması gereken mutlaka bir şeyleri vardır. Aksi taktirde bu gemi batarsa herkes boğulur.  Öyleyse teferruatla uğraşmanın ne zamanı nede yeridir. İlk önce geminin su alan tarafını kapatmalı, İslam aleminde akan kanı durdurmalı, yanan ateşi söndürmeliyiz.  Sonra kuran ve sünnetin gösterdiği yolda aramızdaki meseleleri hal yoluna sokmaya gayret etmeliyiz.  İnandığımız Allah bir, Peygamber bir, aynı kitabı kabul etmişiz, kıblemiz bir. Aynı yere yolculuk yapıyoruz, rotamız bir. Daha ne olsun o kadar birlerimiz söz konusu ki bir araya gelmemize değil, gelmememize sebep olacak hiçbir şey yok. 

Biz birbirimizin dostluğunu ve kardeşliğini kabul etmediğimiz, böyle bir ünsiyet bağıyla birbirimize kenetlenmediğimiz müddetçe asıl düşmanlarımızın eline koz vermiş oluruz. Halbuki" kafir olanlar birbirlerinin dostudur."  İstesek de bizi sevmezler istemesekte. Siyonist haçlı zihniyeti, Yahudi ve Hristiyanlar bugün İslam alemini kan gölüne döndürmüş durumda. Halbuki kuran onlara karşı uyanık olmamızı onların dinine girmedikten sonra bizi sevmeyeceklerini bildirerek bizi uyarmıştı.  Biz müminler olarak ise kafirlere karşı şiddetli kendi aramızda ise daha anlayışlı, şefkat ve merhametli olmamız emredilmiştir.  

Başarı insanın iç dünyasında saklıdır. Kendi özünde güç elde edememiş, kendi değerlerini inşa edememiş, iç meselelerini halledememiş milletler başkalarına yem olurlar.  Kendi haklılıklarını savunamamış insanlar başka milletler karşısında haklı olduklarını kimseye ispat edemezler. Kendi bünyelerinde maraz taşıyanların başka bünyelerdeki virüse müdahale etme hususunda da etkili olmaları mümkün olmaz.

Selam ve dua ile…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.