Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

FETÖ ile mücadele

Yazının Giriş Tarihi: 19.08.2016 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.08.2016 00:05

Bu günlerde her yazıma çok şükür diye başlıyorum. Az bile yapıyorum çünkü bu ülke öyle bir tehlike atlattı ki, ne kadar şükretsek azdır. Her geçen gün yeni detayların ortaya çıktığı o hain darbe girişimi eğer engellenemeseydi neler yaşayacağımıza dair inanılmaz bilgiler ortaya çıkıyor. Eğer hainler başarsaydı ülkemiz en az yüz yıl kaybedecekti. O yüzden, sokaklara çıkıp kahramanca direnen halkımızdan, insanüstü bir çaba gösteren polisimizden ve bu kalkışmanın çok daha kuvvetli ve başarılı olmasını engelleyen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerçek mensuplarından Allah bin kere razı olsun.

 

Mücadele ne durumda?

Memleketin başına tekrar yeni belalar açamasınlar diye FETÖ ile etkin bir mücadele yürütülüyor ya da en azından görüntü öyle. Her gün yeni operasyonlar yapılıyor, yüzlerce kişi sorguya alınıyor, bazıları tutuklanıyor, bazıları tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor, bazıları da suçsuz bulunarak beraat ediyor.

Şüphesiz ki, her yapılan operasyonun detaylarına hakim değiliz ve dosyalarda neler var bilmiyoruz. Dolayısıyla yapılan işin doğru ya da yanlış olduğuna dair bir fikir beyan edemiyoruz lakin yanlış gördüğümüz şeyler de var. En azından yapılmayan işleri görebiliyoruz. Mesela işin siyaset ayağı hep havada kaldı. Hiç bir partide doğru düzgün FETÖ ayıklaması yapılmadı. 

 

FETÖ'den arınmış parti var mı?

Maalesef yok. Oranları değişse de bütün partilerde FETÖ elemanlarının olduğunu düşünüyorum. Devletin her kademesine sızmış bu örgütün siyasi partilere de nüfuz etmemiş olması mümkün değil. Hal böyleyken hiç bir partide temizlik yapılmadı.

Hal böyle olunca insanın içi rahat etmiyor. Bugün yapılan operasyonları kim yürütüyor? İşin başında öncelikle siyasi irade var. İlgili devlet kurumlarına yetki ve görev dağılımını siyasi irade yapıyor. Görevden alınan isimlerin yerine yeni devlet görevlilerini siyasi irade atıyor ve şüphesiz burada da parti içindeki egemenlerin bir rolü oluyor.

Merkezdeki ve illerdeki operasyonlarda siyasi iradenin oynadığı rol yadsınamaz. Elbette ki, işi devletin adli ve kolluk kuvvetleri uyguluyor ama tek başına onlar uyguluyor denmesi de doğru değil. Öyle olsa yıllardır bilinen bu yapıya karşı siyasi inisiyatif ortaya konulmadan neden ciddi operasyonlar yapılamadığı sorusu havada kalır.

Sonuç olarak bu karar vericilerin arasında veya bu karar vericilere bilgi sağlayan teşkilatlarda herhangi bir FETÖ temizliği yapılmadan içim rahat etmiyor. Bugüne kadar gizlenerek teşkilatlarda görev alan FETÖ mensuplarının gerçek vatanseverlere kumpas kurma ihtimalini düşünmek bile istemiyorum. O yüzden hiç vakit kaybetmeden öncelikle siyasi partilerdeki gizli veya açık FETÖ mensupları tespit edilip temizlenmeli. Yoksa bu operasyonların sonuçlarıyla da ayrıca uğraşmak zorunda kalabiliriz.

 

Batı yine boş durmuyor

İster üst akıl deyin, ister emperyalist güçler deyin fark etmez ama ben 'batı medeniyeti' diyorum. Genel olarak; ABD, AB ve İsrail'i kapsayan bu tanımlamaya yerine göre Rusya ve Çin'i de dahil ediyorum. O yüzden bu tabiri daha doğru buluyorum. Bugün için başımıza örülen çoraplarda her ne kadar ABD, İsrail ve AB ön planda olsa da, yarın olası bir konjonktür değişiminde Rusya ve Çin'de benzer yöntemleri kullanmaktan çekinmeyecektir. Belki daha genel bir ifadeyle bu mücadele hak ile batılın savaşı olarak da tanımlanabilir.

Her ne kadar FETÖ'nün kolu kanadı kırıldıysa da, batı medeniyeti hiç durmadan yerine PKK'yı hızlıca sahaya sürdü. Her gün yeni bombalar patlıyor. Bizim yeniden diz çökmemizi istiyorlar ve biz diz çökene kadar da durmayacaklar.

Belki siyasi irade ya da devlet aklı yeterince güçlenmeden ayağa kalkmaya çalışmakla suçlanabilir. Bu eleştirinin haklılık payı da olabilir. 'Türkiye belki bir 10 yıl sonra milli ve bölgesel politikalara geçmeliydi' fikri de doğru olabilir ama artık olan oldu. Bu taarruz ya da yeni haçlı seferleri başladı ve 3-4 yıldır sürüyor. Şimdi bize düşen ise, bunca yıllık devlet geleneğini ve aklını kullanarak savunma durumundan taarruz durumuna geçmektir. Onun ilk şartı da, vakit kaybetmeden içerideki hainleri temizlemektir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.