Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Fethetme kültürü çok güçlü

Yazının Giriş Tarihi: 18.09.2014 01:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.09.2014 01:23


 

Dünyaya barış dini olarak anlatılan İslam, 1400 yıl önceki halinden hızla uzaklaştırılıyor. Öldürmeler, boğaz kesmeler, bombalamalar, işgaller…  Kadını eve kapatan uygulamalar, çağın dışında kalan ülkeler, teknoloji üretemeyen insanlar, çok çocuk doğumu…  Otomobil kullanması yasak olan, okutulmayan genç kızlar… Cennete dair ‘100 kadın verilecek’ uydurmaları, halifelik tartışmaları, abartılı zikir ayinleri, camilerin sadece namaz kılmak için sadece 10-15 dakikalığına açılıp kapanması… Sürekli ikinci hatta üçüncü sınıf yaşam standartları…  Sıkılan her kurşunun nefreti artırdığını anlamayan inananlar…

Bugün Müslüman dünyaya özellikle Ortadoğu’ya baktığımızda yıkıcı bir çatışma halini görüyoruz. Suriye ve Irak bataklığında çırpınan binlerce mücahit! Sünni-Şii gerilimi tavan yapmış durumda… Selefiler başta Şiiler ve Sufiler olmak üzere hemen herkese düşmanlık besliyor. Mısır’daki İhvan örgütünün üst düzey yöneticileri kaybettiklerini anlayınca Türkiye’nin ‘misafiri’ olmaya başladılar bile. Hatırlayın Sisi darbesinin en büyük sponsoru Selefi Suudi Arabistan’dı. Başardılar ve İhvan şimdilik yeraltına indi… Pakistan, Afganistan, Uygur Türkleri hep karışık ortamların esiri… Birbirleriyle kanlı çatışmalar yürüten grupların ne istedikleri de açık değil. Kim kiminle müttefik, kim kiminle ittifak halinde açık değil.

Türkiye ise Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarına yardım ve yataklık etmekle suçlanır oldu. 2 milyon Suriyeli ve Iraklı topraklarımızın hemen her yerinde yerleşmiş durumda. İç karışıklık yarattıkları iller bile oldu. Türk halkıyla anlaşmazlıklara düştüler… Günlük 10-20 liraya işçilik yapmaya hazırlar. Yezidilerin durumu içler acısı…

Türkiye olarak kuşkusuz daha iyi durumdayız. Fakat bizde de “Müslümanlar niçin çatışıyor?” sorusunu akla getirecek siyasi bir kavga tüm hızıyla devam ediyor. “iktidar ile cemaat savaşı” hüzünlü bir hal aldı.

İş dünyası, bürokrasi, okullar, yurtlar, bankalar, emniyet, TSK ve Türkçe Olimpiyatları gibi bir döneme damga vuran hemen herkes ve her kurumda inanılmaz bir savaş var. Görevden el çektirmeler, atamalar, mitinglerdeki “aman o okullara, kurslara çocuklarınızı göndermeyin” telkinleri, Bank Asya için çıkan haberler, yorumlar hep cephe kazanmak için.

Gazetelerde, televizyon programlarında, haberlerde sıkça sorulan soruların başında “bizi kim çatıştırıyor?” var. Gerçekten “onları kim çatıştırıyor?” 10 yıl kadar her şey yolundaydı. Hatta “Ne istediniz de yapmadık?” sorusu bizzat Başbakanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan tarafından dile getirildi… Cemaatin lideri konumundaki Fethullah Gülen için “gel, ülkene hizmet et” nidaları atıldı… Kim çatıştırıyorsa büyük iş başardı bence.

Hep ötekileri suçlamayı şiar edinmiş güruh, bir anda ne yapacağını şaşırdı. Gazeteleri, televizyon kanalları, bakan ve müsteşarları, genel müdürleri, savcıları ve adalet sisteminin çeşitli kademelerindeki görevliler, gizli ya da açıktan “taraf” oldu. Attıkları manşetlerle gündem belirleyen anlı şanlı gazetecilere rastladık. Kaleminden kan damlayan, hedef gösteren gazeteler… Hele bir Silivri var sormayın gitsin…

Müslümanlarda var olan ‘fetih kültürü’ çok ama çok güçlü. Tarihi anlatımlarda daha çocuk yaşta ‘fethetme, bir yeri ele geçirme’ dersleri aldık hepimiz. Halk ne yerdi, nasıl yaşardı, ne üretir ne satardı’ soruları yerine; liderin peşinde coğrafya değiştiren kocaman bir tarihten dem vuruldu yıllarca… Formatımız atıldığından buyana hemen hepimiz birer cengaver olarak büyüdük. İşte bu kültür bugün devleti ele geçirme operasyonlarının da başlangıcı aslında. Oysa daha pasaport alırken çektireceğiniz fotoğrafı bile standart hale getiren bir batı var karşımızda. Yıllarca sömürdüğü ülkelerden elde ettiği zenginliğin üzerinde oturan batı… Bize ve bizden daha doğuda olanlara gözünü diken batı… Tüm çatışmalarda aradığımız batı bugün içişlerimizde dahi söz sahibi ve bizler olan bitenlere hep kendi penceremizden bakıyoruz.

Birey yerine grup aidiyeti ve biat kültürü yaygınlaştıkça Türkiye sorunlarını sadece erteleme yoluna gidecektir. Çünkü alıştığı, yaşadığı ve içselleştirdiği kültür bunu emrediyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.