Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Felsefesi mi..?

Yazının Giriş Tarihi: 20.11.2019 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.11.2019 00:01

Dün bir arkadaşım,Fark Yaratanlar’ın ana felsefesini sordu bana.

Ben de ona Fark Yaratanlar projesinin doğumu saydığım 2014 te yazdığım bir makalemi   gönderdim.

İyi mi ettim bilmiyorum;

Bir de siz bakıverin…

BAKİ KALAN GÖK KUBBEDE BİR HOŞ SEDA

‘’Bir ter boşanır önce,sonra yutkunuruz;

Ellerimiz titremeye başlar,gözümüz görmez olur çevreyi ve patlarız tüm sıkıntılarımız ve yenilmişliklerimizle ambalajlanmış öfkelerimizle.

Sonu hiç önemli değildir artık,nerde duracaksa duracaktır ağzımızdan çıkanlar.

Kontrol da kesinlikle bizde değildir,ok yayı çoktan terk etmiştir ki çoğunlukla saplandığı yer aslında kendi yüreklerimizdir.
İşte,evde,yolda akla gelen her yerde yakalanmak işten bile değildir bu nöbete.

İlginçtir ki her defasında da sadece biz haklıyızdır.

Dünyayı dümdüz etmiş,alıp egolarımızı tam ortasına koymuşuzdur.Kimse önemli değildir;sadece biz ve haklılığımız vardır somut olan.

Duymayız,görmeyiz,aldırmayız.

Sevdiğimizin neden sevdiğimiz olduğunu unuturuz kırarken, geçmişi yok bile saymayız.

Karşımızdakini hırpaladıkça hırpalarken kim bilir hangi bozgunlarımızdan intikam alırız.Hoyratlıkla yakasına yapışır,aman dilemesinden bile korkarak yüklendikçe yükleniriz.
Her zaman biz biliriz.

Çoğunlukla bilmediğimizi de biliriz de kendimize itiraf edemeyiz.

Hayat bir arenadır, bizden başkalarına tahammül edemediğimiz.

Galdyatör sanırız kendimizi,hayali yırtıcılarla dövüşür,gittikçe dövüştüğümüz yırtıcılara dönüştüğümüzden bi haber kalırız.

Küçücük hesaplarımıza kurban ederiz çok bilinmeyenli denklemleri.

Hırsımız mantığımızı rehin alıp,duygularımızı fidye olarak vermemizi bekler.
Ağlarız,küseriz,içimizde ki sıkıntı ormanında saklanırız.

Çoğunlukla da kayboluruz.

Başarıyı başartmamakta arayıp,başkalarının yaşadığı yenilgileri kendi zaferimiz sayarız.

Takdir etmeyi,yüreklendirmeyi,yol gösterip yol açmayı zayıflık görür,kendimizi çözümün değil sorunun parçası olmaya mahkum ederiz.

Okumadığımız bir şiirin,bilmediğimiz şairini ararız sıklıkla.Bulamayız.
Öneriyi dayatma ile eş anlamlı tutarız;

Akıl almayı ya da sormayı eksikliğimizin deşifresi olarak görür,defalarca aynı suda yıkanmaya çalışarak temizlendik sanırız.

Ne kendimizle kavgamız biter,ne çevremizle.

Yorgun düşeriz çoğu zaman,dinlemeye vaktimiz kalmaz.Yaşlanırız.
Oysa…
Ne Yaşam arenadır ne de dünya dümdüz.Biraz empati ,biraz hoş görü ,biraz farkındalık,sıkışıp kaldığımız kapanlarımızı açacak altın anahtardır.

Bu anahtarı boynumuza astığımızda ve gerektiği her anda kullanmaktan çekinmediğimizde açılan her kilidin ardında ki sinerji iç dünyamızı ışıtacak yansımaları taşıyacaktır ruhlarımıza. 
Ben bilirimin yükünden kurtulmak için çaba harcadığımız da başkaların da bildikleri olduğunu görmemiz içimizdeki fırtınaların verdiği zararı tam olarak önleyemese bile en aza indirecektir.

Yargılamayı bırakıp,ortak akılı hedeflediğimiz andan itibaren önyargılarımızın mantığımıza koyduğu ipoteği kaldırmak gerçek zaferimiz olacaktır.

Birbirimizi anlamaya çalışmak, anlayabilmenin ön koşulu.

Aslında buna zorunluyuz da, kalabalıklar içindeki yalnızlığımızdan başka nasıl kurtulabiliriz ki?
 İnsan hayat ile haşır neşir olurken o kadar şaşacak hadise tezahür eder ki en olgun olduğunu düşündüğü evrelerde bile bir sürü şaşkınlık yaşar.

Sonucunun hiç sapma olmadan tahmin ettiğini sandığı olayların gidişatı bir anda değişiverir; kalakalır.

Bazen ailesinde ,bazen işinde,bazen çevresinde, bazen işindeki bir gelişme nedeni ile değişen hayat çizgisi dumura uğratır insanı.

 Aynı hataları yapıp farklı sonuçlar bekleyen hayat kumarbazı durumuna düşmek işten bile olmayabilir.
Ez cümle;

Hepimizin hepimize ihtiyacı olduğunu kabullenmek ve ona göre davranmak zorundayız.

Nitelik olarak birbirimizden üstün ayrılıklarımızın olması doğal.

Ancak nicelik bakımından durum farklı.

Hayat ona ne tarafından bakarsak öyle görünür gözümüze.

Belki çok klişe olacak ama doğru;hepimiz aynı gemide yolculuk ediyoruz.

Önemli olan rotada anlaşabilmek.

Tahsilimiz,edinimlerimiz,kişiliklerimiz,algılarımız,eşiklerimiz farklı olsa da ortak paydamız insanlığımız.

Bunu kaybedersek,kazandıklarımız yok hükmündedir.

Yaşarken farkına varmazsak,ölüm zaten eşitleyecek hepimizi.’’
***

Biliyorum yukarıda ki satırlar da Fark Yaratanların felsefesini ‘şudur’ diye açıklayabilecek tek bir cümle bile yok.

Kim bilir belki de yazının başlığına saklanmıştır o  felsefe;

Baki Kalan Gök Kubbe de Bir Hoş Seda…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.