Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Fay hatları ve imar planları

Yazının Giriş Tarihi: 02.09.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.09.2020 00:00

Her deprem olduğunda gündeme fay hatları üzerine yüksek katlı binaların yapıldığına dair iddialar geliyor. Pek çok uzman, imar planlarında fay hatlarının işlenmemiş olması nedeniyle ülkemizin, aralarında Bursa’nın da bulunduğu 18 kentin büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzu anlatıyor.

Özellikle, Bursa yerel yönetimler ve Akademik odalar arasında fay hattı nedeniyle bazen uzun süren tartışmaların yaşandığına şahit oluyoruz. Belediyelerin bu konularda etkisi ve yetkisi olmasına rağmen, fay hatlarını imar planlarına işlemedikleri yönündeki iddiaların ise ardı arkası kesilecek gibi değil. Her depremde bizler bu konuları dinlemekle artık uzman kadar bilgi sahibi olduk.

Deprem oluyor. İnsanlarımız enkaz altında kalıp ölüyorlar. Yaralanıp sakat kalıyorlar. Psikolojik travma yaşıyorlar. Bütün bunlar, toplumun huzurunu etkileyen, ekonomisine zarar veren olaylar. Pek çok uzmana göre, önlem alınması gayet kolay ama, maalesef rantiyeye gem vurulamıyor. Nedeni, kentin önemli merkezlerindeki arazilerin ranta uygun hale gelmesi ve buraların insanların sahip olmak istedikleri gayrimenkuller için daha fazla para eder durumda olması gibi gösteriliyor.

Zaten, yerel yönetimlere, belediye meclislerine baktığımızda ise meclis üyelerinin büyük çoğunluğunun müteahhit sıfatı taşıyanlardan oluşması da yapılması gereken bu tür işlemlerin yapılmasına engel olunmasına ve mani olunmasına kol kanat gerildiğine işaret edebiliyor.

Senelerdir bizlerde, “ülkemiz deprem riski altında. Pek çok şehirdeki yerleşim alanlarının altından fay hatları geçiyor. Allah göstermesin, bir deprem halinde yüz binlerce insanımız bu fay hatları nedeniyle ölebilir….” Sözleriyle önlem alınmasına yönelik ifadelerde bulunuyoruz ama, maalesef bu konularla ilgili ciddi adımların bugüne kadar atılmayışının da üzüntüsünü yaşıyoruz hep birlikte.

Neyse ki, bu sesleri duyan ve kulak veren birileri oldu. İçişleri Bakanlığı konuyla ilgili açıklama yaptı.

Doğal afetlere karşı Fay Yasası geliyor. Sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, meslek odaları ile kamu kurum ve kuruluşlarının yer aldığı Afet Risk Azaltma Platformu'nun düzenlediği toplantının ardından bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğuna ilişkin ortak fikir çıktı.

Konuyla ilgili bilgi veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kanundaki eksiklik nedeniyle boşluk bulunan bu konunun çözümlenmesi amaçlı olarak kanun taslağı hazırlanması ve düzenleme için çalışma ekibinin oluşturulduğunu kaydetti. Her biri alanında uzman deneyimli isimlerin oluşturduğu çalışma grubunun hazırlayacağı taslak metin önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulacak.

Afet riskini en aza indirmek ve fay hattı geçen kentlerde, insanların can ve mal güvenliğinin sağlanması için gündeme gelen 'Fay Yasası' ile fay hatları üzerinde gerçekleşen yapılaşmaların önüne geçilmesi, mevcutta var olanların ise kentsel dönüşümle yıkılarak vatandaşların daha güvenli bölgelere taşınması planlanıyor.

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından en son hazırlanan Türkiye Diri fay Haritası'na göre ise ülke genelinde 5.5 ve üzeri deprem üretebilecek 486 diri fay veya fay segmenti bulunuyor. Yapılan bir araştırmaya göre büyük deprem üretme potansiyeli bulunan diri fayların yerleşim yerlerine olan uzaklıklarına bakıldığında da 18 ilin merkezi, 80'i aşkın ilçe ve 502 köy fay hatları üzerinde yer alıyor.

Fay hatlarının geçtiği 18 il ise Bursa, Aksaray, Bolu, Sakarya, Yalova, Balıkesir, Manisa,İzmir, Aydın, Denizli,  Erzurum,  Kahramanmaraş, Hatay, Hakkari, Muğla Eskişehir, Kütahya, Bingöl olarak belirlendi.   

Yani, sizin anlayacağınız ve bizimde yapılan bu açıklamalardan elde ettiğimiz bilgilere göre, fay hatları üzerinde oturup duruyoruz.

Peki, bu fay hatları ve deprem tehlikesiyle, korkusuyla yaşamak zorunda mıyız?

İkamet ettiğimiz binaların can ve mal güvenliği konusunda ne kadar bilgi sahibiyiz?

Bütün bunların kamu düzeni içinde belirlenip açıklanması ve vatandaşlar olarak bizlerin daha güvenli, daha emin ve daha sağlam binalarda kendimize sığınak aramamız gerekiyor. Bakan Süleyman Soylu’nun verdiği bilgilerden yola çıkarsak, henüz çerçevesinin tam olarak netleşmediği yasal düzenlemeyle kentsel dönüşüm çalışmalarında fay hatları üzerinde bulunan yerleşim yerlerine öncelik verilmesi gündemde. 11. Kalkınma Planı'nda da her şehre ayrın bir dönüşüm projesinin hazırlanıp hayata geçirilmesi, acil dönüştürülmesi gereken yerlerin tespiti için çok ölçütlü değerlendirme sisteminin uygulanması ve fay hatlarına yakın yerlere dönüşümde öncelik verilmesi yer almıştı.

Yasal düzenlemeyle fay hatlarına yönelik yapılmış binaların yıkılıp daha güvenli bir bölgeye taşınması da planlanıyor. Tabi, bu çalışma, sadece merkezi planlama ile yapılması mümkün değil.  Yerel yönetimlerinde ellerini taşın altına koyması şart. Belediyelerin bu alanlar için inşaat izni verilmesinin önüne geçilmesi için de imar planlarında kalıcı düzenlemeler yapılması ve hiçbir şekilde bu alanlara yapım izni verilmeyerek verilenlerin ise düzenleme kapsamında yıkılması öngörülüyor. Fay hatları üzerindeki yapıların dönüşümü için kredi ve faiz gibi gerekli tüm finansman desteği de sağlanacak.

1999 Marmara Körfez depremi sonrasında bizler doğal afetler konusunda ne anladık?

Deprem değil, bina öldürüyor. Yani, çürük çarık yapılan, denetimsiz binalarda insanlarımız can verdi. İnşallah, bu fay hattı kanunu bir an önce çıkarda deprem riski ve korkusuyla yaşamaktan kurtuluruz. Hiç değilse, neresinin tehlikesi, neresinin güvenli olduğunu öğrenebiliriz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.