Gece ile gündüzün karıştığı, kanepede koltukta onar on beşer dakikalık kestirmelerin uykudan sayıldığı,çayla tostun bir buçuk İskender muamelesi gördüğü,kentin bir ucundan diğerine günde ortalama yüz kilometrenin kat edildiği ve tansiyonla şekerin bedenimde tahterevalli kurduğu,hiç akla gelmeyecek tersliklerin sinir katsayısına yapılan inanç ve moral takviyesi ile takla attırılarak düzlendiği,on iki kişilik bir ekibin koordinasyonunun kondisyonumu zorladığı  günlerden geçiyorum.

Zorum ne?

Zorum,

Fark Yaratan İşletmelerimiz Ödül Töreni.

Zorum sözcüğü latife tabii.

Yanlış anlaşılmasın şikayet filan etmiyorum.

Aksine keyfim çok yerinde.

Yukarıda saydıklarım kendi kendime azıcık nazlanma o kadar.

Eee o kadar da oluvesin gari.

Ne de olsa bu kentte bu organizasyonu altıncı kez yapıyorum.

Artık taklit edilmeye de başlandım; daha ne isteyeyim.

Ancak önemle belirtmeliyim ki üzerinde içime sinecek kadar titizlikle çalıştığım bu son etkinlik sadece bana ait değil.

Aslan payı sahnenin kulisinde ki kahramanların.

Kahramanların tabirini özellikle kullandım, çünkü kahramanlar ne yapıyorlarsa nominal getiriler peşinde değillerdir.

Onlar sadece oyunun sahnede ki sergilenmesi ile ilgilidirler ve oyuncular maksadı hasıl edebilirlerse en çok alkışta yine onlardan gelir.

Öyle bak bana, bak bana türünden ticari beklentilere ambalajlanmış fiyakalı deyimi ile sponsorluk ta değildir kahramanların yaptıkları;

Gönüllülüktür.

Bazen de, al da at denilen gollük pastır.

Deşarp Tekstil’in sahibesi Sayın Süheyla Kırcı ve eşi Sayın Mehmet Kırcı’nın Sivil Gündem’e gönüllerinde yumuşatıp sonra da al da at diye bana verdikleri pas gibi.

Fark Yaratan İşletmelerimiz Ödül Töreni Bursa’da yine bir ilk oluyor.

22 ayrı sektörden firmayı  ve  gönüllerde taht kuran dört özel kişiyi onurlandıracağımız etkinliğimiz son derece titiz bir çalışma ile heyecanla beş yüzü aşkın konuğun karşısına çıkacağı günü bekliyor.

Bursa’da bir ilk dememin sebebi var elbet.

Tabi ki ilimiz de benzer etkinler düzenleniyor bu konu da ama onlarla seçki ölçütlerimiz farklı.

Bir firmanın çok şubeli, çok yatırımlı, çok zengin, çok çalışanlı, çok bilinir, çok sükseli, çok politik hatta vergi rekortmeni bile olması, kısacası ‘’en bi’’ olarak anılması bile bu ödülü alabilmek için yeterli ölçüt sayılmıyor.

Fark Yaratan İşletmelerimizin değerlendirilmesinde diğer Fark Yaratanlar Ödül Törenlerinde olduğu gibi gerekli yasal statüye sahip olmaları ve yine yasal yönden sıkıntılı olmamalarından sonra sadece tek bir ölçüt var.

Her ne iş kolundaysalar mutlak surette insana, hayvana ve doğaya dokunuyor olmaları.

Ya da hepsine birden.

2 Martta ki Ödül Törenimize katılacak dostlarımızın içleri rahat olsun;

Alkışlayacakları her işletme ve özel kişi mutlak surette bu ölçütlerden en az birini layıkı ile yerine getirenler arasından seçildiler.

Bu yıl ulaşamadıklarımızla da gelecek yıllarda aynı sahneyi paylaşacağız.

Ben ödül gecesinde konuklarımıza ödül alacak Fark Yaratanları ve dört özel kişiyi takdim ederken  ‘işletmelerimizin ve kişilerimizin yarattıkları farkları uzun uzun sayıp,  ‘Şöyle yaptılar, böyle yapıyorlar’ demeyeceğim.

Çünkü hemen tamamına yakını bir elin verdiğini diğeri duymamalı hadisi şerifine gönülden bağlılar.

Zaten konu ile ortak tek istekleri bu oldu.

Biz de baktık araştırdık;

Gördük doğrudur.

Dedik ki, tamam.

Hazır Fark Yaratanlar Etkinliklerinden söz ediyorken, bana son iki yıldır çok ilginç gelen bir konuyu da yazmadan geçemeyeceğim;

Bursa’da yıllardır Fark Yaratanlar Ödül Törenlerini düzenleyerek özellikle Bursa’yı özne yapan bir etkinlik bir sürü Bursa odaklı dernek vs varken hadiseye neden sadece Muğlalılar Derneği durumdan vazife çıkarıp canla başla destek veriyor?

Haa hiç şikayetim yok bu durumdan.

Allah Muğlalılar Derneğinden de, Başkanı Sayın Ramazan Akan’dan da, derneğin Yönetim Kurulunu oluşturan kıymetli dostlardan da verdikleri destek ve enerji için gani gani razı olsun.

Sadece merak ettim de yazdım yukarıda ki paragrafı; o kadar.

Belki başkaları da merak ederler; kim bilir.

Neyse ben öze döneyim.

İnsanın yaptığı işi içine sindire sindire yapması mükemmel bir duygu.

Kimseye gereksinim duymadan, ilkelerinden ödün vermeden, kurallarını esnetmeden amacına odaklanıp onu heder etmeden çabalamak destek olanların egolarının şişkinliğinden dolayı bu tip organizasyonları yapanlara pek nasip olmaz.

Bana oldu, oluyor da…

Bu yazı kahraman gönlülerime bir ara teşekkür idi.

Ana teşekkür 2 Marttan sonra.

Kısmetse tabii.