Türkiye'nin zorlu bir ekonomi süreci yaşadığının artık herkes farkında. Hükümet ekonomiye yönelik ikazları aylar hatta yıllar öncesinden yapmamıza rağmen maalesef bu ikazlara kimse kulak vermedi. Ak Parti’nin gözde zenginlerinden olan inşaat sektörü bugün bankaların faiz indirimine muhtaç!
Dün çoğu müteahhit maliyetin çok üstünde fiyatlara daire ve işyeri satarken bu adaletsiz süreci denetlemeyen hükümet, gelinen noktada yine inşaat sektörünün gazabına uğruyor. FETÖ'nün bile en kolay yapılandığı alan olan finans sektörü özellikle bankacılık, faizcilik, inşaat ve eğitim sektörlerinde güç kazandı. Bugün gelinen noktada bankacılık dışında tüm sektörlerin batmakta olduğunu görmekteyiz.
Peki, faiz lobisinin lütfedip indirdiği kredilendirme oranları ne kadar çözüm üretebilecek? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ısrarla ifade ettiği faizsiz bankacılık ve ekonomi modeline neden geçilemedi? Ticaret neden ısrarla bankalara mahkum edildi? Sektörler hangi küresel devlerin ve devletlerin kıskacında?
Üretim ekonomisi güçlendirilmeli…
Ticaretin durma noktasına gelmesinin en temel nedenlerinden birisi de küresel baskılar. Her ne kadar sıkışınca dış güçlere atıfta bulunan ekonomi politikalarına yükleniyor olsak bile, asıl sorun üretim ekonomisinin finans güçsüzlüğü. Alım gücünün ülke genelinde düşük olmasının en temel nedeni, maliyetin yüksek olması. Yurt dışında daha düşük fiyatlara üretilen ürünlerin ithal edilmesi yerli üretimi baltaladı. Özellikle tekstil, inşaat ve otomotiv ile bilişim sektörü, yüksek ihracat yerine gerçekleştirilen ithalatın kurbanı oldu.
Tekstil ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren işverenler ciddi bir finans dar boğazında. İşveren, artan işçi ve iş yükü maliyetleri nedeniyle üretimi durdurma noktasına geldi. Vergi maliyetlerini değerlendirmeyen politikacılar, üretime esas olan enerji ve akaryakıt giderlerinin artışından da bir haber.
İşte tam bu noktada haftasonu Bursa'da olacak Cumhurbaşkanı Erdoğan tekstil, otomotiv ve sanayi kentine özel açıklamalar ile ekonomiyi reel düzeyde motive edebilir. Bursa İş Dünyasının beklentileri arasında yer alan düşük ve uzun vadeli krediler hususunda inanıyorum ki, pozitif bir sonuç açıklaması Erdoğan hattından gelecektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ömer KÜÇÜKKAYA
Faiz indirimi çözüm olur mu?
Türkiye'nin zorlu bir ekonomi süreci yaşadığının artık herkes farkında. Hükümet ekonomiye yönelik ikazları aylar hatta yıllar öncesinden yapmamıza rağmen maalesef bu ikazlara kimse kulak vermedi. Ak Parti’nin gözde zenginlerinden olan inşaat sektörü bugün bankaların faiz indirimine muhtaç!
Dün çoğu müteahhit maliyetin çok üstünde fiyatlara daire ve işyeri satarken bu adaletsiz süreci denetlemeyen hükümet, gelinen noktada yine inşaat sektörünün gazabına uğruyor. FETÖ'nün bile en kolay yapılandığı alan olan finans sektörü özellikle bankacılık, faizcilik, inşaat ve eğitim sektörlerinde güç kazandı. Bugün gelinen noktada bankacılık dışında tüm sektörlerin batmakta olduğunu görmekteyiz.
Peki, faiz lobisinin lütfedip indirdiği kredilendirme oranları ne kadar çözüm üretebilecek? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ısrarla ifade ettiği faizsiz bankacılık ve ekonomi modeline neden geçilemedi? Ticaret neden ısrarla bankalara mahkum edildi? Sektörler hangi küresel devlerin ve devletlerin kıskacında?
Üretim ekonomisi güçlendirilmeli…
Ticaretin durma noktasına gelmesinin en temel nedenlerinden birisi de küresel baskılar. Her ne kadar sıkışınca dış güçlere atıfta bulunan ekonomi politikalarına yükleniyor olsak bile, asıl sorun üretim ekonomisinin finans güçsüzlüğü. Alım gücünün ülke genelinde düşük olmasının en temel nedeni, maliyetin yüksek olması. Yurt dışında daha düşük fiyatlara üretilen ürünlerin ithal edilmesi yerli üretimi baltaladı. Özellikle tekstil, inşaat ve otomotiv ile bilişim sektörü, yüksek ihracat yerine gerçekleştirilen ithalatın kurbanı oldu.
Tekstil ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren işverenler ciddi bir finans dar boğazında. İşveren, artan işçi ve iş yükü maliyetleri nedeniyle üretimi durdurma noktasına geldi. Vergi maliyetlerini değerlendirmeyen politikacılar, üretime esas olan enerji ve akaryakıt giderlerinin artışından da bir haber.
İşte tam bu noktada haftasonu Bursa'da olacak Cumhurbaşkanı Erdoğan tekstil, otomotiv ve sanayi kentine özel açıklamalar ile ekonomiyi reel düzeyde motive edebilir. Bursa İş Dünyasının beklentileri arasında yer alan düşük ve uzun vadeli krediler hususunda inanıyorum ki, pozitif bir sonuç açıklaması Erdoğan hattından gelecektir.