Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

EVET; YİNE…

Yazının Giriş Tarihi: 13.05.2017 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.05.2017 00:02

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Türkiye'de kayıt altına alınan Suriyeli mülteci sayısının biyometrik verilere göre 2 milyon 957 bin 454 kişi olduğunu söylüyor;

Bursa il genelinde ki Suriyeli sayısını da 115 bin olarak veriyor. (Şubat 2017)

Koyun sayamadıklarımızı da üzerine,

Toplayın hepsini bir araya,

Türkiye’nin dördüncü büyük şehrini oluşturuyorlar.

Yine mi Suriyeli meselesi?

Evet; Yine…

Bu mesele artık mesele olmaktan çıktı, sosyal sorun halini aldı.

Farkındasınız elbette;

Bursa ciddi şekilde dönüşüyor;

Arapça  tabelalarla, peçeli kadınlarla, günün her saatinde ve kentin her yerinde boş boş dolaşan sakallı adamlarla, yollarda, caddelerde, toplu taşım araçlarında, bahçelerde, parklarda bağıra çağıra Arapça konuşan insanlarla, mültecilerin sayısını çok kısa zamanda zorlayacak Suriyeli bebek ve çocuklarla, asayiş olaylarının gelmeleriyle birlikte artmasıyla modern Türkiye’nin sanayi ve turizm merkezi ve dördüncü büyük kenti, sıradan bir Ortadoğu şehrine benziyor giderek.

Mültecilerin geldikleri yerde ki yaşam alışkanlıklarını aynen burada da sürdürme çabaları, büyük bedeller ödeyerek oluşturmaya çalıştığımız kentlilik bilinci ile bizim geçmişte bıraktığımız bir dizi olumsuzluğun tekrar hayatımıza girmesine neden oluyor.

Özellikle geceleri başka bir Bursa var artık.

Olayın ekonomik ve asayiş yansımaları da hepinizin malumu.

Bakınız, yetkililer yalnızca Osmangazi’de 70 bin Yıldırım’da ise 80 bin Suriyelinin yaşadığından söz ediyorlar ve Bursa’ya gelen Suriyeli mülteci sayısı, kayıt dışılar da eklendiğinde, mültecilerin kentimizde ki birçok ilçenin nüfusunu kat kat aştığını belirtiyorlar.

Yalnızca Yıldırım’da yaşayan Suriyeli sayısı, Harmancık nüfusunun 12, Büyükorhan’ın 8, Orhaneli’nin 4, İznik’in iki, Yenişehir’in ise 1 buçuk katına denk geliyor.

Eee bunların hepsini biliyoruz;

Yeni bir şey demeyeceksen neden yazdın? Derseniz;

Demeyin.

Alışmayalım, normalleştirmeyelim, yok saymayalım, bu durumla sürekli yüzleşip, belediyelerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza ürettiğimiz çözüm önerileri ile destek olalım diye yazdım.

Kiminle konuşsam konu hakkında kurulan üç cümlenin ikisi şikayet, biri öfke.

Toplumsal sorunlar bir tek şikayet ve öfke ile çözülmez.

Tüm tarafları içerisine alan ve uygulanabilirliği olan projeler üretmek gerekir.

Yanlış anlaşılmasın hayıflanmak değil derdim;

Hayıflanmak için geç kalmaktandır korkum.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.