Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Esas iş onlarda…

Yazının Giriş Tarihi: 02.05.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.05.2020 00:00

Yıllardır yaptığım söyleşilerde öyle çok güzel insan tanıdım ki...

Doktorlar, psikologlar,Oda ve dernekler ile Başkanları,Esnaf,Tüccar,Ülke Çapında sanayici ve İşadamları,Sanatçılar,Öğretmenler,Akademisyenler,Satranç

Ustaları,Edebiyatçılar,Ressamlar,Yönetmenler,Çok Sesli Korolar,Tıp Doktorları,Mühendisler,Siyasiler,Sosyal Hizmet Uzmanları,Muhtarlar,Sporcular ve Spor Kulüpleri…

Hepsinin ortak paydası insana bir şeyler katmak,ortak akıl üretmek ve konularında algı yaratmaktı.

Bence bu kişi ve kuruluşlara ‘Ellerini Taşın Altına Koyanlar’ demek en doğrusu.

Kimi çocukların geleceklerine bir tuğla koymayı amaç edinmiş,kimi insan sağlığı parkurunda son sürat ilerlemeye ilkem demiş,kimi kent ve kentliliği uğraş alanı seçmiş,kimi sanat adına düşmüş yollara,kimi şehre ve ülkeye spor konusunda yararlı olabilmenin sevdasında.

Sağlıkçı olanları da kol kola girmişler  bizi Azrailin elinden almaya çalıyorlar bu günlerde.

Aslında hepsinin dertleri üç aşağı beş yukarı aynı.

Olanaksızlıklarla boğuşurken yenilgiyi asla kabul etmiyorlar.

Farkında olalım ya da olmayalım,hayatımızın her köşesine izlerini bırakıyorlar.

Tutacak el,tutunacak dal oluyorlar.

Bu gün her biri bir gereksimden doğan,ilgi alanlarındaki sıkıntıları gidermeyi hedefleyen,kitlelerinin gözü,kulağı,sesi durumuna gelmiş ve bu uğurda gece gündüz çalışan STK’nı yani Sivil Toplum Kuruluşlarını hatırlatmaya  çalışacağım,dilim döndüğünce.

Şöyle bir düşünelim önce;

Kaçımız mahallemizde yaşayan çocukların,her an kötü bir seçim yaparak hayatlarını mahvetmelerini önlemek üzere maaşlarımızı harcarız,kaçımız icralık olmayı göze alarak ticari itibarımızı riske atarız ve kaçımız emekli olduktan sonra rahat rahat oturmak varken,sabahın köründen akşamın bir saatine kadar mahallenin çocukları spor yasınlar diye uğraşır kredi kartımızın limitlerini zorlarız?

Ve kaçımız, görevimizi gönüllükle sarmalayıp insan kurtarmak  uğruna can verebilmeyi göze alabiliriz.

Örnekleri pek çok tabii.

Ancak yine sivil toplum kuruluşlarına üye olarak aktif görev alanların sayılarına bakıldığında şikayet etmeyi elini taşın altına koymaya tercih edenlerin sayılarının hiçte azımsanamayacağı bir gerçek.

Sivil toplum kuruluşları  akla gelebilecek her konuda faaliyet gösteriyorlar.

Hayata dair ne varsa onun bir sivil toplum kuruluşu var.

Dayanışma Derneklerinden,Meslek Kuruluşlarına dek uzanan bu geniş yelpaze hemen hepimizi bir şekilde kapsıyor.

STK lar aynı zamanda birer süpap görevini de üstlenmiş durumdalar.

Her şeyi devletten beklemenin devleti de bir yerde kilitleyeceğinin farkında olarak sürdürüyorlar çalışmalarını.

Kanunlarla kuruluyor kanunlarla korunuyorlar.

Literatürde Sivil toplum kuruluşlarının görevleri, devletin gücünün yetmediği konularda araştırma, tesis ve hizmet sağlayarak devlet işlerindeki açığı kapatmak olarak tanımlanıyor.

Sivil toplum kuruluşları, projeler üreten, kar amacı gütmeyen ve kurumsal kimliğe sahip oluşumlar.

 Demokrasinin gerekliliği denilince ilk olarak her ne kadar siyasi partiler görülse de onların yanında sivil toplum kuruluşlarının yeri inkar edilemeyecek kadar önemli.

Demokrasinin geldiği nokta,sivil toplum kuruluşlarının sağladığı çok seslilik,çoğulculuk,ve katılımcılıkla değerlendirilir.

İnsanların başarılı olma,güce ihtiyaç duyma ve taktir edilme güdüsü gibi üç temel gereksinimi olduğu göz önüne alınır ise katılımcı ve gönüllü olmak esasıyla sivil toplum kuruluşları bu gereksinimi karşılayacak imkanlara sahiptirler.

Sivil Toplum Kuruluşları toplumun yapı taşlarını sıkılaştıran ve ülkenin sorunlar sarmalında kalmasını önleyen,çözüm önerileri getirerek,ulusun önünü açan bir niteliğe sahiptir.

Hepsinin iştigal konusu ayrı olsa da,demokratikleşmede yolları kesişir.

Bize yalnız olmadığımızı,elimizi tutacak bir elin olduğunu,hangi desteğe ihtiyacımız varsa,onunla örtüşen bir gönüllü gönlü olduğunu hatırlatırlar.

Bu köşe pek çok  zaman Bursada’ki sivil toplum örgütlerinin,ete kemiğe bürünmüş hizmetlerini konu etmiş ve etmeye de devam edecektir.

Çünkü gönülden inanıyorum ki;kuruluş ilke ve ideallerinden sapmadan,siyasileşmeden işlevini ana amacı doğrultusunda sürdüren her sivil toplum kuruluşu toplumun baş tacıdır.

Bursa’da Akademik Meslek Kuruluşları,İş Hayatı Meslek Kuruluşları,Sendikalar,Vakıflar,Hemşehri Dernekleri,Sosyal Kültürel Dernekler,Sportif Dernekler,Teknik Ekonomik Dernekler ve Kooperatifler ana başlıkları altında yanlış anımsamıyorsam beş bine yakın Sivil Tolum Kuruluşu faaliyet gösteriyor.

Şimdiler de tamamına yakınları salgının açtığı yaraları sarmaya çalışmakla meşguller.

Ben de neler yaptıklarını web sitelerinden,sosyal medya hesaplarından, takibiyle meşgulum.

Çoğu ile de telefon irtibatımız hiç kesilmedi.

Eğer kısmet olursa Aralık ayında, olmaz ise ne zaman kısmet olursa o zaman süreç içerisinde yitirdiğimiz canlarımıza ve başta sağlıkçılarımız olmak üzere ellerini taşın altına koyanlarımızın hepsine ithaf edeceğimiz Fark Yaratanlar Ödül Törenlerinin sekizincisinde size anlatacağım pek çok kahramanlık hikayesi olacak.

Dedim ya ben sadece anlatacağım,

O yüzden işim kolay.

Esas iş onlarda;

Şimdilerde yazdıkları insanlığın erdemine dair hikayelerinde…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.