Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Erken seçim

Yazının Giriş Tarihi: 14.10.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.10.2020 00:00

Siyasetin son günlerdeki gündemi erken seçim oldu. CHP lideri, muhalefet partisi MHP’ye seslenip, “sabah erken seçim istediğini söyle. Ülke seçime gitsin!” çağrısında bulundu. Bu çağrı, pek çok kişi tarafından “bayram değil, seyran değil, eniştem beni neden öptü?” benzetmesi hatırlatılarak siyasette yeni bir polemik malzemesi oldu.

Muhalefetin amacı iktidar olmak, iktidarı devirmek ve yerine geçip koltuklara oturmak.

İktidarın amacı ise ne kadar uzun süre iktidarda kalabilirse kalmak.

Dünyanın dört bir köşesinde iktidarlar, muhalefetler hep birbirleriyle zıtlaşıp durur. Bizim ülkemizde bu konuda daha ileri bir zıtlaşma ve inatlaşma mevcut. İktidar ile muhalefetin anlaştığı ülkemizin milli konularında bile ortak hareket ettiklerine pek şahitlik edemiyoruz.

Son günlerde ise siyasette bir erken seçim tartışmasının fitili ateşlendi. Tabi, alışık olduğumuz üzere fitilin ateşini CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yaktı. Ama, hedef bu kez iktidar partisi ve onun genel başkanı değil, iktidara destek verdiklerini açıklayan muhalefet MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli idi.

Seslenişin özeti şöyle; “ülkemizdeki siyaset artık hizmet edemiyor. Sabah erken seçim isteğini söyle. Ülke seçime gitsin!...”

Ana muhalefetin politika üretme konusundaki bu seslenişi ve erken seçim istemesi siyaseten normal. Yerinde bir hareket. Fakat, hedefte iktidar partisinin olmayışı eleştiri konusu. Belki de bizim bilmediğimiz ince bir detay vardır CHP’nin bu teklifinde.

Kemal Kılıçdaroğlu, kendi partisi içindeki iç çekişmeler, özellikle İstanbul il başkanı ile bazı milletvekillerinin partinin rotası ve kimliği üzerinde tartışmalar yapması, hatta daha ileriye gidip birbirlerinin istifalarını istemeleri, bu tartışmaların kamuoyu önünde yapılması bir sıkıntı.

CHP içindeki ikinci sıkıntı ise Muharrem İnce’nin uzun ince bir yola çıkması. Ülkenin şehirlerini gezmesi. CHP içindeki rahatsızlıkları dillendirip, halkın ana muhalefet partisinde değişim yapmasını istemesi.

Her ne kadar Kılıçdaroğlu, partisinin kurultayında yeniden ve tek aday olarak seçimlere girip genel başkan seçilse dahi, vatandaşlarımız bu işin, “seç beni, seçeyim seni” tarzı koltuk dağıtma operasyonu olduğunu biliyor. Birde, adayların delege kotası ile aday gösterilmesi de siyasi tarihe pek yakışmıyor.

Vatandaş olaya şöyle bakıyor, “eline adalet yazılı pankartı alıp iller arası yürüyüş yapan bir liderin, kendi partisi içindeki adaleti sağlamak ve adaletli politikalar üretmekteki engelleyici tutumları ne kadar adil.”

CHP içinde en fazla tartışılan konulardan bir tanesi de bu.

Ana muhalefet, iktidar alternatifi politikalar üretip, bunlarla ilgili siyasi çözümler sunacağı yerde, kendi içindeki kısır çekişmelerle mesai harcaması ülkemiz içinde gerçekten sıkıntı. Muhalefetin amacı denetim yapmak. İktidarı, kamuoyunun, halkın istek ve beklentileri yönünde hizmet etmeye zorlamak.

Bu konularda eksiklikler var.

Muhalif partiler, iktidarın tökezlemesini, ekonomik ve sosyal sıkıntılar yüzünden halkın güveninin tükenmesini, kerhen de olsa seçim vakti geldiğinde başka alternatif bulunmadığı için kendilerine oy vermesi gibi bir beklenti içinde gözüküyor.

CHP lideri, işte bütün bu olayların bir araya gelmesi üzerine, siyasette yeni bir ufuk açmak ve partililerin birbirleriyle tartışıp kavga etmeleri yerine, “biz iktidara yürüyoruz” diye düşünmesini sağlama adına erken seçim adımlarını attı bana göre.

MHP’nin neden hedef seçildiğine gelince ise cevap gayet basit. Ülkemizdeki siyasi gelişmelere şöyle bir bakalım. 1994 seçimleri ve sonrasında yapılan erken seçimlerde hareketin ve tekliflerin hep MHP lideri Devlet Bahçeli’den geldiğini görebiliyoruz. Özellikle, AK Parti iktidarının yolunu açan 2002 seçimlerinde Bahçeli ve Bursa’nın Keles Kocayaylası kilit rol oynamıştı.

Yine Anayasa referandumları, değişiklikleri, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş sistem değişikliği gibi pek çok konuda hep karar öncesi MHP lideri Devlet Bahçeli’nin teklifleri siyasetin belirleyici yönünü oluşturdu.

Şimdi ise iktidar AK Parti ile MHP, Cumhur ittifakının en güçlü iki partisi. CHP liderine göre MHP koalisyon ortağı. Bu durumda, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye seslenip, koalisyonu bozmasını ve AK Parti’yi seçime zorlamasını istiyor. Çünkü, AK Parti erken seçim yapılmayacağını, seçimlerin 2023 tarihinde yapılacağını söyleyip duruyor. Ülkemizin şu anda bulunduğu ekonomik durum, pandemi, koronavirüs salgını, pek çok kişinin işsiz kalması, kredi borçları ve insanların ceplerindeki paraların erimeye başlaması, iktidara olan güveni zedeliyor. İktidar seçim yapsa, beklediği oyları alamaz. Çünkü, halk kızgın ve bazı konularda kırgın.

İktidar karşıtı ittifak cephesinde ise İyi Parti ile HDP arasındaki milliyetçilik tartışması hakim. Bu durumda, seçimlere üç yıl daha bu ittifakın dayanıp dayanmayacağı şüpheli. İyi Parti içindeki milletvekilleri arasında da genel merkez yönetimine tepkiler var.

CHP liderinin erken seçim istemesi, fırsatların değerlendirilip, “göle oltayı attık. Balık çıkarsa nasip. Çıkmazsa yine nasip.” Mantığı ile hareket edilmesidir.

Ama, MHP bu oyuna gelmeyeceğini gösterdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.